"Konya mahyalarla süslensin!"

"Konya mahyalarla süslensin!"

Ramazan-ı Şerîf’e Konya olarak da hazırlanmamız gerektiğini hatırlatan Dr. Hasan Özönder, “Eski ramazanların ayrı özellikleri ve güzellikleri vardır. Bunlardan birisi de, mübarek ramazan-ı şerîf gecelerinde minarelerimizin takındığı nurdan kolye olan

Konya’nın önemli kültür adamlarından Dr. Hasan Özönder, yaklaşmakta olan Ramazan-ı Şerîf’e Konya olarak da hazırlanmamız gerektiğini hatırlattı. Özönder, “Eski ramazanların ayrı özellikleri ve güzellikleri vardır. Bunlardan birisi de, mübarek ramazan-ı  şerîf gecelerinde minarelerimizin  takındığı nurdan  kolye  olan mahyalardır. Mahya, bir Osmanlı buluşudur. Ramazan Medeniyetine, nezih armağanlarımızdan biridir. Minarelere gerilen çelik halatlar üzerinden dizilip, kaydırılarak gerilen kandillerle (ampullerle) yazılan vecizeler ve sembolik şekillerdir. Mübarek gecelerimizde ve bilhassa ramazanın lâhûtî gecelerinde minarelerimizi gün ağarıncaya kadar nurla donatan mahyalardan dolayı, ulvî gecelerimize “Kandil Gecesi” adı verilmiştir” dedi.

MAHYALAR DOĞRULUĞA ÇAĞIRIR

Salâtîn (yani Sultan) camilerimizin minarelerinde kurulan mahyalarla gökyüzüne serilen ve sergilenen derin anlamlı mesajlar ve nârin şekillerin, insanların dikkatini çekerek uyarıda ve tavsiyede bulunduğunu söyleyen Özönder,  mahyalarla insanlığın doğru yola çağırdığını söyledi. Mahya üzerine yazılan yazılardan örnekler veren Özönder şunları kaydetti: Meselâ, “Vatan Sevgisi İmandandır.”, “Yetimleri Unutma”,  “İçkiden Kaç”, “ Dünya Fânidir”, “İsraftan Sakın”, “Kızılay’ı Unutma”,  “Temizlik İmandandır”,  “Hepimiz Kardeşiz”, “Ölümü Unutma”, “Hakk’ın Işığı Sönmeyecek” gibi cümleler...  Güzeller Güzeli Sevgili Peygamberimiz Efendimiz (S.A.)’i sembolize eden “Gül”, Millî zaferlerimizin timsali olarak da, “Sahra Topu”, “Gemi”, Türk Bayrağı” , “Ayyıldız” gibi motifler, insanlarımızı uyarmakta, millî hislerle doldurmakta ve belki de o an için fena şeyler, haram işler düşünen veya işlemeye gidenleri,  kötü yollarından caydırmakta, alıkoymaktadır.

BİR GECEDE DEĞİŞTİRİLİRDİ

Yabancı bir araştırmacının “Türkler’in, medeniyet alanında övünecekleri bir şeyleri olmasa bile, gökteki yıldızları yere indirip, mahya diye minarelere dizmelerindeki buluşları, onlar için öğünmeye yeter” dediğini hatırlatan Özönder, Konya olarak özellikle çifte minareli camilerde bu geleneğin yaşatılması gerektiğini anlattı. Özönder, “Değişen şartlar sebebiyle şimdilerde, gerilen bir mahya, minarede günlerce, belki haftalarca duruyor. Hâlbuki eskiden, her gece bir yenisi gerilirdi. Hattâ o kadar ki, bir gecede iki ayrı mahyanın kurulduğu bile olurdu; Teravih için camiye girilirken seyredilen mahya, işinin âşığı mahyacılar tarafından, herkes namazda iken yenisiyle değiştirilir ve cemaat camiden çıkarken başını yukarıya kaldırıp, acaba yeni mahya nedir diye merakla bakar ve verilen yeni ulvî, lâhûtî mesajla mesrur ve meşbu olarak, evinin yolu tutardı” diye kaydetti.

KONYA BUNDAN MAHRUM KALMAMALI

Zaman içerisinde Konya’da da mahyalar kurulduğunu hatırlatan özönder şöyle devam etti:  Ne var ki, Konya semaları yıllardan beri bu muhteşem tezahürden mahrum durumdadır. Gönül ister ki, ecdat yâdigârı bu sanatın yüce ve lâhûtî mesajlarından Konyalılar ve Konya’dakiler de göz ve gönüllerini doldurup, doyursunlar. Bir Sultan Selîm, bir Şerafeddin, bir Hacıveyis-zâde Camii’nin muhteşem minarelerini süsleyecek mahyalara vesile olacakların sevabını yazmaktan melekler de mesrur olacaklardır. Memleket