Jandarmanın İstanbul'daki darbe faaliyetlerine ilişkin dava

Jandarmanın İstanbul'daki darbe faaliyetlerine ilişkin dava

43'ü tutuklu 76 sanığın yargılanmasına bazı tanıkların dinlenilmesiyle devam edildi- Duruşma yarına ertelendi

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin eski İstanbul İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan'ın da aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 76 sanığın yargılandığı davanın 28. duruşması tamamlandı.

İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısında bulunan binada yapılan duruşmada, bazı tanıklar dinlenildi.

Tanık Özgür Beşli sanıklardan eski üsteğmen Mehmet Ali Yaşar ile aynı dönem İzmir ve Ankara'da subaylık kursu gördüklerini söyledi.

Kursların 2009-2010'da olduğunu ifade eden Beşli, "Ben Kars'ta görev yaparken 2009 yılında, sözde abi dediğimiz şahısla görüştüm. Evde bir muhabbet esnasında Mehmet Ali Yaşar'ın da subaylık sınavını kazandığını söyledi. İzmir'e giderken birlikte gidebileceğimizi söyledi bu FETÖ'ye ait şahıs. Mehmet Ali sonrasında FETÖ'ye ait olduğunu değerlendirdiğim, Ankara'da bir ev tuttu. Sivil giyimli kişiler görüyordum, beni de çağırdı ama fazla gitmedim." diye konuştu.

Duruşmada tanık olarak dinlenilen eski Arnavutköy İlçe Jandarma Komutanı emekli binbaşı Faruk Kılıç ise darbe girişimi sırasında ailesiyle sinemaya olduğunu, filmin arasında gelen mesajlarda kalkışma olduğunu öğrendiğini ve ilçe komutanlığına gittiğini söyledi.

Komutanlığa gittiğinde, nöbetçi subayları arayarak dışarıdaki araçların ve birliklerin geri dönmelerini istediğini anlatan Kılıç, "Bölüğe geldikten sonrada emniyeti aldım. Bizde yoklama almayı ve haberleri seyretmeye başladık. Sanıklardan Müştak uzman aradı ve görevde olduğunu söyledi. Nerede görevli olduğunu sorduğumda Mahmutbey Gişeler olduğunu söyledi. Hemen geri dönmesini istedim. Teğmen Müjdat Aybey'in (tutuklu sanık) kendisine görev olduğunu söyleyerek gişelere götürdüğünü söyledi. Müjdat teğmenin gelmemesi durumunda ne yapacağını sordu. Gelmezse onu bırak dedim." ifadelerini kullandı.

Tutuklu sanık Müjdat Aybek'in Hadımköy lojmanlarda indiğini belirten Kılıç, "Uzman çavuş Müştak gelmişti sadece bölüğe. Müjdat teğmen ise 03.00 sıralarında ancak geldi. İdari tahkikat heyetiyle bunu karşımıza aldık. Telefonla kendisini birisinin görev adı altında aradığını iddia etti. Bunu bana niye söylemediğini sordum. Devrelerinden birinin şaka yaptığını zannettiğini söyledi. Şaka yapıyorsa yanına niye uzman çavuşu ve malzemeleri olduğunu sordum. Ya gerçekse diye aldığını söyledi bu sefer. Beni hat düşmediği için arayamadığını söylüyor. Ama o sırada bütün devreleriyle konuşmuş." şeklinde beyanda bulundu.

- Sanık teğmende "arama kaydı silme" hastalığı

Tutuklu sanık eski yarbay Nurettin Çakmak'ı aradığını ve teğmenlerden birinin dışarıda olduğunu söylediğini ifade eden Kılıç, beyanlarına şöyle devam etti:

"Bana, bildiğini ve teğmene kızdığını söyledi. Böyle deyince benim nevrim döndü. Teğmeni göreve Çakmak'ın çağırdığını tahmin ettim. Normalde bir bağları yok, çünkü kendi personeli değil. Bunun da aynı gruptan olduğunu anladım. Müjdat'a telefonu vermesini ve arayan numaraya bakacağımızı söyledim. Kimin aradığını, kimin çağırdığını kontrol etmek istedim. Bana 'Komutanım bende hastalık var, ben telefonlarımı durmadan siliyorum. Her 15 dakikada bir arama kayıtlarını siliyorum' dedi. Whatsapp, arama kayıtları ve mesajları temizdi. Telefonu temizlemiş gelmiş. Bazen cezai işlemi uyguluyorlar. Bunların hepsini saklıyormuş. Ama darbe girişimi gecesi bana temizlik hastalığı olduğunu söyledi."

Sanık Aybey ise eşinin telefonunda ölü fotoğrafları ve cinsel içerikli fotoğraflar gördüğünü, bu nedenle telefonda silme işlemini alışkanlık haline getirdiğini iddia etti.

Tanık olarak beyanda bulunan bazı kişiler de sanıklara ilişkin beyanda bulundu.

Duruşma tanık beyanlarına devam edilmek üzere yarına ertelendi.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :