Konya’nın yer ve semt isimleri  Tarihten geliyor

Konya’nın yer ve semt isimleri Tarihten geliyor

Zengin tarihi ve doğal güzellikleriyle Türkiye’nin gözde illeri arasında olan Konya’da, yer ve semtlerin isimleri de tarihten ilham alınarak isimlendiriliyor

Tarihi ve doğal güzellikleriyle dünyada kendisini ispatlayan Türkiye’de birçok yöre ve bölgenin adı, geçmişte orada bulunan tarihi ve doğal güzelliklerden kaynaklanarak isimlendiriliyor. Tarih öncesi devirlerden bu güne kadar Orta Anadolu’da önemli bir merkez olan Konya’daki semtlerin isimlerinin birçoğu tarihi yapılardan, geçmişte Konya’ya büyük hizmetleri olmuş şahıslardan veya doğal güzelliklerinden oluşuyor. Yapılan araştırmalarda, Konya’daki bazı semt, mahalle ve cadde isimlerinin çıkış isimleri Konya’da yaşayan alimlerden, tarihi yapılardan, tarihi olaylardan ve  doğal güzelliklerden aldığı ortaya çıktı.

aa_picture_20151104_6712184_high.jpg

AHMET DEDE

Bu semtle ilgili kaynaklarda iki farklı bilgi bulunmaktadır. İlki Menakıb-ül Arifin isimli bir eseri olan Ahmet Fakih adıyla bilinen zat bugün Hocacihan Mezarlığı’nda metfundur. Semte adını veren bir diğer bilgi de kaynaklarda Mevlevi şairi olarak geçen Ahmet Dede ismidir.

AK ÇEŞME

Ak Çeşme Mahallesi, buradan bulunan bir çeşmeden adını almaktadır. Ak Çeşme denmesinin sebebi ise, çeşmenin beyaz, düzgün taşlarla 1555 yılında Ali Paşa tarafından yapılmasıdır. Adı geçen çeşme, Mevlana önünden, Üçler Mezarlığı’nın sağından ilerlerken sağdadır.

bedesten_havadan_dusuk-001.jpg

ALAEDDİN TEPESİ

1220-1237 yılları arasında iktidarda olan Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarlarından Alaeddin Keykubat’ın ismini taşıyan bu tepe, aynı zamanda Alaeddin Camii’ni de üzerinde bulunduran bir tepedir. Dolayısıyla ismi ile müsemmadır.

ARAPLAR

Emeviler döneminde geçiş güzergahı olarak kullanılan Konya, 723 yılında Araplar tarafından kısa süreliğine ele geçirilip, bu sırada az da olsa Arap halkı bölgeye yerleşmiştir. Hacı Hasan Başı’ndan başlayarak Jandarma Komutanlığı’na kadar genişleyen bölge, kaynaklarda bundan dolayı Araplar olarak geçmiştir.

11-041.jpg

ARAPOĞLU MAKASI

Bugün Beykonağı diye bilinen ve hala mevcut olan konak, geçmişte Arapoğlu Kosti’ye aittir. 1930’lu yılların başına kadar istasyondan hareket eden atlı tramvay Arapoğlu Makası diye bilinen yerde Arapoğlu Kosti’nin konağının önünden makas değiştirir ve Zafer alanına yönelirdi. İsim bundan dolayı Arapoğlu Makası’dır.

ASLANLI KIŞLA MAHALLESİ

Adını 1806’da Nizam-ı Cedid birliklerini eğitmek için Kadı Paşa tarafından o bölgeye kurulan askeri kışla ile önündeki üç aslan heykelinden almıştır. Bugün buranın üzerinde Mevlana Kültür Merkezi vardır.

AYNA

1970’li yıllarda Mengene Uluırmak yoluna trafiği düzenlemek amacıyla büyükçe bir ayna koyulmuş, bölge daha sonra ayna denilmiştir.

bedewsten-(5).jpg

BABALIK MAHALLESİ

Babalık, Konya’da yayımlanmış siyasal, günlük gazete olup (1910-1952) kurucusu ve sahibi Yusuf Mazhar Bey’dir. Önceleri haftada iki gün yayımlanırken, 5 Nisan 1921’den sonra günlük yayınlanmıştır. Konya’nın başlıca düşünce adamlarını sütunlarında toplamıştır. Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı içtenlikle savunmuş, Anadolu halkını yüreklendirmiş ve desteklemiştir. Cephe haberlerini halka duyurabilmek için sabah akşam çıkardığı ekleri parasız dağıtmıştır. Mahalle adını bu gazeteden almıştır.

BEŞYOL

Trafiğe açık şekli Dörtyol olan Ankara Yolu ile İstanbul Caddesi’nin Karma İlköğretim okulu mevkiinde kesiştiği yer olup, Beşyol denilmesine sebep Hastane Caddesi’nin bu kavşağa yakın yerde birleşerek, önemli bir geçiş noktası oluşturmasından dolayıdır. Ana yol sayısı dört gibi görünse de kullanımda beş önemli yol burada kesişmektedir.

BEYHEKİM MAHALLESİ

Beyhekim, Mevlana’nın doktoru olup, aslen Nahcıvan’lıdır. Esas adı Hekim Ekmelüddin olup, bugün Beyhekim ismini taşıyan mahallede camisi, kütüphanesi ve türbesi mevcuttur.

CIVILOĞLU

Bugün Eski Garaj (Karatay Otobüs Terminali) civarında bir mahalle olup, Kadınlar Pazarı’nın arka kısımlarıdır. 1834 yılında Hasan Efendi tarafından Konya’da kurulan Cıvıloğlu adıyla maruf bir medrese vardır. Medresenin kurucusu Hasan Efendi’nin oğlu Mustafa Efendi, aynı zamanda bir Nakşibendi şeyhidir. Bugün aynı mahallede bir Cıvıloğlu Camii vardır ancak, medrese camiden daha eskidir. Dolayısıyla isim ilk olarak medreseye verilmiştir. Semt adını Cıvıloğlu Medresesi’nden almaktadır.

ÇİFTE MERDİVEN

İmam Hatip Lisesi, Kadı İzzettin (Karpuzoğlu) Camii, Karatay Halk Eğitim Müdürlüğü, Seçim Kurulları ve 19 Mayıs İlköğretim Okulu’nun bulunduğu yerdir. Bu mahalleye Çifte Merdiven denmesinin sebebi, bir zamanlar Polis Okulu ve İmam Hatip Okulu olarak kullanılan binanın, ön ve arkasından iki tane yani çifte merdiven bulunmasındandır. Adı geçen Çifte Merdiven hala ayaktadır.

DR. HULUSİ BAYBAL CADDESİ

Bugün Selçuklu ilçesindeki bu caddenin 1928’de Konya’da doğmuş olan ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra adeta kendisini Konya’ya ve Konyalılara vakfeden, 19 Kasım 1996’da vefat edene kadar Konya’ya büyük hizmetleri dokunmuş olan Hulusi Baybal Hoca’nın adından gelmektedir.

FENNİ FIRIN

Bu isim Aziziye Caddesi ile Şerafettin Caddesi’nin birleştiği dört yolun ağzındaki Konya’nın eski taş fırınından gelmektedir. Bugün bu fırın yerinde olmadığı halde, bölge birçok kişi tarafından tarif edilirken fenni fırın olarak tarif edilmektedir.

HAVZAN

Şeriye sicil kayıtlarında Anadolu Selçuklu döneminden beri Konya’ya su sağlayan iki havzadan bahsedilir. Bunlardan büyük olanı Kebir Havzanası (büyük su havuzu), bugünkü Havzan semtinde bulunmaktaydı. Bir diğeri Vefa Havzanası’ydı. Dolayısıyla Havzan, su havuzu anlamına geliyor. Bölgenin eskileri de bu bölgenin bataklık olduğunu belirtiyor.

HOCACİHAN MAHALLESİ

Hoca Cihan, Alaeddin Keykubat’ın şehir muhafızlarının komutanı olarak tayin ettiği devrin en ileri gelenlerinden birisidir. Mevlana ve Sadreddin Konevi ile son derece yakın ilişkileri bulunan bir devlet adamıdır. Türbesi Tekke Mezarlığı’ndadır.

HOCA FAKİH CADDESİ

Anadolu Selçuklu dönemi Mutasavvıflarından Türkmen Dervişi Ahmet Fakih’in (Fakih Kudbiddin) meftun bulunduğu türbe ve külliyenin adı bugün Meram Yaka yolu üzerindeki bir caddeye verilmiştir.

İSTANBUL CADDESİ

Konya’nın ilk otogarı olan Eski Garaj’dan kalkan otobüslerin İstanbul’a gitmek için kullandıkları eski Sümerbank’la Karma İlköğretim Okulu arasındaki cadde olup, yeni neslin ismine ve güzergahına çok da akıl erdiremedikleri, Konya’nın en yoğun caddelerinden biridir. Üzerinde İsmet Paşa İlköğretim Okulu olduğu da unutulmamalıdır.

İŞGALAMAN

Asıl ismi Şeyh Ulema Yahşi’dir zamanla halk dilinde değişerek Şıhalaman Yahşi, kısala kısala son şekli İşgalaman olmuştur. Semtin ismi buradan gelmektedir.

KADINLAR PAZARI

Şu an resmi adı Melike Hatun Çarşısı’dır. Bu isim Mevlana’nın kızının adıdır. Ancak bölge daha önceden çevre köylerden ve mahallelerden getirdikleri sebze ve meyveleri burada satan kadınlardan ismini almıştır. Bugün burası bir iş hanı şeklinde dükkanlardan oluşan bir yerdir. Yine çevre köy ve mahallelerden gelen kadınlar anca binanın dış kısımlarında satışlarını yapabilmektedir.

KONAK

Konya’daki birçok otobüs ve minisübün üzerinde gördüğümüz bu isim, valilik binası kastedilerek bölgeye verilmiştir.

KÜLLÜKBAŞI

Bu isim hakkında iki rivayet vardır. İlk rivayet, Şems civarındaki bu bölgenin gül bahçesi olup, güllük başı olduğu şeklindedir. Bir diğer rivayet ise, buranın surların dışında kaldığı için Konya halkının çöplerini sur dışında dökmelerinden dolayı Küllükbaşı olabileceğidir.

LARENDE

Selçuklular döneminde Konya surlarla çevrilidir. Bu kale 12 kapı ile dışarıya açılmaktadır. Bu kapıların birisin de Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından yaptırılan cami ve külliyenin tam karşısına rastlar ve ismi de Larende kapısıdır. Larende, bugünkü Karaman’ın o tarihteki ismidir. Bu kapıdan çıkan yolcular Larende’ye gider, bu caddenin ismi de bu nedenle Larende Caddesi olarak bilinmektedir. Hatta pek çok zaman Sahip Ata Külliyesi içinde bulunan bu camiye de Larende Camii denildiği olmuştur.

MACUR PAZARI

Konya’daki bazı dolmuşların üzerinde gördüğümüz bu isim orijinalinde Muhacir Pazarı olup, bölge mübadele döneminde gelen göçmenlerin yerleştirildiği yer olduğu için bu ismi almıştır.

MENGENE

Mengene adı ile ilgili iki farklı bilgi bulunmaktadır. Birincisi bugün Mengene Caddesi üzerinde bulunan 1879’ta tamir görmüş Mengene çeşmesidir. Yine 1950’de Konya’da çıkarılan bir gazeteye de Mengene adı verilmiştir.

MİMAR MUZAFFER CADDESİ

1881’de İstanbul’da doğdu. En tanınmış eseri Şişli’deki Hürriyet abidesidir. Sirkeci Büyük Postane, önemli eserleri arasındadır. 1914’te Konya Valiliği Baş Mimarı olmuş, Sultan Selim Camii’ni restore etmiş, 1921’de Konya’da ölmüştür. Mezarı Konevi Camii’nin doğusundaki Turgutoğlu Türbesi yakınındadır.

MUSALLA BAĞLARI MAHALLESİ

Adını Musalla Mezarlığı’ndan almıştır. Bu mezarlıkta Şeyh Süca ve Şeyh Halil türbeleri de bulunmaktadır. Musalla adı cenaze namazının kılınabilmesi için ölen kişinin üzerine konulduğu yer anlamına gelmektedir.

NAKİBOĞLU

Nakiboğlu adı Nakiboğlu Camii’nin vakfiyesinden anladığımıza göre Konya Müftüsü Nakibül Seyit İbrahim tarafından 1176 Hicri, 1762 Miladi yılında bu cami yaptırılmış ve o günden bu yana çevresi Nakiboğlu diye bilinmektedir.

NALÇACI CADDESİ

Ahmet Hilmi Nalçacı, 1963-1969 yılları arasında Konya Belediye Başkanlığı yapmış olan bürokratımızdır. Cadde bugün onun soyadını taşımaktadır.

NEHRİ KÂFUR (NEHRİ KÂFİR)

Bu mahalle Osmanlı Devleti’nde Konya’ya dışarıdan gelen bazı Hıristiyan tüccarların kısa süreli konakladıkları yer olup, yabancıların çoğunlukla yaşadığı bölgedir.

OVALOĞLU

Orijinali ovalı oğlu olup, mahallede bu isimde bir cami mevcuttur. Konya Valisi Mehmet Paşa tarafından 1764’te yaptırılan bu cami Ovalıoğlu (Çelikpaşa) Camii olarak biliniyor.

PİREBİ MAHALLESİ

Pirebi Sultan Konya velilerindendir ve Selçuklular devrinde yaşamıştır. Hoca Fakih’in talebesi, Nasreddin Hoca’nın arkadaşı olduğu rivayet edilmektedir. Kabri Konya Sanat Enstitüsünün güneyinde kendi adıyla anılan caminin avlusundadır. Bugün Öğretmenevleri diye bilinen bölge Pirebi Mahallesi’dir.

PİRİ MEHMET PAŞA MAHALLESİ

Piri Mehmet Paşa, Kanuni Sultan Süleyman dönemi vezirlerinden olup, 1523’te vefat etmiştir. Birçok ilde eser ve vakıfları olup, Konya’da da Mevlana Çarşısı’nın arkasında bir camisi vardır. Bugün Eski Garaj civarındaki mahalle adını bu camiden, dolayısıyla Piri Mehmet Paşa’dan almıştır.

SEKİZ KÖŞE CAMİ

Şeker Tekke yolunun çarşı tarafında başlangıç sağında bulunan ve sekizgen bir yapı olan bu cami bölgeye adını vermiştir. Sekizgen yapılar, İstanbul’da da birçok türbede karşımıza çıkar. Bu durum sekiz rakamının yan yatırıldığında sonsuzluğu simgelemesindendir.

SİLLE

Sille’nin Silenos’tan geldiği fikri üzerinde durulmuştur. Silenos, ‘kanayıp, coşarak köpürüp akan su’ anlamındadır. Sel şeklinde kullandığımız Arapça seyl kelimesi ile yakınlığı dikkate değer bir noktadır. Esasen Sille’nin coğrafik yapısı da bu anlama açıktır. Sille bir sel yatağında, dere vadisinde kurulmuştur.

ŞEKERFURUŞ MAHALLESİ

Bu mahallenin adı mahalleye yaptırılan bir mescitten gelmektedir. Şekerfuruş ismiyle bilinen mescit, Alaeddin Keykubad zamanında yaşayan Hüseyin bin Şaban isimli bir zat tarafından yaptırılmış, 1676’da tamir görmüş ve bugünkü Şeker Furuş Mahallesi’ndedir. Hüseyin bin Şaban’ın keramet sahibi bir kişi olduğu, tuzu şekere tahvil ettiği (dönüştürdüğü) için kendisinin Şekerfuruş ismiyle anıldığı kaydedilmiştir.

ŞEMS-İ TEBRİZİ CİVARI

1185 yılında Tebriz’de dünyaya gelen Şems-i Tebrizi’nin asıl ismi Mevlana Muhammed’dir. 1247’de vefat eden Şems adına bölgede bulunan cami ve türbeden dolayı bölgeye Şems denilmiştir.

ŞERAFEDDİN CADDESİ

Cadde bugün, Şerafeddin Camii’nin arkasında kalmaktadır. Dolayısıyla 13. yüzyılda camiyi de yaptıran Şeyh Şerafeddin’in ismini taşımaktadır. Şerafeddin Camii de ilk olarak Şeyh Şerafeddin tarafından yaptırılmıştır. Ancak çok fazla tadilat görmüş, bugünkü orijinal hali Osmanlı eseridir.

TEKKE CADDESİ

Sekiz Köşe Camii ile Tekke Mezarlığı arasında kalan bölüme verilen addır. Caddenin sonunda içerisinde Hoca Cihan’ın da meftun bulunduğu Tekke Mezarlığı vardır.

ZİNDANKALE

Anadolu Selçuklu devleti döneminde Alaeddin Keykubat zamanında 1221’de yaptırılan 4 kilometre uzunluğundaki dış surlara ilave edilen burçlar, zindan (hapishane) olarak kullanılmıştır. bu surların batısı bugünkü Zindankale mevkii, doğusu Kapu Camii mevkiiydi. Hapishane olan burçlar bugünkü Zindankale mevkiidir.