Kim bu adam ve ne yapmaya çalışıyor?

Kim bu adam ve ne yapmaya çalışıyor?

Eski CHP Milletvekili Emekli Kurmay Albay Dursun Çiçek'in, "AK Parti'yi iktidardan indirin bakın onları nasıl yargılıyoruz göreceksiniz' diyen başsavcılar var" açıklaması büyük tartışma yarattı.

Dursun Çiçek'in bu sözleri hangi amaçla sarf ettiği polemik konusu olurken, Ergenekon ve Balyoz davalarında yargılanan emekli asker Dursun Çiçek'e sert eleştiriler yöneltildi.

Hatta Dursun Çiçek'in bu sözleri yargıya da taşındı.

Öte yandan, eski CHP'li vekilin bu sözlerini Star yazarı Fadime Özkan da köşesinde masaya yatırdı.

Darbeden kısa süre önce Çiçek'in "Ordudaki Fetullahçıların darbe yapma gücü sıfır" açıklaması yaptığını hatırlatan Fadime Özkan şu sert ifadeleri kullandı;

"Bunun, 15 Temmuz'dan üç ay önce Dursun Çiçek henüz CHP milletvekili iken, “Ordudaki Fetullahçıların darbe yapma gücü sıfır” demesiyle nasıl bir ilgisi var? Nasıl bir ilişki var, yargıdaki kimliği belirsiz güçle CHP arasında?

Şu soru da haktır: İktidarı yargılamak isteyen gücünü kaybetmiş odakla, darbecileri yargılayan mahkemeleri lekelemek, kararlarını zayıflatmak için Ankara’dan İstanbul’a yürüyen Kılıçdaroğlu arasında nasıl bir bağ var?

Bu “çarpık hal” Dursun Çiçek’in saflığı “salaklığı” olarak geçiştirilebilir mi sadece?"

İşte o köşe yazısı;

- Dursun Çiçek’in itirafı, CHP-FETÖ ittifakı mı?

“Hakim ve savcılarla, başsavcılarla görüşüyoruz. Soruşturmaların niye sonuçlanmadığını soruyoruz. Diyorlar ki ‘Türk yargısının durumu malum, hakim ve savcıların üçte biri sanık oldu, görevinden atıldı. Dolayısıyla bizim iktidarı yargılayacak gücümüz yok. İktidarı düşürmek sizin göreviniz, siyasetçilerin görevi. Onları iktidardan indirin, bakın bakalım nasıl yargılıyoruz biz onları!’ Başsavcılar var bunu diyen.”

Bu skandal sözler CHP eski milletvekili, eski asker Dursun Çiçek’e ait.

Halk TV’ye rakip olarak kurulan, CHP içindeki muhalefet nedeniyle öne çıkan ve Kılıçdaroğlu ile kurmaylarını sıkça ağırlayan KRT adlı televizyonda, soru üzerine güya AK Parti FETÖ ilişkisini anlatmak için dile getirmiş.

Birkaç gündür tartışılıyor medyada, sosyal medyada. Haklı olarak herkes, çok hassas...

Kısmen, şehit Başbakan Adnan Menderes ve iki bakanının 27 Mayıs darbesinin ardından, darbe mahkemelerinde yargılanıp asılmasının 57. Yıldönümüne denk geldiği için bu hassasiyet.

Kısmen de “yargılarız, acımayız asarız” tınısı taşıdığı için.

Darbe-yargı ilişkisi ve CHP sicili üzerinden gidiyor daha çok tartışma. Savcılar göreve çağrılıyor, Çiçek ile ilgili suç duyurusu yapılıyor, söz konusu hakim-savcılar, başsavcılar kimlerse soruşturulsun isteniyor.

Çok doğru, katılıyorum, destekliyorum. Lakin şunu atlamayalım. Bu skandal sözlerde suç teşkil eden vurgulardan başka sorgulanması gereken birkaç nokta daha var.

CHP’ye “iktidarı indirin, sanık sandalyesine oturtun” diye talimat veren hakim ve savcılar kimler? “Biz” diyor bir grubu işaret ediyorlar, kim onlar, kim adına konuşuyorlar?

Yaptıkları durum tespiti kimliklerini anlamamıza yardım edebilir. Şöyle diyorlar: “Bizim iktidarı yargılayacak gücümüz yok. Türk yargısının durumu malum, hakim ve savcıların üçte biri sanık oldu, görevinden atıldı”.

Kimler atıldı? Fetullahçı Terör Örgütü’ne mensup olanlar. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün geçenlerde ifade ettiği üzere 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ mensubu dört bin hakim-savcı ihraç edildi yargıdan.

Devletin her kurumuna olduğu gibi yargıya da 40 yılda kademe kademe yuvalanan FETÖ mensupları içinde hala tespit edilemeyenler var mıdır? Olabilir.

Peki, bu gizli FETÖ’cü hakim-savcılar kime dayanışma öneriyor?

Bütün siyasi kariyerini FETÖ’nün kumpas davalarına borçlu olan, Ergenekon davasından yargılanıp yıllarca hapis yatan Dursun Çiçek’e!

Buraya kadar doğruysa, sormazlar mı adama. Çiçek, muhatabını/celladını neden tanımıyor hala? Ya da FETÖ artıkları eski avlarına neden böyle şeyler söylüyor, niye medet umuyorlar eski asker, yeni CHP’liden?

Bunun, 15 Temmuz'dan üç ay önce Dursun Çiçek henüz CHP milletvekili iken, “Ordudaki Fetullahçıların darbe yapma gücü sıfır” demesiyle nasıl bir ilgisi var? Nasıl bir ilişki var, yargıdaki kimliği belirsiz güçle CHP arasında?

Şu soru da haktır: İktidarı yargılamak isteyen gücünü kaybetmiş odakla, darbecileri yargılayan mahkemeleri lekelemek, kararlarını zayıflatmak için Ankara’dan İstanbul’a yürüyen Kılıçdaroğlu arasında nasıl bir bağ var?

Bu “çarpık hal” Dursun Çiçek’in saflığı “salaklığı” olarak geçiştirilebilir mi sadece?

Bir FETÖ taktiği olan “amaca ulaşmak için her araç mubahtır” mottosu mu geçerli yoksa CHP için de?

Yoksa CHP’nin sırf Erdoğan’ı, AK Parti’yi yerinden etmek için PKK ile, FETÖ ile girdiği gizli, HDP ile açık ittifaklara dair bir ipucu mudur bu boşboğazlıklar?

Nitekim daha on gün önce aynı Dursun Çiçek dememiş miydi “uygun HDP'lileri, CHP'den aday gösterebiliriz” diye?

Etiketler :