Serpil Yalçınkaya

Serpil Yalçınkaya

Konya Devlet Tiyatrosu İle…

“Ya devlet başa, ya kuzgun leşe; ya ben Bizans’ı alırım ya Bizans beni…”

Yukarıdaki ifadeler 20 Nisan Perşembe akşamı başlayan “Bin Nefes Bir Ses Uluslar Arası Tiyatro Festivali”ndeki ilk oyun olan Fatih ( Bizans Düştü)’ten.

Festivalden birkaç gün öncesinde açılış töreni ve festival kokteyline davet alınca memnuniyetle kabul etmiş “hay hay” demiştim.  Böyle bir etkinlik benim için oldukça önem arz ediyordu.

Diğer basın yayın organlarında ve yerel haberlerde bu konudan bahsedilse de ben biraz daha geniş bir şekilde anlatmak istedim Konya Devlet Tiyatrosu’nu bugün.

Bin Nefes Bir Ses Uluslar Arası Tiyatro Festivali biletleri satışa çıkar çıkmaz tükenmeye başlamıştı zaten. Konya halkı tiyatroya ve tiyatrocuya değer veriyor.  Lakin ne yeterli sayıda oyuncumuz var ne de taleplere yetebilecek şekilde tiyatro sahne(leri)miz. Başka şehirlere baktığınızda aynı gün farklı sahnelerde farklı oyunlar var birçoğunda. Kıskanıyor, üzülüyor Konyalı tiyatro severler…

image003-023.jpg

Diğer taraftan insanı mutlu eden şeyler de var Konya Devlet Tiyatrosu’nda… Bunlardan da bahsetmek gerekli. Tiyatro ve tiyatroculuk pek de kolay bir iş değil aslında.  Tek bir oyun için bile bizim tahmin edemeyeceğimiz şekilde günlerce, aylarca süren hazırlıklar yapılıyor arka planda.  Sahne arkasında ne kadar çok emek, çaba, özveri ve fedakârlık var Allah bilir…

 Festival kapsamında, beş ülkenin katılımıyla başlayan kortej yürüyüşünün ardından toplulukların Konya Valisi Yakup Canbolat’ı ziyareti; ziyarette Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Nejat Birecik’in Valimize hediye takdimi gerçekleşmiş;  bunun ardından Devlet Tiyatroları Genel Müdür Yardımcısı Erdal Küçükkömürcü’nün açıklamaları olmuştu.

Öncelikle bu yılki tiyatro festivali oldukça farklı bir konseptle açılış yaptı diyebilirim. İyi düşünülmüş, sıcak-samimi bir ortam hazırlanmış. İşlerim dolayısıyla açılış törenine ilk anda yetişemesem de oyundan hemen önce oraya ulaştım;  giriş kapısındaki güvenlik görevlisi beyefendiden tutun da Konya Devlet Tiyatrosu Müdürü Ferdi Dalkılıç, İdari Müdür Haydar Arslan’a kadar gayet nazik karşılandığınız, kendinizi kıymetli ve özel hissettiğiniz sıcak- samimi bir ortamla karşılaştım. Aynı zamanda misafirleri bekleyen hoş sürprizlere de hemen orada rastladım.

image002-044.jpg

İlk girişten itibaren hemen farklı noktalardaki can(lı)sız mankenler ilgi çekiciydi. Pek çok misafir hatıra fotoğrafı çektirerek bu anı ölümsüzleştirdi. Festival’in ilk oyunu olan Fatih(Bizans Düştü)’i daha öncesinde de izlemiş; özellikle kostüm, ışıklandırma ve seslendirmeyi çok beğenmiştim.

Oyun sonrasında ise bahçede gerçekleştirilen kokteyl programı hareketli ve ilgi çekiciydi.  Seyirciler, oyuncular, ekip ve protokol hep bir arada idi. Bir taraftan oyun hakkında tartışılıyor diğer taraftan farklı şehir ve ülkelerden gelen misafirlerle tanışılıyordu.

Bizim gibi biraz daha içine kapanık bir Anadolu şehri için bu alışılmışın dışında, farklı bir etkinlikti. İçine kapanık derken sakın ola yanlış anlaşılmasın. Aslında Konya pek çok konuda Türkiye’nin gelişmiş şehirlerdendir, bu ayrı konu. Hava rüzgârlı ve soğuk olmasına rağmen ortam oldukça sıcak ve eğlenceli idi.  Hafif müzik eşliğinde sohbetler yapıldı, ateş ve ışık gösterileri beğeni topladı. Bu sayede tiyatroyu seven insanların bir araya gelip tanışmaları ve sohbet etmeleri sağlandı. Ben de pek çok yeni arkadaş edindim bu etkinlik sayesinde. Bir taraftan da konuklarla ilgilenen bir önceki tiyatro müdürümüz Alpay Aksum Bey’e de takılmadan geçemedim, “Antalya’ya gitseniz de Konya’yı bırakamazsınız.” diye.

image005-014.jpg

Sonuç olarak gerçekten güzel ayarlanmış, her türlü ayrıntısı düşünülmüş, nitelikli bir buluşmaydı benim için.

 Bu arada 17. Direkler Arası Seyirci Ödülleri’nde de Konya Devlet Tiyatrosu iki ayrı ödül almıştı geçen günlerde. Komik Aynalar ve Fermanlı Deli Hazretleri adlı oyunlardan. İkisi de izlediğim, enteresan konularıyla dikkat çeken başarılı oyunlardandı.

Altısı yurt içi, beşi yurt dışı tiyatro gruplarının oynadığı toplam on bir oyunun yer aldığı festivalde, oyunlar çoktan gösterilmeye başlanmış olacak siz bu satırları okurken ve bunlardan İstanbul, Sivas, İzmir, Ankara devlet tiyatrolarının yanı sıra yurt dışından da Kazakistan, Bulgaristan, Girne, Kosova ve Moldova tiyatroları sahne almış ya da alıyor olacak.

Şimdi konuyu farklı bir yere çekmek istiyorum.

 Tiyatronun çocuklar üzerinde öğretici ve eğitici bir rol üstlendiği herkes tarafından kabul edilen bir gerçek. Özellikle sosyal içerikli konular, verilmek istenilen mesajlar tiyatro ile izleyiciye daha etkili bir şekilde ulaşır; böylece tiyatroyu takip eden çocukların da neden-sonuç ilişkilerini daha kolay kurabileceğini; konulara ve olaylara daha farklı pencerelerden bakabileceğini; estetik algılarının, sanatla olan ilk yakınlıklarının böylece kurulacağını düşünüyorum.

image007-006.jpg

Tiyatro sevgisini çocuklarıma da aşılamaya çalışıyor, onları da yaşlarına uygun olan oyunların tamamına götürmeye çalışıyorum. Her bir oyun ile çocuklarımın hayal dünyalarının ve ufuklarının gelişip genişleyeceğini biliyorum.

Konya Devlet Tiyatrosu bu açıdan da önemli organizasyonlara imza atıyor. Kaşınhanı, Çumra, Kulu, Ilgın, Seydişehir, Bozkır, Altınekin… Hemen hemen tüm ilçelerimizden grupları misafir etmiş, özellikle “ Sayı Dedektifleri” adlı oyunla birçok çocuğumuzun ilk kez tiyatro ile tanışması sağlamış.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle de o gün sadece çocuk izleyicilere sahnelerini açtı tiyatromuz ve iki seans halinde bu güzel oyun sergilendi. Migros sponsorluğunda dağıtılan hediyelerle de çocukların mutluluğuna mutluluk katıldı. Haydar Bey’in tüm çocuklarla tek tek ilgilenmesi, hediyelerini elleriyle dağıtması, soruların hepsine cevap vermeye çalışması, kibarlığı; Tuba Hanım’ın hiç bitmeyen enerjisiyle, her yere yeten pratikliğiyle sürekli koşturarak misafirlerini memnun etme gayreti gerçekten de takdire şayandı. Çocukların yüzlerindeki o sevinci, gözlerindeki o ışıltıları görmek inanın her şeye değerdi.

image010-007.jpg

Ferdi Dalkılıç Bey’in öncelikle ustalara taş çıkartan oyunculuğu( özellikle Dördüncü Ay oyunundaki performansıyla bunu fazlasıyla hak ediyor.) ve nezaketi, salon görevlilerinin anlayışlı ve sessiz-sakin bir şekilde ortam düzenini sağlamaları her zaman kolay bir iş değil. Ama onlar bunu fazlasıyla başarıyorlar. Çünkü onlar tüm çalışanlarıyla öncelikle işlerine saygı duyan, işlerini severek yapan, insana hizmet etmekten mutlu olan bir ekip... Bunu da etraflarına yaydıkları pozitif enerji ile zaten belli ediyorlar…

Ailece, çoluk çocuğunuz ve anne babanızla katılabileceğiniz az sayıdaki sanatsal etkinlikten biri olan tiyatro ve bu güzel ekip keşke daha fazla sayıda oyun ve salonlarla gündemde hak ettiği yeri alsa…

Gelelim başka bir konuya…

Tiyatro bir derdi, bir mutluluğu, bir yaşanmışlığı anlatmanın sanatsal şeklidir. Yaşanılanları seyirciye aktarmaktır, bir araçtır aynı zamanda seyircinin de aynı duyguları hissetmesini sağlayan. Sosyal mesaj veren en önemli araçlardan birisidir de… Tüm bunları şimdi neden mi söylüyorum. Şunun için; artık günümüzde sigaranın hayati tehlikeleri bu kadar net biliniyorken, kamu spotları ile sürekli insanlarımız uyarılıyorken, özentiye açık yaştaki birçok çocuk ve genç izleyici  (kapalı bir) salondayken sahnede sigara yakılıp içilmesi ne kadar gerekli(!) idi bilemiyorum. Bu konuya oldukça üzülen, rahatsız olan birçok seyircimizin isteğini de dile getirmek için yazdığım bu can sıkıcı konuyu ve satırları daha fazla uzatmadan hemen burada kesmek istiyorum. Gönül isterdi ki insanın efkârlı anlarında sigara değil de kitap olmalıydı sığınma limanı.  Umarım yetkililer bu konuda gereğini düşüneceklerdir. Tiyatronun insanlar üzerindeki etkisini bu işin üstatları bizlerden çok daha fazla biliyorlardır zaten.

Terzisinden sahne makinistine, kondüvitine, ışık operatörüne ve emeği geçen daha pek çok adını bilemediğimiz sahne arkasındaki tüm personele saygılarımı ve sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. İyi ki varsınız…

Festival boyunca biz hep orada olacağız, sizleri de bekleriz efendim.

Selametle, ihsanla kalınız.

image011-004.jpg

image014-004.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
16 Yorum