Karaca: Doktora baskı yapılmıştır

Karaca: Doktora baskı yapılmıştır

Konya Tabip Odası Başkanı Seyit Karaca, Giresun’da Yusuf Topal isimli vatandaşın ölümüyle sonuçlanan ve hem beyaz kod kullanarak polis çağıran doktorun hem de Topal'ı gözaltına alan polislerin açığa alınmasıyla sonuçlanan olayla ilgili açıklama yaptı

 

Konya Tabip Odası Başkanı Dr. Seyit Karaca, Giresun’da 82 yaşındaki Yusuf Topal isimli vatandaşın ölümüyle sonuçlanan ve hem beyaz kod kullanarak polis çağıran doktorun hem deYusuf Topal'ı gözaltına alan polislerin açığa alınmasıyla sonuçlanan olayla ilgili açıklama yaptı.

 

Açıklama şöyle:

Hekimlik, gerek tedavi süreçleri gerekse idarî süreçler açısından son derece kurallı bir meslektir. Tedavi süreçlerinde hekime ilk öğretilen “önce zarar verme” prensibinden yola çıkarak, hastasını önce gözle, sonra dinleyerek, daha sonra dokunarak ve en son tetkikle değerlendirip, tüm bulguları harmanlayarak hastasının problemi hakkında kanaat oluşturup, tedavi protokollerine uygun olarak tedavi etmektir. Hastayı görmek, gözlemek, muayene edip gerekirse tetkikle tedaviye yönelmek işin esasıdır. Bu nedenle görmediği bir hastaya işlem yapmasını hekimden istemek doğru değildir.

İdari süreçler açısından da bu aşamalar belli kurallara bağlanmıştır. Sağlık ile ilgili mevzuat süreçlerini yöneten kurum olarak Sağlık Bakanlığı, hastayı görmeden işlem yapmayı yasaklamıştır. Yine sağlığın bütçesini yöneten kurum olan SGK da aynı amaçla, hastayı görmeden işlem yapılması durumunda önemli derecede caydırıcı maddi ve manevi cezalar uygulamaktadır. Konuyu mevzuat kalabalığına boğmamak adına ilgili mevzuat maddelerini burada belirtmeye gerek görmüyoruz. 

Hal böyleyken, Giresun ilimizde Dr. Özlem Yağdıran isimli meslektaşımız ile hasta yakını arasında yaşananlar ve sonrası gelişen hadiseler hepimizi derinden üzmüştür. Basına ve sosyal medyaya yansıyan bilgilerden edindiğimiz kadarıyla, eşinin ilaçlarını, eşi müracaat etmeksizin yazdırmak isteyen bir hasta yakını, eşini görmeden işlem yapamayacağını, gerekirse evde bakım hizmetlerine yönlendirerek işlemlerini hallettirebileceğini belirten meslektaşımıza “beyaz kod” olarak bilinen güvenlik önlemine başvuracak düzeyde baskı uygulamış, kendi güvenliği ve diğer hastaların işlerinin aksaması gibi nedenlerle meslektaşımız “beyaz kod” uygulamasını başlatmış, akabinde gelen güvenlik güçlerine de mukavemet ederek direnen yaşlı hasta yakınına, tamamen güvenlik güçlerinin kendi inisiyatifleri çerçevesinde yaptığı uygulamalar (ters kelepçe, biber gazı vs) sonrasında, muhtemelen yaşlı hasta yakınında gelişen komplikasyonlar sonrasında hasta yakını vefat etmiştir. Akabinde de Sağlık Bakanlığı meslektaşımızın sözleşmesinin iki ay askıya alındığını belirten bir yazıyı kendisine tebliğ etmiştir.

 

Öncelikle vefat eden hasta yakınına Allah’tan (C.C.) rahmet diliyoruz. Eminiz ki ve yayınladığı mesajlardan şahidiz ki; meslektaşımız da bu sonuca son derece üzülmüştür. Ancak sonrasında meslektaşımıza verilen cezayı mevcut mevzuat çerçevesinde doğru bulmuyoruz. Tamamen bağlayıcı ve inisiyatife yer bırakmayan kurallar manzumesi ortadayken, “beyaz kod vererek olaylara sebep oldu” gibi bir mantıkla olduğunu düşündüğümüz bir şekilde meslektaşımızın açığa alınması tüm meslektaşlarımızı üzmüştür. Neredeyse her gün “sağlıkta şiddete” dair yaşanan olayları duyarak meslek icra eden, mesleğin doğası gereği ve “mahremiyet” gibi nedenlerle de hastası ile arasına bir bariyer veya kişi almadan, hastasına temas ederek işlem yapmak zorunda olan bizler için, hangi hadisenin hangi boyuta varacağını kestirmek her zaman mümkün olmamaktadır. Bu nedenle de kendisinin ikna etmekte güçlük çektiği, boyut itibariyle sözlü şiddete varan, fiziksel şiddete ramak kala bir anda “beyaz kod” vererek hasta yakınını ikna etmek için emniyet güçlerinden yardım isteyen meslektaşımız, bizim kanaatimize göre yürürlükteki mevzuata göre yanlış bir iş yapmamıştır. “İki ay sözleşmeyi askıya alma” gerekçelerine baktığımız zaman da görülecektir ki; verilen karar böyle bir işlemin karşılığı değildir.

“Meslektaşımızı korumak” amacına matuf olarak böyle bir karar alındığı söylenebilir ama bu da meslektaşımızı rencide edici bu kararı masum hale getirmez. Bu devlet, kamu görevini yerine getiren her bireyini korumaktan elbette aciz değildir. Bu karar, tersten okumayla şöyle bir kanaati doğurmuştur, “hasta kendisi müracaat etmeden hasta hakkında işlem yapmak meşru, beyaz kod uygulaması gerektiren durumlarda beyaz kod uygulamasına başvurmak suçtur.”

 

Bu itibarla, meslektaşımız Dr. Özlem Yağdıran hakkında alınan “iki ay sözleşmeyi askıya alma” kararının Bakanlığımız tarafından yeniden gözden geçirileceği inancıyla, tekrar hasta yakınına Allah’tan (C.C.) rahmet, yakınlarına başsağlığı, meslektaşımıza da geçmiş olsun dileklerimizi iletiriz.

Etiketler :