Arif Köse /ey kavmim

Arif Köse /ey kavmim

Konuşan Zombi

Amerikan filmlerinin vazgeçilmez unsurlarındandır zombiler. Donuk gözlü, hedefine kilitlenmiş, robotik hareketli, hissiz varlıklardır bunlar. Durup durup patlatırlar bu tür filmleri. Bir de günlük hayatta gördüğümüz zombiler var. Bir ara televizyonlar göstermişti; uyuşturucu müptelası insanlar, aldıkları uyuşturucunun etkisiyle sokak ortasına, merdivenlere, banklara, çimlere sızıp kalmışlar, etraflarından tamamen soyutlanmışlardı. Kessen haberi olmayacak adamın. Ruh, can ve beden birbirinden ayrılmış, tam bir zombi olmuşlardı. Kimi sunucunun sorusunu duyuyor ama gözlerinden anlaşıldığı kadarıyla başka dünyalarda geziyordu. Kimi kalktı, yürümeye başladı ama asla ve kat’a ne gittiği yeri biliyordu, ne gözünün önünü görüyordu. Araba çarpsa umrunda değil adamın, hissetmeyecek bile; çünkü o, beyninin kilitlendiği uyuşturucuyu elde etmiş, onun hazzıyla dünya değiştirmişti. Aldığı uyuşturucunun verdiği haz, dünyayı umursatmıyordu artık ona.

Günümüz Türkiye ve Konya’sına baktığımızda da farklı türde bir zombi görüyoruz.

Yapı tamamen aynı. Hedefine kilitlenmiş, gözler donuklaşmış, hedefine ulaşmak dürtüsü ve yaşadığı haz onu öyle bir ele geçirmiş ki bu yolda hiçbir engel tanımıyor, yaşayabileceği zararı gözü görmüyor.

Kimden mi bahsediyorum: Faiz kullananlardan.

Lüks yaşama dürtüsü, beyefendi-patron edaları-hitapları, paranın varlığını hissetme zevki, kafasına göre harcama yapabilme eylemi onları öyle bir ele geçirmiş ki, zombilerin gözünün etten başka bir şey görmediği gibi bu faizcilerin gözü de paradan başka bir şey görmez olmuş. Kilitlenmişler ama beyin iptal. Ruh yok, maneviyat yok, feraset yok, bir adım ötesini görebilme yok, Allah korkusu yok, akletme-muhakeme kabiliyeti yok. Kilitlenmişler.

Adama faizin haram olduğunu, insanları helak eden 7 büyük günahtan biri olduğunu, Allah ve peygambere savaş açmak olduğunu, dünyada da iflasa götüreceğini, annesiyle zina etmiş gibi olduğunu, Allah tarafından lanetleneceğini; ayetle, hadisle, akılla, mantıkla izah ediyorsun ama kilitlenmiş. Gözler donuk, beynin içinde sadece o şeytani dürtü var. Seni duymuyor bile. Kendi ayaklarıyla felakete gidiyor ama dedik ya his, düşünce, muhakeme yok. Onun için sadece ulaşmak istediği hedef ve alacağı haz var.

Tek farkı var bu zombi çeşidinin diğerlerinden: Konuşabiliyorlar.

Ne dediklerini bilmeseler de konuşabiliyorlar. İnandım dediği peygamber faizin başında çokluk olsa bile sonunda mutlaka azlık olacaktır diyor, alan da veren de yazan da lanetlenir diyor, iman ettim dediği Allah bana ve peygamberime savaş açmış sayarım diyor ama bizim konuşan zombilerimizin bir kısmı ne diyor biliyor musunuz: Bahsedilen faiz, bankaya para koyup onun faizini yemektir, ben böyle yapmıyorum, işçimin parasını ödeyebilmek için faize gidiyorum diyor, bir diğeri ben borcumu ödeyebilmek için faize gidiyorum diyor, bir diğeri enflasyon karşısında paranın erimesini engellemek için enflasyon oranında faiz almak riba değildir diyor, diğeri bir sefere mahsus elzem olan ihtiyacını (ev, araba vs.) almak üzere faize gidebilirsin diyor, öteki Osmanlı’da da faiz vardı diyor…

Beyin ölümü gerçekleşmiştir, kan uykusudur bu.

Delirmemek elde değil arkadaş,

DNA’mızla mı oynadılar, kodumuzu mu bozdular bilmiyorum ama çıldırmamak elde değil. Allah siz günahtan sakınırsanız (takvaya sarılırsanız) size ummadığınız yerden çıkış veririm diyor ama gözler dönmüş, yardım ve sıkıntılardan çıkış Allah’ta değil, bankalarda aranıyor. Bankaların yüzde 40 faizle kredi verdiği günlerde bile cinnet geçiren zombilerimiz, işyerleri için kredi kuyruğundaydı. Teknik olarak mümkün değil bu işin sonundan iflas etmeden çıkmak ama o kuyruktaydılar çünkü zombilerde muhakeme yeteneği yoktur, onlar hedefine kilitlenmiştir ve gözleri hiçbir şeyi görmez.

İçinde yaşadığı ülkeye zarar verme pahasına kişisel menfaatini düşünerek, Allah’a tamamen isyan etmeyi göze alarak 1 koyup 3 almaya çalışmak…

Kelimeler, sesler kar etmiyor artık. Çünkü öyle bir hissizliktir ki bu, 2 gün içerisinde Antalya’da hortum, Muğla’da sel, İzmir’de deprem, Balıkesir’de fırtına yaşanıyor, manşetler DOĞANIN GÜCÜ diye atılıyor. Elinin körü. Allah belamızı veriyor diyen yok, Allah bunları başımıza niye verdi ve veriyor diye soran yok. Son 2 yıldır olağanüstü tabiat olayları, afetler yaşanıyor ülkemizde. Dolular, seller, hortumlar. Ekonomik krizler, geçim pahalılığı yaşıyoruz, darbe girişimleri atlatıyoruz ama dönüp Allah bize ne diyor diye sorgulayan yok.

Ey kavmim

Bu isyanımız devam ederse, tövbe etmezsek, geri dönmezsek ne o saray yavrusu evleriniz ne o gemi gibi arabalarınız, ne bankalardaki paralarınız kar etmeyecek. Irak’ta, Suriye’de, Yemen’de, Afganistan’da… ölümün her türlüsü kol geziyor.

Bizi yaratan Allah, kendisinden korkmadan günah işleyen ve günah işleyenleri uyaranların olmadığı milletleri umumi azapla tehdit ediyor.

Gelin 3 günlük dünyanın lüksünden vazgeçin haramla elde ediyorsanız.

Gelin, gözü dönmüş zombileri uyarın laftan anlamasalar bile.

Güvenliğiniz için, dünyanız için ve ahretiniz için.

Yoksa… Bir cisim yaklaşıyor, hissediyor musunuz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.