Kapıcınızla iyi geçinin!

Eskiden memur olmak kolaydı. Bir tanıdığınız önemli bir yerlerde ise allem kallem edip işi bitiriyordu. Tabi önemli mevkilerde bir tanıdığı veya akrabası olmayanlar için hiç bir şey kolay değildi! İmtihanlar, mülakatlar tamamen göz boyamaya yönelikti. Sonra kısaca KPSS denilen Kamu Personeli Seçme Sınavı sistemine geçildi. Bu sistemde büyük oranda fırsat eşitliği söz konusuydu, ancak onu da Fetocular soru çalarak hallettiler. Memur olabilmek için bir de istisnai kadro denilen usul vardı...  Türkiye'de 30 büyükşehir, 51 il, 921 tane de ilçe belediyesi var. Bu belediyelerin birinde özel kalem müdürü olarak atanıyorsunuz, 6 ay sonra başka birimlere görevlendirilip cillop gibi 657 memur oluyordunuz. Hakeza herhangi bir bakanlıkta da benzer usullerle istisnai kadro denilerek elinizden tutan bir abiniz varsa koyup gidiyordunuz...

Önemli bazı görevlere atanmanız için üçlü kararnameler, Bakanlar Kurulu kararları ve güvenlik soruşturması diye bir şey vardı. Ak Parti'nin iktidar olduğu ilk yıllarda üçlü kararnameleri Cumhurbaşkanı Sezer imzalamadığı için pek çok önemli kuruma vekaleten baktı ilgilileri. Güvenlik soruşturması denilen şey sizin devlete bakışınız falan gibi anlaşılıyor, ama bu durum iktidarda kim varsa ona göre şekilleniyor. 20 sene evvel gümüş yüzük takmak veya cuma namazına gidiyor olmanız güvenlik soruşturmasından çakmanıza sebepti. Eşinizin başı kapalıysa zaten bırakın önemli bi yere atanmayı, düz memurluktan bile atılabilme korkusu yaşıyordunuz!

15 Temmuz 2016'da hain Fetö çetesi ülkeyi bir iç karışıklığa sürükleyerek dış güçlerin veya NATO'nun müdahalesine hazır hale getirmek için darbeye teşebbüs etti. Bağlı tüm haşhaşilerini kullanmadığı için 15 Temmuz'dan sonra ilan edilen Olağanüstü Hal döneminde de hâlâ hemen kurumda fetöcüler var ve ayıklanamadı bir türlü! Hem Fetöcülerin bulunup memurluktan atılmaları hem de işe yeni girecekler için 29 Ekim 2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 676 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 74 üncü maddesiyle, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde düzenlenen devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak genel şartlara sekizinci olarak "Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak" da eklenmiştir. Bu düzenleme sonucu kamuya atanacak her kişi hakkında "Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği" çerçevesinde güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmaya başlanmıştır.

Tamam gayet güzel, soruşturulmadan kimse devlete alınmasın, ancak önemli bir sorunumuz var! Güvenlik soruşturması denilen şey zannettiğiniz gibi yapılmıyor! Gizli bir şekilde istihbarat teşkilatı tarafından yapılması gerekirken, uluorta yazılarla karakollara gönderilen yazılarla falan yapılıveriliyor her halde ki duyduğumda hiç şaşırmadığım bir hadiseyi anlatayım. Falanca kuruma atanacak bir sağlık personeli için iki eleman kişinin oturduğu eve geliyorlar ve kapıcıyı çağırıp falan kişi nasıl birisi diye soruyorlar! Artık kapıcının insafındasınız, sizi nasıl tanıyorsa salıp atıyor her şeyi...

Ülkeyi birbirinden şüphelenen, istihbarat manyağı haline getirin demiyorum, ama bu coğrafyada büyük devlet olarak kalacaksak bizim dünyanın en büyük istihbarat teşkilatına sahip olmamız gerekir. Halihazırdaki teşkilatı eğerek bükerek bir şey yapamayacağımızı anlayalım ve en kısa zamanda yepyeni sil baştan bir yapı oluşturalım. Gerekirse kapıcılar da kullanılabilir, simitçiler de ancak bu işleri böyle ayağa düşürerek, kendinize güldürürsünüz sadece...

Diyeceğim eğer devlette bir yerlere gelmeye niyetliyseniz, kapıcınızla aranızı iyi tutun, basit mevzularla gönlünü falan kırmayın adamların. Sonra pişman olursunuz...

 ***

Aracınızın camında film varsa cebinizde 427 TL olsun!

Arabalarımızın camlarında film var diye vizeden geçmiyordu. Söktürüp yeniden taktırıyor, filmcilere para kazandırıyorduk. Geçtiğimiz yıl Ekim ayında Resmi Gazetede yayımlanarak cam filmi serbest hale gelmiş ve millet kıtlıktan çıkmış gibi filmcilere koşmuştu. Bir derece hadi neyse de, 2'yi de geçtik, 3 derece simsiyah filmlerle arzı endam ediyorduk yollarda...

Hani vur deyince öldürürüz ya! İçinde kim olduğu belli olmayan simsiyah araçlar bizim gibi devletin de dikkatini çekmiş olmalı ki geçen hafta Resmi Gazetede konuyla ilgili yeni bir şey okuduk, buyur buradan yak dedik. Tam bir yıl evvel serbest denilerek önü açılan cam filmi yeniden yasak hale getirilmişti. Hem de hiç bir tonuna tolerans tanınmadan. Kendinden renkli araçlar dışındaki tüm filmler sökülmeliydi! Bu hususta uyarıya falan gerek duyulmadan cayır cayır cezalar yazılmaya başladı bile!

Yahu arkadaşlar, böyle bir şey olabilir mi! Film işine yatırım yapanları ters köşe yaptı devlet. Pek çoğu iflasın eşiğinde. Devletin çıkardığı bir kanunu bir yıl sonra iptal edeceğini nereden bilsinler!..

5 milyona yakın aracın camından film sökeceğiz şimdi, ya da yakalandığınız yerde 427 TL ceza ile karşı karşıya kalacağız! Araçlardaki cam filminin en koyusuna veya ortasına bişey demem, ama hafif bir film de yazın güneş ışınlarından koruyordu, ona bari rıza gösterselerdi!..

Bir süredir bu tip sıra dışı ve ani kararlar alınıyordu da halen Fetöcüler aktif falan diyorduk, şimdi buna ne diyeceğiz bilemiyorum. Bari şu ceza işini yavaştan alın da ilk seferinde uyarı falan uygulayın diyelim fıkrada olduğu gibi. Veyahut da polisin gözü önünde sökülünce ceza yazılmasın! Bu paralar kolayla mı kazanılıyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum