KADEM Ankara Temsilciliği açılış töreni

KADEM Ankara Temsilciliği açılış töreni

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı İslam:

ANKARA (AA) - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, "'Bugün geldiğimiz noktada kadınlar pek çok iyi kazanım elde etmelerine rağmen sorunun ne yazık ki bitmediğini görüyoruz. Şu halde oturup bu sorunu yeniden gözden geçirmemiz lazım'' dedi.

 Kadın ve Demokrasi Derneği'nin (KADEM) Ankara Temsilciliği'nin açılışı dolayısıyla Altındağ'da tören düzenlendi. Törene, Bakan İslam'ın yanı sıra  AK Parti Grup Başkanvekili Belma Satır, SGK Başkanı Yadigar Gökalp İlhan, KADEM Başkanı Sare Aydın Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı, KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, bazı milletvekilleri, bürokratlar ve çok sayıda davetli katıldı.

Açılışın ardından Bakan İslam, Sümeyye Erdoğan, KADEM Başkanı Yılmaz ve öteki davetliler, KADEM Ankara Temsilciliği binasında bir süre sohbet etti.

-''Ciddi arayışlar yapmamız gerekiyor''

Buradaki törenin ardından Ulucanlar Cezaevi Kültür Sanat ve Kongre Merkezi'nde de bir program düzenlendi.

Programın açılışında konuşan Bakan İslam, kadının toplumun temeli olduğunu ve bunun inkar edilemeyeceğini vurguladı.

İslam, ''Bizim medeniyetimiz kadına daima önem veren, kadını ön plana çıkaran, kadın haklarıyla ilgili herhangi bir sorun yaşamamak üzere kutsal kitabında dahi bununla ilgili nasları bulunan bir medeniyet'' ifadesini kullandı.

Kadının bugünkü hak ve hukuk mücadelesinin, modern dünyanın getirdiği birtakım zorlukları, haksızlıkları ve adaletsizlikleri yenmek üzere kurgulanmış bir mücadele olduğunu anlatan İslam, şöyle konuştu:

''19. ve 20. yüzyıllar, kadının hak alma mücadelesinin en çetin zamanlarıydı. Özellikle batı dünyasında yapılan mücadele kadınlara pek çok hak ve hürriyet kazandırdı. Ama bugün geldiğimiz noktada kadınlar pek çok iyi kazanım elde etmelerine rağmen sorunun ne yazık ki bitmediğini görüyoruz. Şu halde oturup bu sorunu yeniden gözden geçirmemiz lazım. Acaba tartışma argümanlarımızda bir hata mı var? Acaba soruna baktığımız pencereyi yenilememiz mi gerekiyor, soruna farklı bir pencereden mi bakmamız gerekiyor? Acaba soruna kendi dinamiklerimizle mi bakmamız gerekiyor? Bu noktada çok ciddi arayışlar yapmamız gerekiyor, çok ciddi düşünce temrinlerine ihtiyacımız olduğu ortaya çıkıyor.''

-''Ötekileştirmeden önce uzlaşma aramamız lazım''

Doğu dünyası ile batı dünyasının pek çok noktada el ele verdiklerinde ciddi ilerlemeler kaydettiğini belirten İslam, ''Acaba kadın, aile ve toplumla ilgili sorunlarda da doğu dünyası ve batı dünyasının olumlu birikimleri birada değerlendirilemez mi? Öyle değerlendirildiğinde şu an girdiğimiz çıkmazdan çok daha kolay, çok daha verimli ve çok daha adaletli bir çıkış yolu bulunamaz mı?'' diye konuştu.  Bunların üzerinde düşünülmesi gerektiğini vurgulayan İslam, şöyle devam etti:

"Şer'iye sicillerinde görüyoruz mesela. Mahkemelerde bir erkek, bir kadını dava ettiğinde davasını ispat etme yükümlülüğü kesinlikle erkeğe aittir. Eğer erkek davasını ispat edemezse kadının müdafaası bile sorulmaz haklı kabul edilir. Bu şu demektir, eğer toplumsal eşitsizlik varsa, karşı karşıya gelen iki gruptan biri daha güçlü ve diğeri daha zayıfsa, onları aynı çizgiden hareket ettirerek yarışa sokamazsınız. Çünkü böyle başlanmış bir yarışın başından itibaren galibi de mağlubu da bellidir. Ne yapmanız gerekir? Daha zayıf olan kısma bir opsiyon tanımanız gerekir. Onu biraz daha ileri bir çizgiden yarışa sokmanız gerekir. Osmanlı bunu yapar, hukuk sisteminin içerisinde. Biz buna adalet diyoruz."

Batı dünyasının ise 20. yüzyılın sonunda bulduğu kavramla buna ''pozitif ayrımcılık'' dediğini ifade eden İslam, ''Birbirimizin kazanımlarına bakalım, birbirimizin birikimine bakalım ve ortaya uyumlu bir sonuç çıkaralım, derken bunu kastediyorum'' dedi.

Konuya farklı pencerelerden bakılabileceğini anlatan İslam, ''Aynı yere bakıyorsak farklı pencerelerden de olsa, aynı noktada çözüm arıyorsak ele ele verebiliriz, işte bu nokta çok önemli. İşte bunu büyütmemiz lazım, ötekileştirmeden önce uzlaşma aramamız lazım. Toplumumuzdaki bütün sorunları zannediyorum bu yöntemle çözmek mümkün. Bunun için harekete geçen yeni bir sivil toplum kuruluşumuz var, KADEM. Giderek büyüyorlar'' diye konuştu.

''Sivil toplum kuruluşları bize lazım'' diyen İslam, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları olmadan herhangi bir başarıdan söz etmenin mümkün olmadığının altını çizdi.

-''Artık harekete geçme vaktidir''

KADEM Başkanı Sare Aydın Yılmaz da kadının toplumun en etkili, koruyucu, önleyici unsuru olduğunu söyledi. Bu konunun sürdürülebilir, adil bir kalkınmış toplumun inşa etmenin tek yolu olduğunu ifade eden Yılmaz, ''Kadın meselesi sadece kadınları ilgilendiren bir mesele değildir, mesele toplumun kalkınması için tüm toplumun meselesidir'' dedi.

Türkiye'nin değiştiğini, kadının da bu değişimden payına düşeni aldığını vurgulayan Yılmaz, bu ihtiyacın beraberinde kadın sivil toplum kuruluşlarının sayısını arttırdığını söyledi.

Yılmaz, ''Değişen kadın kendini ifade edebilecek, sivil toplum kuruluşlarını da kendi eliyle kurmaya başlamıştır. KADEM de böyle bir ihtiyacın, değişimi yaşayan kadınların kurduğu bir dernektir'' diye konuştu.

Sandığa seçmen olarak kadın iradesinin yansımasının artık yetmediğini anlatan Yılmaz, kadınların tüm alanlarda daha fazla yer almak istediğini kaydetti.

Derneğin yeni açılan temsilciliğinin siyasetin ve bürokrasinin kalbi olan Ankara'da da kadın hayatına dokunacağını belirten Yılmaz, yürüttükleri çalışmalar ve projeler hakkında bilgi verdi.

Kadının hala cinsiyetinden dolayı ayrımcılığa tabi tutulduğunu, dışlandığını vurgulayan Yılmaz, ''Farklılıklardan doğan mağduriyetlerin giderileceği, hakkaniyet perspektifli yaklaşımların ve politikaların tesis edilmesi için artık konuşma vaktidir, artık harekete geçme vaktidir, artık bu sorumluluğu yeniden hatırlatma vaktidir. Ancak hak ve hukuktan bahsederken yapılanları görmezden gelmek tesis etmeye çalıştığımız adalet anlayışıyla çelişmektedir'' diye konuştu.

Türkiye'de güzel gelişmeler yaşandığını, kadına karşı şiddetle etkin bir mücadele yürütüldüğünü, kadın istihdamının önündeki engellerin bir bir kaldırıldığını ifade eden Yılmaz, ''Mücadelenin en etkin biçimde yapılacağı yer de Ankara olmalıdır. Bakanlık tek başına bu mücadelelerle bir yere kadar yol alabilir. Sivil toplum kuruluşları, şahıslar desteklemediği sürece, devleti, kurumları yaşatmak mümkün değildir'' değerlendirmesinde bulundu.

-''Hayırlı işler yapmak niyetindeyiz''

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı, KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan da konuşmasına ''Hayırlı işler yapmak niyetindeyiz. Ne kadar çok destekçimiz olursa o kadar güçlü oluruz. Yaptığımız hayır da o derecede büyük olur'' diyerek başladı.

İnsan hak ve özgürlüklerinin, demokrasinin bu kadar önemsendiği bir çağda kadınların büyük bir kısmının ayrımcılığa, şiddete, hak gasbına uğradığını, canlarından olduğunu belirten Erdoğan, ''Toplumun yarısını oluşturan kadınlar bu tip temel varlık sorunlarıyla mücadele ederken sesini yeterince duyuramıyor, karar mekanizmalarına yeterince dahil olamıyor'' dedi.

Böyle bir durumda tam demokrasiden bahsedilemediğini ifade eden Erdoğan, ''Bu sorunlar ele alınırken birçok engelle karşılaşıyoruz. Çok güzel yasal düzenlemeler getirilse de sahaya inince uygulamada çeşit çeşit engellerle karşılaşıyoruz'' diye konuştu.

Burada sivil toplum kuruluşlarına büyük rol düştüğünü vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

''Halkın sesi olup devletin politikalarını daha etkili çalışmalar yapmaları bekleniyor. Fakat bu alandaki sivil toplum kuruluşlarının büyük bir çoğunluğunun ne yazık ki halkın çoğunluğunun öz değerlerinden kopuk, Anadolu'dan kopuk, ithal kavramlar ve ithal çözüm önerileriyle hareket eden bir yapıda olduğunu görüyoruz. Nitekim sahaya indiğimizde de bu kavramların halkta yansımasını bulmadığına bizzat şahit oluyoruz. Öte yandan genel bir zihniyet sorunu olarak birçok zaman sorunların gerçek kaynağına inilmediğini, yüzeysel sebepleriyle uğraşıldığını görüyoruz.''

-''Kapitalizm temelinde ele almak...''

Bu noktada çok derin bir tartışmanın açılabileceğini ifade eden Erdoğan, ''Mesela, kadına şiddet olaylarında çözüm ararken 'kadın hakları' diye bağırmak yerine güç kavramının, güçlünün zayıfı ezme meyilini tartışmaya açmak, belki de daha kalıcı çözümler getirecektir. Veya 'doğum izni' gibi sebeplerle işyerinde kadınları daha az istihdam eden bir işverenin durumuna kadın hakları bağlamında bakmaktansa, bu işverenin karını artırma güdüsüyle bu yola başvurduğu ortadayken konuyu kapitalizm temelinde ele almak belki yine daha kalıcı, daha uzun vadeli çözümler getirebilecektir'' ifadelerini kullandı.

Sümeyye Erdoğan, KADEM olarak kadın konularına ilk başta insan hakları, demokrasi ve özgürlükler meseleleri olarak baktıklarını, bu yaklaşımın daha kapsamlı çözümler doğuracağını söyledi.

Kadınların sorunlarının dünya genelinde benzer özellikler gösterse de her coğrafya, her kültür, her inanışın kendine has çözümler gerektirdiğini belirten Erdoğan, ''Dolayısıyla kadın literatürü ne kadar batının hakimiyeti altında kalmış olsa da ondan alacağımızı alıp kendi kavramlarımızla düşünüp, sorunlarımıza kendi çözümlerimizi üretmemiz gerekiyor'' diye konuştu.

Konuşmaların ardından KADEM Ankara Temsilcisi Selva Çam, Bakan İslam'a ''Allah'ın yardımı senin üstüne olsun'', Sümeyye Erdoğan'a da ''Emeller yüceldikçe uğrunda bedenler yorulur'' hat yazılı tablolar takdim etti.

Bakan İslam da Altındağ Belediye Başkanı Tiryaki'ye ''Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, ürkütmeyiniz'' hat yazılı tablo hediye etti.

Kaynak:Haber Kaynağı