Salih Sedat Ersöz

Salih Sedat Ersöz

Kılıç Arslan’ın ve Selahaddin Eyyübi’nin Torunları (1)

Konya STK Platformu tarafından her yıl düzenlenen Ufuk turu Toplantıları’nın 14.sü geçtiğimiz hafta içinde Mardin’de yapıldı.

Ana teması “Sivil Toplum ve Din” olan 14. Ufuk Turu, birinci gün Mehmet Emin Parlaktürk hocamızın, Kur’an’ı Kerim’den, Ali İmran Suresi’nin 102 – 108. Ayetlerini kapsayan güzel kıraatı, arkasından da meallerini vermesi ile başladı.

Daha sonra protokol konuşmaları yapıldı.

Konya STK Platformu Başkanı Muhsin Görgülügil ağabeyim ile Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ali Akmaz hocamız, bu ufuk turunun niçin Mardin’de yapıldığı ve ana temasının niçin “Sivil Toplum ve Din” olduğu konusunda geniş bilgiler verdiler.

Daha sonra sıra ile; Mardin STK Başkanı Mustafa Aydın, Dicle Kalkınma Ajansı Başkanı Yılmaz Altındağ, Konya STK eski Başkanı ve Eğitim Bir Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, Mardin Valisi ve Belediye Başkanı Mustafa Yaman, Ak Parti Genel Başkan Yardımcıları Yasin Aktay ile Ahmet Sorgun ve eski Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu konuşmalarını yaptılar.

Ahmet Davutoğlu konuşmasına, “Mardin’de Konya gibi bir başşehirdir. Mardin’i anlamayan Mezopotamya’yı ve kadim İslâm Medeniyetini anlayamaz. Kudüs bana hangi feyzi verdi ise ilk geldiğim zaman Mardin’de aynı feyzi vermişti. Konya ovası neyse Mezopotamya ovası da odur” diyerek başladı ve özetle şunları söyledi:

“Bilgi, ahlâk ve güç, sivil toplumun varlığını ortaya koyar. Ahlâkın en önemli test edildiği yer pazardır. Pazarı ahlâklı olmayan toplumun yücelmesi, yükselmesi mümkün olmaz. İslâm’ın yayılmasında, fetihle ortaya çıkan sivil toplum hareketlerinin önemli bir payı olmuştur. Bir medeniyetin kurulmasında ve gelişmesinde en büyük güç, insanların bir irade ortaya koymasıdır. İşte bu sivil toplumdur. Gönül fethi ile askeri fetih birleşmezse başarı gelmez. Bu irade de Türk-Kürt fark etmez. Ben, Alparslan’ın ordusunda Türk, Selahaddin Eyyübi’nin ordusunda Kürt olmayı tercih ederim.

Sivil Toplum için 5 önemli şart şunlardır: 1-Fikir ve hareket özgürlüğü olmalı. 2-Toplumsal taban itibari ile kuşatıcı olmalı, dışlayıcı olmamalı. 3-Sivil Toplum, siyasi gücün zayıflaması ile yok olmamalı. Yani gücünü sadece siyasi iradeden almamalı. 4-Sivil Toplum ile siyasi güç arasında bir denge olmalı. Sivil Toplum, hükümetleri dizayn etmeye kalkmamalı. 5- Sivil Toplum sağlıklı bir zihin tabanına oturmalı.

Sivil toplumlarda doğru olan ahlâklı insan yetiştirmektir. Bu insanların nerede görev alacaklarına cemaatler değil, devlet kademeleri karar verir. FETÖ bu bağlamda cemaat anlayışına büyük darbe vurdu. Dini topluluklar, ahlâkı ve bilgiyi yayarken gücü eline alan bir yapıya dönüşmemelidir. Konya ve Mardin STK’ları arasında bu anlayış ve birliktelik kurulmalıdır.”

Protokol konuşmalardan sonra panellere geçildi.  

İlk panelin konusu, “İslâm ve Sosyal Sorumluluk” idi. Oturum Başkanlığını Prof. Dr. Bilal Kuşpınar hocamızın yaptığı bu panelde Prof. Dr. Ahmet Önkal, Prof. Dr. Mustafa Ağırman, Prof. Dr. Mustafa Tekin ve Prof. Dr. İbrahim Özcoşar hocalarımız tebliğlerini sundular.

Tebliğlerde özetle şu görüşlere yer verildi:

“Allah’ın akıl ve idrak verdiği insan, hem fıtraten hem dinen sorumludur. Toplumda konulan kurallara riayet edilmezse problemler çıkar. Kim bir kötülük görürse ona müdahale etmesi gerektiğini bildiren Hadis, bizim problemlere karşı da sorumlu olduğumuzu haber vermektedir. Müslüman bireylerin kötülükleri ortadan kaldırma sorumlulukları vardır. STK’lar bu sorumluluk bilinci içindedirler.”

“İnsan çevresinden, eşinden, çocuklarından, yakınlarından sorumludur. Her insan çobandır ve maiyetinden sorumludur. Bu sorumluluk bize Peygamber Efendimizin ve sahabenin hayatlarını bir kere daha hatırlatıyor. Allah’tan başka herkes sorumludur ve sorumluluğumuz ağırdır. Bizim her alanda örneğimiz Hz. Peygamberdir. Bedir savaşını kazanınca da Uhud’da kazanılmış savaşı kaybedince de nasıl davrandığı bize örnektir. Hz. Peygamber, içlerinde bulunan münafıklara hiç görev vermedi. Bizde, siyasetin işine karışmak yoktur. Devlete müdahale etmek yoktur.”

“İnsan olarak dünyaya gelmişsek sorumluyuz. Bizim toplumumuzu hiçbir ideoloji yıkamaz. Ancak boşverizm ideolojisi yıkar. Hz. Peygamberin ilk yaptığı şey, insanları özgürleştirmekti. İnsanların yığınlaştırılması bir özgürlük sorunudur. Bütün hayatını tüketime harcayan, sadece ekonomik ihtiyaçlarını karşılayan insanlar, borçlanan ve geleceğini ipotek altına alan insanlar köleleşmiş insanlardır. Bu insanlar başka bir şey düşünemezler. Onlar için önce zihin özgürlüğü oluşturulmalıdır.”

“STK’ların bir araya gelerek insanların haklarını korumak gibi önemli görevleri vardır. STK’lar bu konuda amatör bir ruhla çalışması lâzım. ‘Emr-i bi’l ma’ruf, nehy-i anil münker’ toplumsal bir görevdir ve propaganda amaçlı yapılmamalıdır.”

“İslâm hayatın bütün safhalarını içine alan bir dindir. İslâm devlettir, dindir, ilimdir, irfandır. Müslümanın hayatı içinde, İslâm’ın refere etmediği hiçbir alanı yoktur. Yolda gördüğün taşı kaldırmak da bir kötülüğü elinle dilinle engellemek de imanın gereğidir. Hayatın içinde olmayan, vicdanlara hapsedilmiş İslâm, gerçek İslâm değildir.”

“FETÖ’nün en büyük kötülüğü cemaatlere oldu. Halbûki cemaatleşmek ve STK’laşmak, Allah’ın emridir. Namaz neyse cemaat ve STK’da odur. Bizim işimiz ahlâklı insan yetiştirmektir. Devlet kadrolarına insan yetiştirmek değildir. Biz de hayatımızın sonunda, Erbakan hocanın dediği gibi, ‘ne yaptıysam Allah rızası için yaptım’ diyebilmeliyiz.” (Devam edecek)   

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar