İzmir'de, geçen yıl mayıs ayında, Soma'daki maden faciası sonrasında düzenlenen protesto gösterilerinde gözaltına alınan 44 kişiden 5'i hakkında takipsizlik kararı verildi.

Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Bülent Özer, yaptığı açıklamada, anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve 2911 sayılı Kanun hükümlerine göre, önceden izin alınmaksızın gösteri yapmanın anayasal bir hak olduğunu, bu hakkın nasıl kullanılacağının AİHM kararlarıyla belirlendiğini vurguladı.

Özer, açıklamasında, silahsız ve saldırısız şekilde gösteri yapmanın da bu haklar dahilinde olduğunu bildirdi.

Emniyet fezlekesinde  "suça sürüklenen çocuklar" G.A, Y.K, T.D, F.S ve T.B'nin; geçen yıl Soma'da meydana gelen maden faciası sonrası 15-16 Mayıs tarihlerinde düzenlenen protestolara katılan göstericilerin gözaltına alınmasını protesto etmek amacıyla Alsancak'ta oturma eylemine katıldıkları belirtilmişse de görüntülerde "mala zarar verdikleri", "polise direndikleri", "görevliler tarafından uyarıldıktan sonra gösteriye devam ettikleri" yönünde herhangi bir delile rastlanmadığını belirten Savcı, delil yokluğu nedeniyle CMK 172. maddesi gereği kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

Savcı, eline sert bir cisimle vurulması sonucu yaralanan polis memuru Ali Rıza Kavur'a vuran kişinin de adı geçen çocuklar olduğuna dair delil bulunmadığını, "ceza sorumluluğunun kişisel olduğu gözetildiğinde", "suça sürüklenen çocuklar" hakkında kamu davası açmaya yeterli şüphe tespit edilmediği kaydetti.

T.O'nun avukatı Dinçer Çalım, gazetecilere yaptığı değerlendirmede, kararda 2911 sayılı yasaya bir aykırılık görülmediğinin belirtildiğine işaret ederek "Soma katliamının ana davasının devam ettiği bugünlerde bu takipsizlik kararı anlamlıdır" dedi.