KSO Başkanı Kütükcü: "Yeni Dönemin Öncelikleri Yüksek Enflasyon, Yüksek Kur

KSO Başkanı Kütükcü: "Yeni Dönemin Öncelikleri Yüksek Enflasyon, Yüksek Kur

Konya Sanayi Odası (KSO) Başkanı Memiş Kütükcü, Türkiye’nin büyümesini sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için yeni dönemin önceliklerinin yüksek enflasyon, yüksek kur ve yüksek faizle mücadele olması gerektiğini söyledi.

Konya Sanayi Odası (KSO) Başkanı Memiş Kütükcü, Türkiye'nin büyümesini sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için yeni dönemin önceliklerinin yüksek enflasyon, yüksek kur ve yüksek faizle mücadele olması gerektiğini söyledi.

Konya Sanayi Odası, Temmuz ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil'in başkanlığında, meclis ve komite üyelerinin katılımı ile gerçekleştirildi. Toplantıda Konya Sanayi Odası Başkanı Memiş Kütükcü dünya, Türkiye ve Konya ekonomisi ile ilgili bir sunum yaparken, toplantıya katılan İş Bankası Baş Ekonomisti İzlem Erdem de sanayicilerle ekonomide yaşanan son gelişmeleri ve öngörülerini paylaştı.

Konya Sanayi Odası Başkanı Memiş Kütükcü konuşmasında, küresel ekonominin ABD ve Çin arasında yaşanan küresel ticaret savaşlarına odaklandığını vurguladı. Kütükcü, "ABD ve Çin arasında başlayan ticaret savaşları sadece bu iki ülkeyle kalmadı ve ABD'nin ek gümrük vergilerine karşılık AB ve Rusya da misilleme yapacaklarını duyurdu. Giderek ısınan bu ticaret savaşları Türkiye'de dahil olmak üzere tüm dünya ekonomilerini etkilemeye başladı" dedi.

"Türkiye ilk altı ayda son 10 yılın en yüksek ihracat rakamına ulaştı"

Türkiye ekonomisine ilişkin yaptığı değerlendirmelerde özellikle dövizde yaşanan dalgalanmaların piyasalara olumsuz etkisinin devam ettiğini vurgulayan Kütükcü, bu dalgalanmaların önüne geçmek için orta vadeli programın bir an önce açıklanarak, reformlara başlanması gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye'de ihracatta yaşanan artışların memnuniyet verici olduğunu ifade eden Kütükcü, 2018 yılı Ocak-Haziran dönemi ihracatının son 10 yılın en yüksek ihracat rakamı olduğunu belirterek, "Ülkemizin en önemli ihracat pazarlarında Avrupa ülkelerinin etkisi artmaya devam ediyor. 2018 yılının ilk 6 ayında Türkiye'nin en önemli ihracat pazarları sırasıyla; Almanya, Birleşik Krallık, İtalya, İspanya, Fransa, Birleşik Devletler, Irak, Hollanda, Belçika ve Romanya oldu" şeklinde konuştu.

"Konya ihracatında sanayinin payı artıyor"

Konya'nın da ihracatını artırmaya devam ettiğini belirten Kütükcü, Konya ihracatında sanayi mamullerinin payının giderek yükseldiğini kaydederek, "2018 yılının ilk altı ayında sanayinin ihracatımızdaki payı geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 3,34 artarak yüzde 75,98 oldu. Aynı dönemde tarımın ihracatımızdaki payı yüzde 21,86, madencilik sektörünün payı ise yüzde 2,17 olarak gerçekleşti. Ayrıca Konya yılın ilk 6 ayında 179 ülkeye ihracat gerçekleştirdi" diye konuştu.

Kütükcü, Konya'nın dış ticaret fazlası vermeye devam eden ender illerden biri olduğunu da hatırlatarak, "2017 yılının ilk beş ayında 219 milyon 814 bin dolar dış ticaret fazlası veren ilimiz, 2018 yılının aynı döneminde de 307 milyon 263 bin dolar dış ticaret fazlası verdi" ifadelerini kullandı.

Konya İmalat Sanayi Güven Endeksi yükseldi

Küresel ticarette yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen imalat sanayinde çarkların dönmeye devam ettiğini, sanayicilerin gelecek günler için daha umutlu olduklarını ve bunun da Konya Sanayi Odası tarafından yaptırılan Konya İmalat Sanayi Güven Endeksi'ne yansıdığını vurgulayan Kütükcü, şunları söyledi: "Mayıs 2018'de 6,2 puan değerini alan Konya İmalat Sanayi Güven Endeksi, Haziran 2018'de bir önceki aya göre 1,1 puan yükselerek 7,3 puan değerini aldı. Haziran 2018'de Konya'da imalat sanayinde faaliyet gösterenlerin yüzde 27'si geçtiğimiz 3 aya göre üretimlerinin arttığını ifade ederken, önümüzdeki 3 ayda üretimlerinin artacağını belirtenlerin oranı da yüzde 49,3 oldu."

"İhracatta katma değerin artırılması cari açığın sürdürülebilir seviyelerde tutulabilmesi açısından önem arz etmektedir"

KSO Meclisine konuk olan Türkiye İş Bankası Baş Ekonomisti İzlem Erdem de, 'Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Son Gelişmeler' konulu bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunda Türkiye'nin daha çok yüksek teknolojili ürün ihraç etmesi gerektiğini dile getiren Erdem, "Türkiye olarak biz ağırlıklı olarak orta ve düşük teknoloji ürünleri ihraç ediyoruz. Üstelik ara mallarda da yüksek ithalat bağımlılığımız var. Ne zaman ki yüksek teknolojili ürünlerin ihracatımızdaki payı artmaya başlar, o zaman diğer ülkelerin ticarette bize olan bağımlılığı artar, küresel değer zincirlerinde daha fazla yer alırız. Bunun için teknoloji yatırımları ve yapısal reformlarla ihracatta katma değerin artırılması öncelikli öneme sahiptir. Bu alandaki her türlü kazanım şu an risk unsuru olarak değerlendirilen cari açığın sürdürülebilir seviyelerde tutulmasına da katkı sağlayacaktır. 12 aylık kümülatif verilere göre, Mayıs 2018 itibariyle 57,6 milyar dolar ödemeler dengesi açığı verdiğimizi görüyoruz. Milli gelirimizin yüzde 6'sına yaklaşan söz konusu açığın finansmanında yakın dönemde Merkez Bankası rezervleri ile kaynağı belirsiz döviz hareketlerini de içeren net hata ve noksan kaleminin payının artmakta olduğunu görüyoruz"şeklinde konuştu.

"2018 büyüme tahmini yüzde 4.1"

Şu anda Türkiye'nin en önemli sorununun enflasyon olduğunu ve bunun çözülmediği sürece risk primlerinin ve dolayısıyla faizlerin düşemeyeceğini, diğer sorunların da çözülemeyeceğini bildiren Erdem, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Enflasyonla mücadelede para politikasının mutlak suretle maliye politikasında sıkılaştırma ile desteklenmesi gerekmektedir. Söz konusu tedbirler ekonomide bir miktar soğumayı da beraberinde getirecektir. 2018 yılında Türkiye'nin büyümesini yüzde 4.1 olarak tahmin ediyoruz. Bunun Türkiye için sağlıklı bir yavaşlama olduğunu düşünüyoruz. Bu sene alınmakta olan tedbirler kısa vadede büyüme üzerinde aşağı yönlü etki yapar ama bu tedbirleri bugün almazsak ilerde küresel likidite koşullarının sıkılaştığı bir ortamda daha fazla sorunla baş etmek durumunda kalan, büyümede daha fazla kayıp yaşayan bir Türkiye ile karşı karşıya kalabiliriz. Dolayısıyla, orta vadede makro ekonomik açıdan daha dengeli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşmak için bugün biran önce ekonomideki belirsizlikleri ve kırılganlıkları ortadan kaldıracak tedbirlerin uygulamaya geçilmesi yararlı olacaktır."