Kore Savaşı'nın bitişinin 65. yılı

Kore Savaşı'nın bitişinin 65. yılı

Ankara Üniversitesi Kore Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ertan Gökmen:- "Kore Savaşı'nın ana sebebi, (Kuzey ve Güney'in) birbirlerine sürekli 'siz bize dahil olun' diye ısrar etmeleridir "- "Japonların çekilmesiyle yarımadanın akıbeti, d

ANKARA (AA) - AHMET FURKAN MERCAN - Ankara Üniversitesi Kore Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ertan Gökmen, Kore Savaşı'nın ana sebebinin (Kuzey ve Güney'in) birbirlerine sürekli "siz bize dahil olun" diye ısrar etmeleri olduğunu belirterek, "Japonların, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Kore Yarımadası'ndan çekilmesiyle Kore'nin akıbeti, dünya liderlerinin gündemine düştü ancak ülkeler, sıcak savaş yorgunluğu sebebiyle Kore'nin geleceği konusunda ilgisiz davrandı." yorumunda bulundu.

Gökmen, Kore Savaşı'nın fiilen bitiminin 65. yıl dönümünde AA muhabirine iki tarafın savaşa yönelişi ve dünya devletlerinin yaklaşımlarını değerlendirdi.

Japonya'nın 1910'da ilhak ettiği Kore Yarımadası'nı 1945'e kadar yönettiğini anımsatan Gökmen, 2. Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle Japonya'nın geri çekildiğini, 1945'te yarımadada kurulan iki hükümetin 1948'e dek karşılıklı olarak birbirlerine "katılma" çağrıları yaptığını belirtti.

Gökmen, "Pyongyang ile Seul arası 195 kilometredir. 1945'ten 1948'e dek devam eden çağrılar neticelenmeyince, Kuzey de Güney de bayraklarını çekerek kendi devletlerini kuruyorlar. 1948-50 arası kuzeyin lideri Kim Il-Sung'un Moskova'ya bilinen 3 ziyareti var. Stalin'e 'Güney'i kendime katacağım' diyor. Atom bombaları atılmış, soğuk savaş başlamış, Stalin pek de oralı olmuyor. Ancak Kim'in taarruzu da engellenemiyor." diye konuştu.

Japonya'nın 35 yıl boyunca Kore Yarımadası'nda eğitim dilini Japonca yaptığını, bu süre zarfında iki Kore neslinin büyüdüğünü aktaran Gökmen, ABD'nin Hiroşima ve Nagazaki'ye attığı atom bombalarından sonra Japonya'nın Kore'den çekilmek zorunda kaldığını söyledi.

- Choson ve Daehan veraset anlayışı

Kuzeylilerin "Choson Hanedanlığı" ve Güneylilerin de "Daehan Minguk" diye adlandırdıkları iki ayrı devletin varisi olduklarını iddia ettiklerini belirten Gökmen, şunları kaydetti:

"Pyongyang, 'Bizim Choson hanedanlığımız vardı. Japonya yarımadayı ilhak etti. Dünya savaşı bitince Japonlar geri çekildi. Biz halen Choson devleti olarak buradayız' diyor. Seul da 'Biz 1896'da Daehan İmparatorluğu'nu kurduk. Japonlar çekilince Daehan Cumhuriyeti'ne dönüştük. Yarımadanın asıl sahipleri biziz' diye argüman üretiyorlar. İki ayrı oluşum 45'ten 48'e dek çağrılaşmaya devam ediyor. Kore Savaşı'nın ana sebebi birbirlerine sürekli 'siz bize dahil olun' diye ısrar etmeleridir. "

Tel örgüsüz sınıra sahip iki ülkenin bu sürede hukuken birbirini tanımadığını dile getiren Gökmen, karşılıklı çağrıların cevapsız bırakıldığına işaret etti.

- Stalin'in Kuzeyli Il-Sung'u ikna çabaları sonuç vermedi

Kore Savaşı'na giden süreçte dünya devletlerinin yaklaşımı üzerine de konuşan Gökmen, "Savaştan önce sanal bir 38. paralel gerçeği var. Ancak gerçekliği henüz mevcut değildi. Atom bombalarıyla dünya savaşı sona eriyor. Postdam, Kahire, Moskova ve Tahran konferansları organize edilmiş. Dünya yaklaşık 45 yıl sürecek soğuk savaş dönemine yoğruluyor. Ancak Kore'de Kim Il-Sung isminde bir halk kahramanının derdi Japonların çekilmesiyle yarımadanın rejimini Komünizm dairesinden ayırmamak." değerlendirmesinde bulundu.

Gökmen, "Japonların çekilmesiyle yarımadanın akıbeti dünya liderlerinin gündemine düştüğü ancak ülkeler, sıcak savaş yorgunluğu sebebiyle Kore'nin geleceği konusunda ilgisiz davrandı." dedi.

Kuzeyli lider Il-Sung'un Rus lider Stalin'i Moskova'da 3 kez resmi olarak ziyaret ettiğini anımsatan Gökmen, Il-Sung'un Japon idaresindeki Kore'de halkı örgütlediği ve bazı isyanları teşvik ettiği ayrıca yurt dışındaki Korelileri de ziyaret ederek "Bir Kore" idealinin peşinde olduğunun altını çizdi. Gökmen, Stalin'i Moskova'da ziyaret ederek bu idealini aktardığını söyledi.

Stalin'in Il-Sung'u ikna çabalarının sonuç vermediğine dikkati çeken Gökmen, şöyle konuştu:

"1945'ten sonra Korelilerin yiyecek ve giyeceğinin olmadığı bir sefalet döneminde Il-Sung bu idealiyle Stalin'e gidiyor. Stalin, il-Sung'un yarımadaya yönelik 'iştahının kabarık' olduğunu anlıyor. Ancak harp sonrası sıcak çatışma ruhu ortadan kalkmış. Stalin konuşma esnasında pek de oralı olmuyor. Aslında Stalin'in 'Kore' diye bir derdi yoktu. Hatta, ki bu kayıtlara da geçmiştir, Stalin 'Bu yıl Moskova'ya ne kadar kömür vergisi ödemeyi düşünüyorsunuz' diye de soruyor. Çin'li lider Mao'ya 'Bir şey olursa Kore ile sen ilgilen' diyor. Yani bir nevi, Stalin, Il-Sung'a 'Taşeronla git konuş' diyor. Ancak Il-Sung'un 1950 Haziran'ında Seul'a yaptığı taarruz engellenemiyor."

- "Bir şemsiyenin altına girmeliydik"

Savaşın başlamasıyla katılacak devletlerin Birleşmiş Milletlerin (BM) çağrısına kulak verdiğine vurgu yapan Gökmen, ABD'nin ilk ve Türkiye'nin de ikinci cevap vererek savaşa katıldıklarını söyledi.

Gökmen, Türkiye'de o yıllarda ilk defa çok partili seçimin yapıldığını da anımsatarak, seçim konuşmalarında komünizme karşı argümanların kullanıldığını ve bunun seçimin kazanılmasında önemli olduğunu aktardı.

Seçimin sona ermesiyle oluşan Türk hükümetinin "komünizme karşı tedbir" gündemiyle Kore'ye BM çatısı altında asker gönderdiğini belirten Gökmen, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kurtuluş Savaşı'ndan sonra askerimiz hiç savaşmamış. Türk askeri yeni askeri teçhizatlar edindi. Çok partili seçim yapılmış. Yeni hükümet 'Kore' kararını Meclis'e sunmadan Bakanlar Kurulu kararıyla alıyor. Biz, Güvelik Konseyinin talebine cevap vererek Busan'a askerimizi çıkarıyoruz. Balkanlar'da Sovyet rejimine bir kayış eğilimi var. Böyle bir dönemde biz bir şemsiyenin altına girmeliydik."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :