Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi

Sevgili nitelikli okurlarım, Nisan ayını geride bırakıp Mayıs ayına girdiğimiz şu günlerde Tokat yöresinden ilk haber geldi. Vatandaşlarımızdan birinin yine maalesef kene tarafından ısırıldığı haberini 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda öğrendim. Piknik ve bu hafta sizlerle WHO (Dünya Sağlık Örgütü)’nun Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hakkında, resmi internet sitesindeki bilgilerini paylaşmak isterim.

KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ NEDİR?

Kırım-Kongo Hemorajik Ateş (KKHA), keneler, tarafından bulaştırılan ateş, cilt içi ve diğer alanlarda, kanama gibi bulgular ile seyreden hayvan kaynaklı bir enfeksiyondur.

          Virüsün Tarihçesi;

          1944-45 Kırım’da

          Kırım Kanamalı Ateşi

          1956 Kongo’da

          Kongo Hastalığı

          1968

          İki etkenin biyolojik olarak aynı olduğu bulunmuş ve

          1979

          İki coğrafik bölgenin adına uygun olarak

Kırım-Kongo Kanamalı Ateş Virüs(Crimean-CongHemorrhagic Fever Virus; CCHFV)

KKKA nisan mayıs ayında başlıyor ve Eylül ayına kadar devam ediyor. En çok görülen ay ise Haziran ve Temmuz ayları.

          Bulaşma yolu ise sanıldığı gibi sadece kene ısırığı ile değil,

 İnfekte hayvanların doku ve kanı ile temas,  İnfekte insanlardan genellikle nozokomiyal (Hastanede yatan hastadan bulaşan). Laboratuvardan, hava yolu ile infekte sütün içilmesi ilede KKKA bulaşabilir.

Kene tarafından ısırılma ile virüsün alınmasını takiben kuluçka süresi genellikle 1-3 gündür; bu süre en fazla 9 gün olabilmektedir. Enfekte kan, ifrazat veya diğer dokulara doğrudan temas sonucu bulaşmalarda bu süre 5-6 gün, en fazla ise 13 gün olabilmektedir.

          Peki belirtileri nedir?

          Ateş

          Kırıklık

          Baş ağrısı

          Halsizlik 

          Kanama pıhtılaşma mekanizmalarının bozulması sonucu;

          Yüz ve göğüste kırmızı döküntüler

          Gözlerde kızarıklık,

          Gövde, kol ve bacaklarda morluklar 

          Burun kanaması, dışkıda ve idrardada kan görülür.

KKKA’DAN NASIL KORUNABİLİRİZ?

İnsanlar kenelerden uzak tutulabilir ise bulaş önlenebilir.

*Bu nedenle de mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınmak gerekiyor.

*Kenelerin yoğun olabileceği çalı, çırpı ve gür ot bulunan alanlardan uzak durulmalı, bu  gibi alanlara çıplak ayak yada kısa giysiler ile gidilmemelidir.

*Bu alanlara gidenlerin ise lastik çizme giymeleri, pantolonlarının paçalarını çorap içine almaları gerekir,

*Ayrıca uzaklaştırıcı olarak WHO (Dünya Sağlık Örgütü) tarafında da önerilen DEET, içeren uzaklaştırıcıları açık yerlere ve kıyafetlere uygulanması,(Sinkov,Of, gibi.)

*Diğer canlılara ve çevreye zarar vermeden, haşere ilacı (insektisit) ile uygulamanın uygun görüldüğü durumlarda çevre ilaçlanması da yapılabilir.

*Kenelerin bulunduğu alanlara gidildiği zaman vücut belli aralıklarla kene için taranmalıdır.

*Vücuda yapışmış keneler uygun bir şekilde kene ezilmeden, ağızdan veya başından tutularak bir cımbız veya pens yardımıyla sağa sola oynatarak alınmalıdır. Isırılan yer alkolle temizlenmelidir. Mümkünse kenenin tanı için alkolde saklanması da uygun olur. 

*Giysilere, çadır, uyku tulumu, koltuk, kanepe, halı, kilim perde, duvar gibi kenenin uzak tutulması istenen alanlara uygulanır. Uzun süreli koruma sağlar.

*Giysilere giymeden önce uygulanıp kuruduktan sonra giyilir. Ken-Kov Aeresol

(TAMAY)Anti-Kene Sprey (PCI)gibileri.

*Sivrisinekler için piyasada mevcut olan direkt vücuda sürülen ilaçlar kenelere karşı da kullanılabilir.(1 veya 2 saat da olsa) Kısa süreli koruma sağlar. OF, KOV, SİN-KOV vb.

Kene ısırdığında ise, kene üzerine herhangi bir kimyasal madde (alkol, gaz yağı, kolonya vb.) kesinlikle dökülmemeli ve keneler sigara veya kibrit gibi fiziksel yöntemlerle uzaklaştırılmaya çalışılmamalıdır. Çünkü bu durumda keneler kusmakta ve mikrobu vücuda verebilmektedir.

*Mecbur kalınırsa (deri içinde kenenin başının kalması vb.) kenelerin cerrahi yöntemle çıkarılması gerekmektedir.(En yakın Polikliniğe gidilerek)

Saygılarımla.

Hoşça, sağlıcakla kalın… En önemlisi Adam gibi Adam Kalın.

***

 

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

* Dünyada insan başına düşen karınca sayısı 1 milyondur. 

* Pisagor sokak dövüşü spor dalında olimpiyat şampiyonu olmuştur.

* Kedi ve köpekler de insanlar gibi solak ya da sağak olabilirler.

* "Düello" uygulaması hala Uruguay ve Paraguay'da devam etmektedir.

* (Şu an yaşayan) 135 yaşındaki Ali Muhammed Hüseyin, yeryüzünün en yaşlı insanı olarak biliniyor.

* Atların kırılan kemikleri geri kaynamaz. Ayağı kırılan atların hayatı da biter.

* Sağ elini kullananlar sol elini kullananlardan ortalama 9 yıl daha uzun yaşıyor.

* Uyurken, TV izlerken olduğundan iki kat daha fazla kalori harcarız.

* Stockholm kraliyet kütüphanesinde muhafaza edilen "Şeytan İncili" kitabının ağırlığı 350 kg.dır.    

* Taze kakao içinde bulunan sıvı, kan plazması yerine kullanılabilir.

* Dünyanın uydusu ayın hacmi, Pasifik Okyanusu'nun hacmi ile aynıdır.

* Maymunlar her yıl uçak kazalarından daha fazla insan ölümüne neden oluyor.

* Dünya ahalisi gece gündüz satranç oynasa ve her saniyede bir hamle yapılsa, satrançta tüm oyunları tecrübeden geçirebilmek için asırlara ihtiyaç vardır.

* Satranç tarihinin en uzun oyunu 1950 yılında Mardel Plato'da yapılmış dünya satranç turnuvasında gerçekleşmiştir. Pilkin ve Çernyak arasında yapılan bu maç 22 saat devam etmiş ve 191. hamle sonrası berabere bitmiştir.

* Dünyanın en kokulu camisi Tebriz şehrindedir. Mescit inşa edilirken çamuruna misk kokusu ilave edilmiştir ve 600 sene geçmesine rağmen hala mescit misk kokmaktadır.

* Dünyada en tehlikeli hayvan sivrisinektir. Çünkü insanların ölümüne en fazla sebep olan hayvandır.

 

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.