Kronik böbrek hastalığı kader değil

Kronik böbrek hastalığı kader değil

Çocuk Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Dinçel:- "Ülkemizde son dönem böbrek yetmezliği olan ve bu nedenle gerek diyaliz gerekse nakille izlenen her 3 çocuk hastanın birinde, zamanında tespit edilmemiş idrar yolu enfeksiyonları ve mesane fonksiyon bozuklukları va

İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Doç. Dr. Nida Temizkan Dinçel, Türkiye'de son dönem böbrek yetmezliği olan ve bu nedenle gerek diyaliz gerekse nakille izlenen her 3 çocuk hastadan birinde, zamanında tespit edilmemiş idrar yolu enfeksiyonları ve mesane fonksiyon bozuklukları olduğunu belirterek, "Öte yandan çocukluk çağında başlayıp sinsice ilerleyen ve sıklığı da hızla artan başka bir durum ise obezite ve buna paralel olarak artan hipertansiyondur. Obezite, kronik böbrek hastalığının gelişimi için güçlü bir risk faktörüdür." dedi.

Dinçel, AA muhabirine "Dünya Böbrek Günü" dolayısıyla yaptığı açıklamada, kronik böbrek hastalığının, her yıl artan sıklıkta görüldüğünü ve tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de çok önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirtti.

"Dünyadaki her 10 kişiden birinde çeşitli evrelerde kronik böbrek hastalığı bulunduğu gösterilmiştir. Sorun, son dönem böbrek yetmezliği evresine ilerlediğinde kötü yaşam kalitesiyle hasta sağlığını, uygulanması gereken yüksek maliyetli diyaliz tedavileri nedeniyle de sağlık bütçesini ciddi şekilde tehdit etmektedir." diyen Dinçel, hastalığı farkındalık oluşturmak suretiyle önlemek veya erken tanıyla ilerlemesini geciktirmenin mümkün olduğunu aktardı.

Doç. Dr. Dinçel, bu nedenle mart ayının ikinci perşembe gününün Uluslararası Nefroloji Derneği ve Uluslararası Böbrek Vakıfları Federasyonu tarafından "Dünya Böbrek Günü" olarak ilan edildiğini vurgulayarak, şu bilgileri verdi:

"Bu yıl, bu özel gün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile aynı güne gelmiş ve kadınlara atfedilmiştir. Bu yılın teması 'Böbreklerin ve Kadınların Sağlığı: Dahil Et, Değer Ver ve Güçlendir' olarak belirlenmiştir. Böbrek hastalıklarının önlenmesi, erken tanınması ve tedavisi için eğitim ve farkındalık en önemli amaçlardır. Bu bağlamda Nefroloji Dernekleri ve Sağlık Bakanlığı ile ortaklaşa çalışmalar yürütülmektedir. Erişkin yaşta kronik böbrek hastalığının en sık sebepleri diyabet ve hipertansiyondur. Ancak şu da unutulmamalıdır ki erişkin yaşta görülen birçok böbrek hastalığı çocukluk çağında başlamaktadır. Bu nedenle hekimler ve aileler için hastalıkların önlenmesi, erken dönemde tanınması, erişkin dönemde kronik böbrek hastalıklarına gidişi belirgin azaltacaktır."

- "Mesane fonksiyon bozuklukları böbrek yetmezliği nedeni"

Doç. Dr. Nida Temizkan Dinçel, hastalığın çocuklarda görülmesinin en sık nedenlerini, idrar yolu enfeksiyonları, idrar yollarındaki yapısal anomaliler ve mesane fonksiyon bozuklukları olarak sıraladı.

İdrar yolu enfeksiyonlarının temizlik, doğru tuvalet alışkanlığı, sağlıklı beslenme ve bağırsak alışkanlığı düzenlenmesiyle önlenebildiğine işaret eden Dinçel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Nitekim hekimlikte de ilk amaç koruyucu hekimlik olup, enfeksiyonu önleyici tedbir almak ve enfeksiyon için risk faktörü varsa müdahale etmektir. İdrar yolu enfeksiyonları ateşli veya ateşsiz olabilir. Ateşi olan çocuklarda idrar yolu enfeksiyonu mutlaka akla getirilmeli, idrar tahlili ve idrar kültürü istenmelidir. İdrar tahlili ve kültürü istenmişse, özellikle küçük çocuklarda hastane ortamında idrar elde etmenin zorluğuna karşın, tetkikin önemi aileye anlatılmalıdır. Ayrıca idrar örneğinin alınması ve laboratuvara teslimi sırasında dikkat edilmesi gerekenler de vurgulanmalıdır. Ateşsiz olabilen idrar yolu enfeksiyonları için ailenin hangi belirtilerde idrar yolu enfeksiyonundan şüphelenmesi gerektiği hakkında bilgilendirilmesi elzemdir. Sorunun tanısı konulduğunda sadece ilaç vererek enfeksiyonu ortadan kaldırmak yeterli olmayıp, altta yatan nedenin araştırılıp tedavi edilmesi gereklidir."

Sık idrar yolu enfeksiyonu geçirmenin üst solunum yolu enfeksiyonu gibi olmadığının, altta yatan sebebin bulunması ve önlenmesi gerekliliğinin, aksi takdirde böbrek hasarı ve böbrek yetmezliğine kadar gidebileceğinin altının çizilmesi gerektiğine dikkati çeken Dinçel, "İdrar yollarındaki yapısal anomaliler, gebelikte yapılan ultrason incelemeleriyle daha anne karnındayken saptanabilir, bazen rahim içi dönemde bile müdahaleyle düzeltilebilir ve zararları hafifletilebilir. Sorunun, iyi bir gebelik takibi sayesinde doğum sonrası dönemde erken tanısı mümkün olur, dikkatli izlem ve koruyucu tedaviyle de zararları hafifletilir." değerlendirmesinde bulundu.

Doç. Dr. Dinçel, mesane fonksiyon bozukluklarının da en sık böbrek yetmezliği sebepleri arasında olduğu halde, doğru ve zamanında tanı, isabetli ve hasta uyumlu tedaviyle kötü kadere yol açmaktan men edilebileceğini aktararak, bu hastalık grubunda çocukların dışkılama ve idrar yapma alışkanlıklarının dikkatle sorgulanmasının, kabızlığın önlenmesinin, doğru idrar yapma prensiplerinin öğretilmesinin önemli olduğuna değindi.

- "6 yaşından sonra gece idrar kaçıran çocuğa dikkat"

Dinçel, 6 yaşını geçmesine rağmen gece idrarını kaçıran çocukların incelenmesi gerektiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hangi yaşta olursa olsun, tuvalet alışkanlığı edinmiş, bezden kesilmiş bir çocuğun gündüz idrar kaçırması, damlatması, ani sıkışmalar olması, oyuna-derse dalıp idrar kaçırması, sık veya seyrek tuvalete gitmesi, çömelme- sallanma- bacaklarını çaprazlama gibi farklı seçeneklerle idrarını tutma çabası normal değildir. Bu durumların normal değerlendirilmemesi, mutlaka araştırılması gereği konusunda aile bilgilendirilmelidir. Tekrar vurgulamak isterim ki ülkemizde son dönem böbrek yetmezliği olan ve bu nedenle gerek diyaliz gerekse nakille izlenen her 3 çocuk hastanın birinde, zamanında tespit edilmemiş idrar yolu enfeksiyonları ve mesane fonksiyon bozuklukları vardır. Öte yandan çocukluk çağında başlayıp sinsice ilerleyen ve sıklığı da hızla artan başka bir durum ise obezite ve buna paralel olarak artan hipertansiyondur. Obezite, kronik böbrek hastalığının gelişimi için güçlü bir risk faktörüdür.

Şöyle ki obezitenin yol açtığı diyabet ve hipertansiyonun son dönem böbrek yetmezliğine neden olduğu bilinmektedir. Ancak bu bilgiye eklenmesi gereken diyabet ve hipertansiyona yol açmamış olsa bile obezite tek başına böbrek hasarı için yeterli bir risk faktörüdür. Obeziteden etkilenen bireylerde böbrekler, artan vücut ağırlığına bağlı talepleri karşılamak için normalden daha fazla çalışır. Böbrek iş yükündeki bu artış böbrek hasarına ve uzun vadede son dönem böbrek yetmezliğine ilerler. Fazla kilolu veya obez olan kişilerde son dönem böbrek yetmezliği riski 2 ila 7 kat daha fazladır. Doğru ve sağlıklı beslenme ve düzenli hareket etme alışkanlığının çocuklara ilk yaşlardan itibaren kazandırılmasıyla obeziteden korunmak mümkündür. Sağlıklı çocuklarda 3 yaştan itibaren her muayene sırasında tansiyonunun ölçülmesiyle hipertansiyonun erken tanısı ve tedavisi mümkün olabilir ve gelişecek komplikasyonlar önlenebilir."

Doç. Dr. Dinçel, diyabetin de böbrek hastalığını etkileyen en önemli faktörler arasında yer aldığını vurgulayarak, böbrek taşlarının da bu konuda önemli bir etken olduğunu sözlerine ekledi.


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :