Ümit Savaş Taşkesen

Ümit Savaş Taşkesen

KAYIP HALKA ÇOK!

Şehrin ruhuna sinmiş Ramazan. İşten dönerken eve, tam iftar saatinde Konya sokaklarını gözlemliyorum. Servis şoförü Sami Bey ve en son inen ben kalıyoruz arabada. Bakıyorum sokaklar boş. El ayak çekilmiş. Birkaç kişi görünüyor kaldırımda. Yolda araba pek az. Sokağa çıkma yasağı mı var ki diye düşündürüyor. Çağrı filminden bir sahne geliyor aklıma: Cuma saatinde Medine’ye giren tüccarın şaşkınlığının gösterildiği sahne. Her şey bırakılmış, herkes bir yere gitmiş. Nereye? Lokantalarda insanlar masalara oturmuş ama yemek yemeden bekliyorlar. Neyi? Ben omuzlarım düşmüş, kolumda çanta, bitkin halde hızlı adımlarla ilerliyorum eve doğru. Tam Kurşuncular Camiinin yanındayken selamlıyor ezan beni. Eve yüz metre mesafedeyim. Konya’da iftar vakti. Akşam ezan vaktini bilmeyen herkese öğretiyor ramazan. Belki bazıları bu okunanın sadece iftar için okunduğunu düşünüyordur.

Teravih sonrası fuar alanı içinden geçerek Zafer’e doğru ilerliyorum. Bir tramvay geçiyor. Üzerindeki reklama bakıyorum. Bir alışveriş merkezinin reklamı: “Alışveriş cenneti”. Çarpıyor bu ifade bana, rahatsız ediyor. Alışveriş yapın, cennettesiniz mi demek istiyor? İslam konusunda hassas olduğunu düşündüğüm bir holdingin reklamındaki bu duyarsızlık kimseyi rahatsız etmiyor mu? Ne de kolay boşaltılıyor kavramların içi böyle. Şehit gibi mesela. Alkol ve uyuşturucu komasından ölene de deniyor artık şehit. Lütfen dikkat. Lütfen.

İlerliyorum. Ramazan ayının akşamı daha bir canlı sanki. Işıklara ve yere bakarak ilerliyorum. İnce burun, sivri topuklar gözüme çarpıyor. İnce minare önünde oturan çocuklar daha sonra. Sağımda solumda cep telefonu satıcıları. Bir çanta içinde sergileniyor telefonlar. Alım, satım, takas işlemleri yapılır! İki metre ara ile. Sonra seyyar satıcılar, ayakkabı, tişört vs. her şey üç milyon. Belediye çarşısındaki yerlerini kapatmışlar da akşamları buraya çıkıyorlar sanki. Refüj gibi kaldırımı ikiye bölmüş satıcılar. Yol kalabalık. Öğrencilerin döndüğü belli oluyor her halinden şehrin, yolların. İnternet kafelerde yazı: sahura kadar açığız. Farklı bir canlılık var gecede, insanlarda. Kibrit’in köşeyi dönüyorum: Zafer. Toz içinde. Geri dönüyorum.

Fuar içindeki Konya sokağındayım. Minyatürize edilmiş ama estetize edilememiş. Sığ bir çaba sanki. Önceden değil de son anda düşünülüp yapılandırılmış gibi. Gelenek yaşıyor öyle mi? Ramazan eşittir Hacivat, karagöz. Bugünün Müslümanları ne üretecek Ramazan geceleri adına?”

“Düzen bozan” demişti İbrahim Demirci Ramazan için. Ben “Lekeleri söken” demek istiyorum. Her günahta kalpte oluşan lekeleri söken. Ramazan bir sohbet, muhabbet halkası olarak yaşanmalı diyorum. Geleneğin kayıp halkası tamamlanmalı.”

Yukarıda alıntıladığım yazıyı 2005 yılı Ramazanı içerisinde yazmışım. O günden bu güne bakınca Ramazan akşamları anlamında değişen bir şey yok. Hatta gerileme var. Büyükşehir’in Fuar alanı içerisine kurmuş olduğu Konya Sokağındaki etkinlikleri beğenmemişim o zaman. Meğer kıymetini bilememişim. Bugün öyle bir sokak da etkinlik de yok.

Şehitlikte yapılanlar ne diye soracak olursanız Yasak savma kabilinden yapılan etkinlikler hiç yapılmasa daha iyi olur hani. Real Alışveriş Merkezinin hazırlamış olduğu Ramazan etkinlikleri takviminin daha dolu göründüğünü söyleyebilirim.. Alışveriş için dahi olsa Ramazana has kurulan sokakları, yapılan etkinlikleri, kampanyaları var her birinin. 

Soran olursa verilecek bir cevap olsun kabilinden Şehitlikte bir mesnevi sohbeti, yanına bir de mehteran iyi gider. Bu seneyi kurtarır. Şimdi bunu eleştirirken korkuyorum ki önümüzdeki yıllarda bunları da bulamayacağız. Dibi bulunca yukarı çıkarız sanırım etkinlikler anlamında.

 Gecenin onbuçuğunda millet ne yapsın mesnevi sohbetini ya, neyse! O da bir şey. Birileri ekmek yiyor o sayede. Mevlana’nın da mesnevi’nin de suyunu çıkardılar, bıktırdılar. Farklı hiçbir şey üretemiyor, düşünemiyorsan Mevlana dolgu aracı olarak kurtarır. Dünü yarına bağlayamıyoruz. Kayıp halka çok! Ama siz de haklısınız! Bu bile çok bu şehre, değil mi?

İYİ ŞEY

Hani hiç mi iyi bir şey yok diyecekseniz aklıma geliveren bir şey var. Elinize geçti mi, gördünüz mü bilmem ama Kombassan Vakfı’nın bastırmış olduğu Ramazan Takvimi çok güzel, farklı, ince düşünülmüş. Ramazan ayına has bir takvim. Sanırım Prof.Dr.Mehmet Bayyiğit’in süren bir gayreti var bu konuda. İlgililerine teşekkür ediyorum. Birbirinin aynı yüzlerce, binlerce imsakiye arasından sıyrılıp farkı ortaya koyan güzel bir çalışma.    

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.