"Konyalı Başbakan demek haksızlık olur!"

"Konyalı Başbakan demek haksızlık olur!"

Konya'nın bir dönem siyasetine damga vurmuş isimlerinden, MÜSİAD Konya Şubesi ilk üye ve başkanlarından olan Özboyacı Altın Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Özboyacı, Konya ekonomi ve siyasetini Memleket'e değerlendirdi.

MÜSİAD'ın kuruluş sürecini anlatan Özboyacı, "keşke muhafazakar iş adamları dernekleri ile bir çatı altında çok güçlü bir kuruluş olabilsek" dedi. Konyalı girişimcilerin eskiye nazaran çok ilerlediğini hatırlatan Ziya Özboyacı, bugünkü gelinen noktadan oldukça memnun. 'Ahmet Davutoğlu'nun Konyalıların Başbakanı olarak tanıtılmasının ona haksızlık' olacağını düşünen Özboyacı, "Başbakanımız dünya çapında bir liderdir" dedi.

-MÜSİAD Konya Şubesi kuruluşunda yer aldınız. O süreci anlatır mısınız?

MÜSİAD, 1990 yılında İstanbul’da kurulan dernek. 1990’lı yılara gelinceye kadar, bu şekilde değerlerimize sahip çıkan, iş adamları derneği yoktu. MÜSİAD, TÜSİAD’a alternatif olarak doğmadı. Bir ihtiyaçtan meydana geldi. Değerlerimizi ifade eden iş adamları, sayı olarak çoğalmaya başlamıştı. Bir kuruluşu hak ediyordu. İstanbul’da bir kısım arkadaşımız MÜSİAD’ın kuruluşunu gerçekleştirdiler. İlerleyen süreçte hızla şubeleşmeye gittiler. Konya MÜSİAD Şubesi 1993 yılında kuruldu. Ben de kurucu üyelerindenim. MÜSİAD’ın birinci misyonu, kendi değerlerimize sahip çıkan bir iş adamı derneği oluşturmaktır. Şunu hatırlatmak lazım; Anadolu’da ciddi bir sermaye birikimi oluşmaya başlamıştı. TÜSİAD, Anadolu sermayesini görmezden geliyordu. Sadece Marmara Bölgesi’ne odaklanmış olarak birtakım işletmelerin sahiplerinden oluşan bir kurumdu. Ama Anadolu sermayesine el uzatıp, Anadolu’yu kalkındırma yönünde bir çabaları olmadı. MÜSİAD, kuruluşundan itibaren Anadolu’daki sermayeyi gördü, yatırım yaptı ve destek verdi. Bu da ikinci misyonuydu.

12523825_10154083503617171_7015453075823303092_n.jpg

-MÜSİAD varken yeni kurulan iş adamları dernekleri oldu, bunlara ihtiyaç var mıydı ?

Gönül ister ki, özellikle iş adamları derneklerinin, belli bir dünya görüşüne sahip olan iş adamlarının, belli bir dernekte odaklaşsın. Bunu biz gerek başkanlığımız döneminde, gerekse başka platformlarda hep savunduk. İsterim ki bir noktada büyüyelim. Burada kurulan ASKON gibi TÜMSİAD gibi çok iyi işler yapan kuruluşlar da var. Onlar da Anadolu sermayesini kullanıyorlar. Veya değerler sermayesini temsil etmeye çalışıyorlar. Ama gönül ister ki, bir çatı altında çok güçlü bir kuruluş olalım. Şunu çok rahat söyleyebiliriz; MÜSİAD bir takım amaçlar, gayeler ile kuruldu. Şu an gelinen noktaya baktığımızda MÜSİAD 1990 kuruluş amacının çok daha ötesinde bir ivme yakalamıştır. Hiçbir sapma olmadan, dik durarak bu günlere geldi.

-MÜSİAD'ın siyasete dahil olduğu zamanlar da oluyor, iş dünyası siyasete müdahil olmalı mı?

İnsanın olduğu yerde siyaset olur. İnsanı siyasetten arındırmanız mümkün değildir. Siyaset ile ekonomi ayrılmaz iki parçadır. Ayrılması mümkün değildir. MÜSİAD, siyasetin içinde değil ama siyasete elinden geldiği kadar malzeme veren, vermiş olduğu malzeme, doküman, bilgi ile hükümetlere yardımcı olmaya çalışan bir kurumdur. 1990 yılından bugüne kadar kaç tane hükümet gelip geçtiyse, bu hükümetlerin tamamına MÜSİAD’ın hazırlamış olduğu ekonomi raporları sunulmuştur. Ahmet Necdet Sezer Cumhurbaşkanı olduğu dönemde MÜSİAD olarak, gidip ekonomi raporlarını sunduk. 15 dakikalık randevu vermişti ancak sunumumuz dikkatini çektiği için bir buçuk saat sürdü.

-Bu raporların içeriğinde neler var?

Raporlarımızda içinde bulunduğumuz yıl değerlendiriliyor. Gelecek yıldan beklentiler ne olmalı, bununla ilgili hükümetin alacağı tedbirler nelerdir, ihracatın artırılması ile ilgili önümüzdeki yıl neler yapılmalı? gibi konular var.

-Konyalı girişimci, sanayici tam anlamıyla ticareti öğrenebildi mi ?

Kesinlikle öğrendi. Biz Konya’da MÜSİAD’ı kurduğumuzda, Konya’nın ihracatı yok denecek kadar azdı. 20 milyonlardaydı. Şimdi ise 1.5 milyardan bahsediyoruz. En önemlisi, üretimi öğrendiler. Bunun hepsini bizim üyelerimiz yaptı demek yanlış olur. Bizim üyelerimiz bir kültür oluşturdular. Bu kültürden çevreleri etkilendi. Bugün Konya Tarım Makineleri sektöründe, Türkiye’de bir numara. Tarım makineleri ihracatının yüzde 55’ini Konya yapıyor. Konya’da şu an çok yetenekli, yetkin, ustalarımız var. Konya’nın eğer bir limanı olsaydı, Konya 10 katı ihracat yapardı.

-Konyalı Başbakanımız var. Konyalı Başbakanımızı biz kullanabiliyor muyuz?

Hükümeti, Konya milletvekili ve başbakan olarak temsil etmesi çok gurur verici. Konya yatırımlar açısından geçen dönemlere baktığımızda bu dönemdeki farkı da çok rahatlıkla görebiliyoruz. Yatırımcı dairelerde Konya ile ilgili yatırımların daha hızlı ilerlediğini görüyoruz. Bu da Başbakanımızın Konya’ya vermiş olduğu değeri gösteriyor. Başbakanımızı sadece 'Konyalı bir Başbakan' olarak görmek, başbakanımızı dar bir kalıba sokmak olur. Ahmet Davutoğlu dünya çapında bir lider, onu sadece Konyalıların Başbakan'ı gibi göstermek sanırım ona söylenmemesi gereken bir söz olur.

-Türkiye’nin büyüme oranı açıklandı, sonuçları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yüzde 4 büyüme olduğu için çok sevindim. Avrupa’da 3-4 tane ülke eksi durumda. Diğer büyüyenler de yüzde bir gibi çok cılız rakamlarda kalmış. Tüm olumsuzluklara rağmen, (bu sene biliyorsunuz 2 seçim oldu. Özellikle 7 Haziran seçimleri sonrası çok ciddi belirsizlik hakimdi) yüzde 4 büyüdüyse bu ülkenin önünde durabilecek hiçbir engel yok. 

Bu durum insanımıza yansıdı. Kişi başına düşen milli gelir 11 bin dolar seviyelerinde. 10 sene öncenin Türkiye şartlarıyla, şimdiki şartlara baktığımızda büyüme oranı çok net görülüyor.

-Ara dönem hükümetleri ekonomik istikrarı da bozuyor. Bunu gençlere anlatamıyor muyuz?

Başarıyı ancak istikrarlı bir idare ile sürdürülebilir. En çok rahatsız olduğumuz konu, yazboz dönemi. Bir hükümet geliyor, bir sene iktidarda kalıyor. Bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ardından başka bir hükümet geliyor. Onun yaptıklarını rafa kaldırıyor, tekrar sıfırdan başlıyor. Önemli olan istikrar...  Halbuki dünyada kalkınmış ülkelere baktığımızda, uzun yıllar istikrarlı bir şekilde büyümüşlerdir. Ülkedeki idarede istikrarı sağlamışlardır. Başka hükümetler gelse bile birbirlerinin yaptığı siyasetin üzerine koyarak gidiyorlar. Bizim de böyle bir sisteme, modele talip olmamız gerekiyor. Yeni gelen nesilleri bu konuda eğitmemiz gerekiyor.

-“İnsan ile siyaset iç içedir” dediniz. Ziya Özboyacı’nın siyasi bir hedefi var mı ?

Hayır. Biz sadece mevcut siyasetçilerin, hâkim siyaseti şu an destekliyoruz. Seçimden seçime oyumuzu vereceğiz, destek olacağız. Şu an aktif olarak siyasete girmek gibi bir niyetim yok.

-Ziya Özboyacı kimdir?

1950 Konya doğumluyum. Gençlik yıllarımdan itibaren bir takım teşkilatların içerisinde bulundum. Anavatan Partisi’nde, Refah Partisi’nde en son da Ak Parti’de siyasi görevler aldım. Ticaret ile sosyal, siyasal hayatı beraber götürmeye gayret ettim. Yarım asırdır Konya’dayız. Konya’nın dününü, bugününü gördüğümüz için, yarın gelebileceği noktasında bir takım ipuçları verdi bize. Konya’yı tanıyoruz, biliyoruz, ticaret yapıyoruz. Dolayısı ile Konya bizim özümüz diyebilirim. Çevremizin oluştuğu, siyaset yaptığımız bir yer. Konya’da oturmaktan gururlanıyoruz.

Röportaj-M.Ali Elmacı-Ahmet Gökbaş