Koyun can derdinde..

Koyun can derdinde, kasap et derdinde…

 

Zaman zaman  şöyle dönüp etrafınıza bir bakıyor musunuz?

Neler konuşuluyor, neler söyleniyor?

Söylenenlerin bu ülkede yaşayan 75 milyonun gündemiyle ilgili alakası nedir, hiç düşünüyor musunuz?

Şöyle bir bakın etrafınıza Allah aşkına… Büyük resimde ne var?

Kelli felli yazar çizer takımımızın söylediklerine bir bakın? Siyaset ve iktidar merkezli tartışmaların dışında başka bir şeye rastlıyor musunuz?

Toplumsal çürümüşlük adına tek bir laf eden var mı?

15 yaşında küçük bir kıza 100 kişi tecavüz ediyor, kimse ya kardeşim bu tecavüz olayı da neyin nesi, nasıl bir toplum olduk, bu toplum manyadı mı? Nereye gidiyoruz demiyor.

Bunu ne medyadaki muhafazakar yazar çizer takımı yapıyor, ne de liberali…

Varsa yoksa iktidarı ele geçirme, iktidarı elde tutma, birbirine galebe çalma…

Tek dertleri bu…

Bu dün de böyleydi, bugün de böyle…
İktidarlar değişir ama iktidar üzerinden geçinen zihniyet değişmez…

Toplum yavaş yavaş ölüyor, toplum ölürken, ahlaken, madden manen diplerde geziyor kimsenin umurunda bile değil.

Herkes bize zarar gelmesinde kim ne yaparsa yapsın derdinde.

Herkes gemisini kurtaran kaptan…

İnsanlar işsizlikten bunalım geçiriyor, psikolojileri bozulmuş.

Yıllarca anne baba parası yemekten utanır halde evlerinden dışarıya çıkamıyorlar...

Okudukları okul, verdikleri emek boşa gitmiş, eğitimli bunalım ordusu haline gelmiş.

Evlerinde psikopata dönmüşler, aile huzurları kalmamış…

Bu aileler ne yapıyor, nasıl yaşıyor, bu çocuklar geleceğin en büyük sorunu olacak diyen yok.

Varsa yoksa anayasa değişikliği, belediyeler yasası, kim ne kadar belediye alır, kim ne kadar belediye kaybeder derdindeler…

Zaman zaman da köşeye sıkıştıklarında darbe inceleme komisyonunun tartışmalarını piyasaya sürüyorlar…

Benim darbem iyi, senin darben kötü şeklinde süren tartışmalar, bunun üzerine günlerce yapılan yorumlar… Bir zamanların darbe şakşakçıları, şimdinin demokratı olmuş, televizyonda ahkam kesiyorlar ve millete de sizin birincil gündeminiz bu diyorlar…

Toplumun birincil sorunları oysaki bunların hiçbiri değil…

Toplumun gerçek sorunlarını dile getirmemek için her şeyi söylüyorlar, sadece gerçek sorunlarını konuşmuyorlar…

Toplumun gerçek sorunlarıyla uğraşanlar olsa bile sesleri çıkmıyor.

Televizyon köşelerindeki tartışmalara bakın, iktidar partisi şu hamleyi yaparsa, muhalefet şu hamleyi yapar, o zaman iktidar şöyle kazanır, muhalefet şöyle kaybeder yorumlarının dışında topluma dair, toplumun dertlerine dair bir cümle edenine rastlıyor musunuz?

İktidar odaklı, iktidar ele geçirme merkezli bir entelektüel tartışmadan topluma dair hayırlı bir cümle çıkabilir mi?

Yeni gücün yanında yer alanlar, ondan beslenenler onu savunuyor, eski gücün tayfası da eski gücün şaşalı günlerine duydukları özlemle karşı tarafa salvolar atıyorlar…

Dertleri bu “güç”lerin varlığıyla kendi varlıklarını sürdürmek…

Durum bundan ibaret…

Medyası da iş adamı da, sivil toplum kuruluşu da bunun dışında bir eğilim göstermiyor.

Millet nasıl yaşıyor, ne halde, 700 liralık asgari ücretle üç çocuklu bir aile nasıl yaşar, nasıl hayatta kalır kimsenin umurunda değil…

Yalnızca sırça köşklerinde ahkam kesmeyi biliyorlar.

Kimisi yeni “muhafazakar mekanlarda” nargilelerini çekiyor, beş yıldızlı otellere haşamalı nasıl giriliri toplumun en büyük sorunu görüp, eski düzenle bunun üzerinden savaş veriyor,  kimisi eski “liberal- sosyalist-batılı mekanlarında” toplumu hala anlayamadıklarını anlayamamış bir biçimde kendini farklı bilinç durumlarına bırakmış, eski düzene nasıl dönerizin hesabını yapıyor… 

Ya vatandaş...

Anne baba, çocuğunu şehir dışına okumaya göndermiş yurt parasını düşünüyor…

Asgari ücretin yarısı olan ev kirasının günü gelmiş, ev kirasını düşünüyor…

Elektrik, su, doğalgaz faturası gelmiş onu düşünüyor…

Bir yaşındaki çocuğun, sütünü, mamasını, bezini düşünüyor…

Evde pişecek yemeği düşünüyor…

Üniversiteye giden çocuk, nasıl iş bulacağım onu düşünüyor…

Üniversite mezunu diğer çocuk bu yılda KPSS’de yerleşemezsem diye gurdeşen döküyor…

Medyada ağız dolusu laf edenlerden, siyasetçilerden bunlarla ilgili laf eden adam sayısı sizce ne kadar?

Velhasıl koyun can derdinde, kasap et derdinde…

Böyle bir durumda nasıl iyi bayramlar dilenir bilmiyorum, ama iyi bayramlar…

Önceki ve Sonraki Yazılar