CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, 18 Mart’ın Şehitler Günü ve aynı zamanda Çanakkale Deniz Zaferi’nin de 103’ncü yıl dönümü olduğuna değinerek, "Çanakkale'nin her karışında onlarca şehidimiz vardır. Gelibolu'nun her karışı askerlerimizin kanıyla sulanmıştır. Olağanüstü bir mücadele verilmiştir. 18 Mart kutlamalarına Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden zat gidiyor ama bizim belediye başkanının konuşmasına yasak getiriyor. Milletin seçtiği belediye başkanını niye dışlıyorsun? Sen 18 Mart'ın da ne olduğunu bilmezsin. Hani diyor ya ‘tek devlet’. Sanki bir ülkede beş tane devlet var. Zaten tek devlet. İlla Rabia'yı çevirecek. Sen Rabia'nın hayranısın, İhvan'ın yoldaşısın. Biz de Anadolu Müslümanlığını savunuyoruz, Hacı Bektaş-ı, Mevlana'yı savunuyoruz biz. Çanakkale Savaşı aynı zamanda Gazi Mustafa Kemal’in milli kurtuluş savaşımızın önsözünü yazdığı bir savaştır. Gazi Mustafa Kemal’in bir lider olarak dünya sahnesine çıktığı savaştır. 18 Mart Şehitler Günü Cuma günü bütün camilerimizde hutbe var. Ama hutbenin içinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adı yok. Gazi Mustafa Kemal Atatürk hepimizin onurudur, gururudur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk düşmanın bile saygı gösterdiği birisi. Kahramanlıkları var. Aynı zamanda gazi. 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin kahramanı. O Çanakkale savaşlarında en üstteki komutan kimdi? Liman Von Sanders bir Alman. Osmanlı hayranlarına seslenmek isterim. Osmanlının paşası yok muydu bir Alman’ı getirip paşa diye koydular. Eğer Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmasaydı Çanakkale Zaferi de olmazdı" şeklinde konuştu. 

"Diyanet İşleri Başkanlığına sormak isterim. Sizin kurucunuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü neden anmıyorsunuz?" diyen Kılıçdaroğlu, "1920’lerde 1930’larda harabeye dönmüş camiler için ödenek ayırıp camileri tamir ettiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü neden anmıyorsunuz? Çanakkale’yi Atatürksüz kabul etmek mümkün değil. Siz nasıl Gazi Mustafa Kemal'i anmazsınız, rahmet okumazsınız. Yazıktır, günahtır. Bu memlekete yazıktır günahtır. Bu memlekete kötülük yapıyorsunuz. 80 milyonun kalbini kırıyorsunuz. Umarım Diyanet İşleri Başkanlığı siyasetin gölgesinde kalmaz. Biz her türlü yardımı yapmaya hazırız. Bütün din insanlarının başımızın üstünde yeri var. Bir başkan yardımcılığına bir kadının atanması beni son derece memnun etmiştir. Ama bu ülkenin tarihine, kültürüne, inancına uygun düşen, geçmişte bu ülke için mücadele edip bugün olmayanlara rahmet okumaktır. Bu bizi küçültmez, bu bizi yüceltir. Diyanet'in görevlerinden biri de bu ülkede dini gerçek anlamında halka aktarmaktır. Diyanet'in de kendine ders çıkarması lazım" ifadelerini kullandı. 

Şahin Alpay'ın serbest bırakılmasıyla ilgili Kılıçdaroğlu, "Altan'lar için niçin bir karar vermedi AYM. Bunu da bekliyoruz" dedi.

"Neden ayağa kalktınız?"
Hakimlere seslenen Kılıçdaroğlu, "Her partinin gelen başkanı gelince ayağa mı kalkacaksınız? Dürüst, düzeyli hakim, savcı sayısı az kaldı. Onların yüzü suyu hürmetine yargı çalışıyor. Adaleti savunsaydın, hakimleri ayağına çağırmazdın sen onların ayağına giderdin. Hakimlere sesleniyorum, cübbelerinizin önüne iki delik, iki tane de düğme açınız. Sadece ayağa kalkmayın iki düğmeyi de ilikleyin. Birisi yasama, birisi yürütme onların önünde ilikleyin. Bir de şimdi Türk milleti adına diye karar verecekler. Onuda değiştirin, Türk milleti adına değil, saray adına karar verdik deyin" ifadelerini kaydetti.
AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar’ın ‘Gaziantep'te çok ciddi bir FETÖ borsası var’ açıklamasına değinen Kılıçdaroğlu, "Git Kayseri'ye de bak. Kayseri’de de var. Ben bunu hep söylüyorum. Yargının çöktüğü bir ülkede adalet mi arayacağız? Milyon dolarlar döner tabi, bastırır parayı tahliye olur. TMSF'nin el koyduğu mallar vardı. FETÖ'cülerin malları diye satıyorlardı. Bu iktidar önlem alamaz. Bu iktidar çökmüştür artık. Hiçbir söylemi tutarlı ve sağlıklı değildir. Vatandaşın hangi derdine bugüne kadar çözüm ürettiler. Birisi çıksın bizim şu derdimize çözüm ürettiler desin. Yok öyle bir şey" değerlendirmesinde bulundu.
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile ilgili Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Şeker fabrikaları zarar ediyor diyor. Zarar etmiyor Recep Bey, sen zarar ettiriyorsun Recep Bey. Eğer zarar ediyorsa Yavuz Sultan Selim Köprüsü de zarar ediyor. Onu da sat o zaman. Onu satamazsın. Asıl batak sarayda. Sat kardeşim o sarayı. Milletin sırtında yük o saray."
Şeker kotasıyla ilgili Kılıçdaroğlu, "Çağrı yapıyoruz biz de şeker pancarı kotalarını kaldır kardeşim. Amaç nişasta bazlı şekeri millete zorla yedirmek. Amaç yabancı firmalara çalışmak. Bunu sana kabul ettirmeyeceğiz" açıklamasında bulundu.

"Paranızı rahat alabilirsiniz"
Konuşmasında Çiftlik Bank'a değinen Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
"Çiftlik Bank kuruldu. Adam kalkıyor, hepsinin önünde, bakanlar, başbakan, devletin bütün kurumlarının önünde Çiftlik Bank'ı kuruyor. 77 bin 843 kişiyi dolandırıyor. 511 milyon lira tokatlıyor. Hükümet seyrediyor, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) seyrediyor, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Ticaret Bakanlığı seyrediyor, AK Parti’nin Genel Başkanı seyrediyor. Tıpkı Jet Fadıl gibi. İslami holdingler gibi. Kuruyor Çiftlik Bank'ı, biraz dua, millette bu adam hırsızlık yapmaz, parayı verebiliriz diyor. Dolandırılan bu 77 bin 843 kişiye sesleniyorum. Paranızı rahat alabilirsiniz. Ama o tosundan değil, parayı BDDK'dan alabilirsiniz. Dava açmanız lazım. Bankacılık Kanunu'nun 150. maddesi var. Bu kanuna göre alınması gereken izinleri almaksızın, ticaret unvanlarında her türlü belge, ilan ve reklamlarında veya kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda banka adını ya da banka gibi faaliyet gösterdikleri veya banka gibi katılım fonu topladıkları izlenimi uyandıracak söz ve deyimleri kullanan gerçek kişiler ile tüzel kişilerin görevlileri 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para ile cezalandırılır. Görev BDDK'nın. Adam bankayı unvan olarak kullanmış. Devletin kurumu görüyor. Başbakan görüyor, Recep Bey görüyor. Hepsi sessiz kalıyorlar. Davayı açarsın bu kanunu gerekçe gösterirsin, şikayet edecek olan BDDK. Bunların tamamını ver mahkemeye faiziyle beraber paranı alırsın. Bu ülkede adalet varsa. Bakan diyor ki, ‘vatandaşlar biraz uyanık olsun’ diyor. Aldığı önlem bu. Sen uyanık değil misin? Sen bakansın. Bakan ama görmeyen. Ne biçim bakansın sen. Görmen lazım. 77 bin kişi soyuluyor. Törenlerle açılıyor, herkes gidiyor valisi, kaymakamı, milletvekili hiç kimse demiyor, sen banka unvanını kullanamazsın diyemiyor. Daha acı olanı bakan ‘daha 11 tane benzer kuruluş var’ diyor. Bekliyor onlar da ne zaman yurt dışına kaçacaklar. Adalet Bakanı ‘onu Uruguay'dan isteyeceğiz’ diyor. Uruguay'da büyükelçiliğimiz yok, Uruguay ile suçluların iadesine ilişkin bir sözleşme de yok. Uruguay'dan besmelesiz et getirebilirsin, inek, tosun, öküz getirebilirsin ama bu tosuncuğu getiremezsin kardeşim."