Kafkas Üniversitesi Akademik Yılı Açılış Töreni

Kafkas Üniversitesi Akademik Yılı Açılış Töreni

TBMM Başkanı Binali Yıldırım (2):- "Hamd olsun Fırat'ın batısından Akdeniz'e kadar hudutlarımızın güneyindeki bir alanı tamamen PKK uzantısı PYD/YPG terör örgütünden, DEAŞ'tan temizledik. Şimdi sırada Fırat'ın doğusu var. Her ne kadar müttefikimiz Amerika

KARS (AA) - TBMM Başkanı Binali Yıldırım, "Hamdolsun Fırat'ın batısından Akdeniz'e kadar hudutlarımızın güneyindeki bir alanı tamamen PKK uzantısı PYD/YPG terör örgütünden, DEAŞ'tan temizledik. Şimdi sırada Fırat'ın doğusu var. Her ne kadar müttefikimiz Amerika bu terör örgütüne orada hamilik yapıyorsa da iş birliği yapıyorsa da mesele Türkiye olunca, mesele millet olunca karşımızda kimin olduğunun önemi yok." dedi.

Yıldırım, Kafkas Üniversitesi Ahmet Arslan Kültür Kongre Merkezi'nde düzenlenen Kafkas Üniversitesi Akademik Yılı Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, bugün akademik yıl açılışını gerçekleştirdiklerini söyledi.

Üniversitelerin farklıkların buluşup birlikte gerçeğin arandığı yerler olduğunu aktaran Yıldırım, "Üniversiteler bulundukları yerlerin sosyal hayatının kültürel hayatına zenginlik katar. Üniversiteler asla tek tip insan yetiştirme yerleri değil. Türkiye'nin kültürel zenginliği, medeniyet birikimi üniversitelerimizde de mutlaka tezahür etmelidir." dedi.

Yıldırım, akademik verimliliğin, fikir ve ifade hürriyetinin var olduğu yerde mümkün olduğunu anlatarak, şunları dile getirdi:

"Üniversite içinde herkes, fikrini güven içinde ve özgürce ifade etmelidir. Ortaya koyduğumuz eserler öğrenmenin, akıl yürütmenin, tecrübenin somutlaşmış halidir. Yazılan kitaplar, yayınladığımız makaleler aklımızın ve beynimizin eserleridir. Bu nedenle buralarda mazruf zarftan daha önemlidir. Bir zamanlar üniversiteler mazrufu bıraktı ve zarfla ilgilenmeye başladılar. Neydi o? Çocukların beyninin içindeki parlak fikirlerin değil, o başlarındaki ölçüyle uğraşmak için boşa zaman geçirdiler. Hamdolsun o günler artık hazin bir hatıra olarak geride kaldı. Anadolu'da sahip olduğumuz her şeyin bedelini misli misli ödeyerek geliyoruz. O yüzden Kars serhat şehrimiz oldu. 'Al bayrağımızın dalgalanmadığı yer bize vatan değildir.' diyerek ne nevruz işgaline ne de Ermeni çetecilere pabuç bırakmadık. 'Hürriyetin olmadığı yerde cuma dahi kılınmaz.' diyerek bağımsızlığımıza sahip çıktık. Bu topraklarda bizimle uyum içinde yaşayan her milletin can, mal, ırz ve namusunu korumayı görev bildik. Bu yüzden kimseye baskı yapmadık ve eziyet etmedik."

- "Tertemiz bir maziden umutlarla dolu bir istikbale yürümeye çalışıyoruz"

Birinci Dünya Savaşı'nda buralarda acılar yaşandığını belirten Yıldırım, bu acıları bahane ederek 1915 yılı olaylarına dair Ermeni iddialarıyla ve suçlamalarıyla zaman zaman Batı ülkelerinin Türkiye'nin karşısına çıktığını söyledi.

Yıldırım, Birinci Dünya Savaşı yıllarında Ermeni çetelerinin bu bölgedeki insanlara büyük zulüm ettiklerini ve katliamlar gerçekleştirdiklerini büyüklerden dinlediğini ve bu şekilde büyüdüğünü dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Soykırım iddiası ise alçakça bir iftiradan ibarettir. Zaten soykırım, etnik temizlik gibi barbarlık ifade eden kavramlar bize ait değildir. Bu yüzden tarihinde ayıp ve günah sayılacak alçaklıklar olmayan milletlerin başında bizim milletimiz gelir. Övüneceğimiz bir medeniyetimiz var. Bugün de medeniyetimizi yeniden ihya etmenin gayreti içindeyiz. Tertemiz bir maziden umutlarla dolu bir istikbale yürümeye çalışıyoruz. Milletimizin mazisini karalamak isteyenlerin çirkin iddialarını hiçbir zaman kabul etmedik, etmeyeceğiz. Bunu yapanların maksatları kendi lekelerini ve ayıplarını Türk milletine sürmektir. Onların bu iddialarına karşı söylediğimiz gayet açıktır."

"Tarih, tarihçilerin konuşması gereken bir alandır, mühim bir meseledir" ifadesini kullanan Yıldırım, şöyle devam etti:

"İstiyorlarsa herkese arşivlerimizi açarız dedik, dileyen gelsin baksın. Ermenistan, 'Türkiye ile ilişki kurmak ve ilişkilerimi geliştirmek istiyorum.' diye ikide bir çıkıp beyanat veriyor. Eğer gerçekten böyle bir niyeti varsa bir kere, her şeyden önce Dağlık Karabağ'daki işgal ettiği topraklardan çekilmeli. İkincisi oradan işgal nedeniyle bir milyona yakın Azeri kaçkının yerlerine dönmelerine imkan sağlamalı. Üçüncüsü Türkiye üzerindeki iddialarından vazgeçmeli, kayıtsız şartsız gerçekleri kabul etmeliler. Aksi halde söylenen şeyler boş bir hayalden öteye gidemez. Bizim hiçbir ülkeye husumet ve düşmanlık politikamız yoktur. Biz dış politikamızı dostlukları artırma, düşmanlıkları azaltma üzerine inşa ediyoruz. Ondan dolayı dünün meselelerini uzmanlara bırakıp yarınlara odaklanma mecburiyetindeyiz. Türkiye'yi bölgede ve dünyada tehditlere kapalı bir ülke haline getirmek istiyoruz. Pek çok dengeyi gözetmemiz gerekirken önemli bir bölgede bulunduğumuzun da farkındayız. Milletimizin, devletimizin çıkarlarını korumak için nasıl davranmamız gerektiğini başkalarından öğrenecek değiliz.

Eğer gücümüzü koruyup hassasiyetleri gözeterek ülkemizi yönetmezsek ne sıkıntılarla karşılaşacağımızı da çok iyi biliyoruz. Hayat ileri doğru yaşanır, tarih geriye döndürülmez. 23 Nisan 1920'de TBMM'yi açtığımız günden beri sürekli ileriye doğru gidiyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da ileriye gitme hedefimizde herhangi bir zaafiyet söz konusu olmayacak. Bu noktada bir özeleştiri yapmak istiyorum. Biz Türkler acılarını kolay unutan bir milletiz. İçinde bulunduğumuz yıl, Birinci Dünya Savaşı'nın bitişinin yüzüncü yılı. Bir hafta sonra İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan kuvvetlerinin Anadoluyu işgal etmek için gerekçe haline getirdikleri Mondros Mütarekesi'nin de 100. yılı. Birinci Dünya Savaşı'nın bitimi birçok toplum için barış sürecinin başlaması demekken biz Türkler için başka acı bir sürecin başlaması anlamına geliyor. Bu sebeple milli hafızamızda 20. yüzyılın ilk çeyreğinden derin izler kalmıştır."

- "Kuralların, milletin menfaatine işlediği bir Türkiye'yi inşa etmenin gayreti içindeyiz"

Yıldırım, geçmişin acı tecrübelerinden çıkardıkları sonuçlarla tarihi tekerrür ettirmediklerini kaydetti.

Türkiye'de artık siyasi belirsizlikler ve sistem sorunları yaşamak istenilmediğini aktaran Yıldırım, "Parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişimizin de sebebi budur. Yoksa 95 yıllık sistemi neden değiştirelim." dedi.

Yıldırım, birilerinin Türkiye'nin eline vurularak lokması alınan bir ülke zannetme anlayışı ve alışkanlığını bir türlü bırakmak istemediğine dikkati çekerek, şunları ifade etti:

"İçimizden birileri de ne yazık ki bu anlayışa çanak tutuyor. Bizim şartlarımızı değiştirme çabamızı anlamamakta ısrar ediyorlar. Biz tarihimizden aldığımız ders ve devleti yönetirken edindiğimiz tecrübeler ışığında ülkemizi daha mamur hale getirmek için gece gündüz gayret ediyoruz. İç ve dış siyaset, vesayet odaklarından kurtulup kurumların kendi işine odaklandığı bir ülke için durmadan ve yılmadan gayret ediyoruz. Kuralların milletin menfaatine işlediği bir Türkiye'yi inşa etmenin gayreti içindeyiz. Herkes için demokrasi hedefimize ulaşmak için hürriyetlerimize dönük bütün tehditleri ortadan kaldırmak istiyoruz. Komşularımızın hali ortada. Yaşadıkları sıkıntıların sebepleri, sorunlara neden olan şartları değiştirmek istememeleridir. Bu durum yönetimlerinin yönetilmelerini elbette ki zorlaştırıyor. Bundan dolayı emperyalist ülkeler bölgemizden elini ayağını bir türlü çekmiyorlar."

Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:

"Eğer hudutlarımız güvende olmazsa ülkemiz de milletimiz de güvende olmaz ve istiklalimiz tehdit altında olur. Bunun için bu harekatları yaptık. Hamdolsun Fırat'ın batısından Akdeniz'e kadar hudutlarımızın güneyindeki bir alanı tamamen PKK uzantısı PYD/YPG terör örgütünden, DEAŞ'tan temizledik. Şimdi sırada Fırat'ın doğusu var. Her ne kadar müttefikimiz Amerika bu terör örgütüne orada hamilik yapıyorsa da iş birliği yapıyorsa da mesele Türkiye olunca, mesele millet olunca karşımızda kimin olduğunun önemi yok. Birinci İstiklal Harbimiz'de karşımızda yedi düvel vardı, yanımızda kimse yoktu ama bizim imanımız, bayrak ve vatan sevdamız vardı. Dünyada esaret olmayan bir milletimiz vardı. Türkiye'deki yaşanan sıkıntıların büyük bir oranı dış kaynaklı emperyal hedef ve emellerin depreşmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. 15 Temmuz'da denediler halledemediler, 17-25 Aralık'ta denediler halledemediler, Gezi olaylarıyla denediler halledemediler. Şimdi ekonomimize plan yaparak hedeflerine ulaşacaklarını zannediyorlar, yine başaramayacaklar. Daha da güçlenerek çıkacağız."

Konuşmaların ardından üniversite girişindeki nizamiyenin açılışını yapan Yıldırım, Ebul Hasan Harakani Türbesi'ni ziyaret etti.

Yıldırım, Kars Valiliğini de ziyaret ederek Vali Rahmi Doğan ile görüştü.

Programlara, Vali Rahmi Doğan, Belediye Başkanı Murtaza Karaçanta, Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sami Özcan, Ak Parti Kars Milletvekilleri Ahmet Arslan ve Yunus Kılıç, AK Parti İl Başkanı Adem Çalkın ve il protokolü katıldı.

(Bitti)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :