Kardeş katli 2

Kardeş katli yazımın ikinci bölümüne Fatih Sultan Mehmet'in, İstanbul’un fethi sonrası devlet bütünlüğünü sistemleştirmek için Kanunnamesine: “Her kimseye evlâdımdan saltanat müyesser ola, kardeşlerini nizâm-ı âlem içün katl etmek münâsibdir". maddesiyle başlamak istiyordum ancak geçen haftaki aşağıda yazdığım bölümden alınan ve yorum yazan arkadaşlarıma kısada olsa buradan cevap vermek istiyorum..

Kardeş katli, çok ciddi bir mesele olmakla beraber, Birçok kendisini tarihçi zanneden yazar çizerlerimiz tarafından filmlerde ve dizilerde, tiyatroda, ve gazete köşelerinde bilerek yada bilmeyerek yanlış şekilde yansıtılmaktadır.

Onun için bu tür tarihi konuları yazan Tarihçiliğe yada her konuda fikir beyan eden soytarılara seslenmek istiyorum.

Eğer gerçekten bir kastınız yoksa bu konuyu yazmayın hatta hiç tarihi konulara girmeyin alanınız neyse kendi alanınızda yazın, Dini konuları, İlahiyatçılara. Ekonomiyle ilgili konuları, Ekonomistlere. Sağlıkla ilgili konuları, Sağlıkla ilgilenenlere. Tarihi konuları da Tarihçilere bırakın. Siz maymuncuk değilsiniz her kapıyı açamazsınız, her kapının kendi anahtarı vardır.

Şahsıma kendi ismiyle yada sahte isimle yorum yapma nezaketinde bulunan okurlarıma şahsımı ağır eleştirseler de, eleştiriyle hakareti birbirinden ayırmalarını tavsiye ediyor, yazımı okudukları içinde çok mutlu olduğumu bilmelerini istiyorum.

Bu okurlarıma eleştirilerinde eğer art niyetli değillerse bu konuda biraz daha derin düşünmelerini tavsiye ediyorum. ve bu konuyu kapatmak istiyorum çünkü ben bu yazdıklarımın arkasındayım ben doğruyu yaptığımı düşünüyorum.

Kendisini Tarihçi zanneden zavallılar yazdım zannettiği köşe yazılarında "Kardeş katli Fatih zamanında başlamış" der ve boyundan büyük laflar ederse, biride çıkar "Tavuktan Hindiden kurban olur" diye konuşursa benim bu yazdıklarım çok az bile kalır.

Tabiki en büyük teşekkürü yazdıklarıma destek vererek beni daha fazla araştırmaya yönlendiren okurlarım hak ediyor. onlara buradan sonsuz teşekkür ediyorum  

Fatih sultan Mehmet yazımın başında bahsettiğim maddeyi kanunlaştırırken önceki olaylardan, özellikle de Fetret Devri’nden etkilenerek bu maddeyi koymuştur. Ulema da bu durumu desteklemiştir.

İdam edilen şehzadelerin büyük bir kısmı isyan ettiği için bütün ulemanın ittifakıyla karar verilmiş ve öldürülmüştür.

Nitekim II. Bayezid Han kardeşi Cem’in oğullarını, Yavuz Sultan Selim şehzade Ahmed, Korkud ve evlatlarını, Kanuni Sultan Süleyman kendi oğullarını, III. Mehmed, III. Murad, IV. Mehmed, IV. Murad ve diğerleri kardeşlerini hep bu kanuna istinaden ortadan kaldırmışlardır.

Nizam-ı Âlem denilirken umumun menfaati kastedilmiştir. Toplumun faydası için şehzadenin ölmesi makbuldür. Yani bir şehzade hayatta kaldığında çok kan dökülecekse, "ikinci Beyazıt Şehzade Cem'i öldürmediği için, yapılan savaşta her iki taraftan tam kırk bin kişi ölmüştür. Ayrıca, Şehzade Cem için sağlığında giderlerinin karşılamak adına ve öldükten sonrada cenazesini papanın elinden almak ve Bursa'ya getirebilmek için ödenen parayı burada yazarsam birçok okurumun dudaklarının uçuklayacağını da biliyorum". şehzadenin ölmesi daha uygun görülmüştür.

Osmanlı İslam anlayışında her şey insan içindir. Devlet insanlar için vardır. İslam hukukunda da bazı durumlarda umumun menfaati için hususi menfaat haleldar edilir.

Peki küçük yaştaki şehzadelere neden kıyılıyordu?

Örneğin II. Murad İstanbul’u kuşattığında, Isparta’daki 6 yaşındaki erkek kardeşi Mustafa isyanı çıkmıştır. 6 yaşındaki bir çocuk isyan etmez. Çevresindeki kişiler tarafından bu isyanlar çıkarılmıştır.

Bir şehzade tahta geçtikten sonra diğer şehzadeler potansiyel tehlike haline geliyordu. Kendilerinin bir suçu olmasa da varlıkları devletin birliği aleyhinedir.

 Şehzade idamı üç çeşittir:

1) İsyan eden şehzadeler: Devlete isyan edenlerin cezası idamdır. Bu bütün dünyada böyledir. Tartışılacak bir yönü yoktur.

2) Henüz isyan etmemişler: İsyan etme hazırlığında olanlardır. Eğer isyan etmesi beklenirse iç savaş çıkar.

3) Hiç isyan etmediği halde öldürülenler: İslam hukukunda ve bütün monarşilerde küçük çocuk hükümdar olabilir. Bir vekil tayin eder ve devleti o idare eder. Devletin birliği için bu kabul edilebilir bir durumdur. Durum böyle olduğundan isyancılar veya düşman devletler küçük şehzadeler üzerinden politika yürütebilirler.

Saygı ve Muhabbetlerimle,

Haftaya devam edecek.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.