"İzmir Sivil Toplum Kuruluşları Buluşması"

"İzmir Sivil Toplum Kuruluşları Buluşması"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu: (4)- "İstikrar, demokrasiyle gelirse bir değerdir. İstikrar, insanları ezerek gelirse bir değer olma niteliğini kaybeder. Bizim istediğimiz tek şey var, istikrarı demokrasiyle sağlamak. İstikrarla özgürlükleri

İZMİR (AA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, insan onuru ve özgürlüklere büyük önem verdiklerini belirterek, "İstikrar, demokrasiyle gelirse bir değerdir. İstikrar, insanları ezerek gelirse bir değer olma niteliğini kaybeder. Bizim istediğimiz tek şey var, istikrarı demokrasiyle sağlamak. İstikrarla özgürlükleri birleştirmek, bütünleştirmek" dedi. 

Davutoğlu, İzmir'de sivil toplum örgütü temsilcileriyle bir araya geldiği akşam yemeğinde yaptığı konuşmada, AK Parti olarak insan onuruna ve özgürlüklere büyük önem verdiklerini belirtti. Bu noktada sadece Türkün, Kürtün, Alevi'nin, Sünni'nin onuruna değil, insan onuruna sahip çıkan bir anlayışa sahip olduklarını ifade eden Davutoğlu, "İnsan onuruna saygı göstermeyen hiçbir siyasal düzen kalıcı olamaz" dedi.

İzmir'in de bir "özgürlükler şehri" olduğunu ve İzmir'in hiçbir zaman tek boyutlu bakan insanların şehri olmaması gerektiğini dile getiren Davutoğlu, şöyle konuştu: 

"İzmir, her şeye açık olmalı; her düşünceye... 'Şu fikir, şu partiden geliyorsa buna karşı çıkalım, şu partiden ya da şu kişiden geliyorsa bunu desteklerim' dediğinizde asıl işte burada fikir özgürlüğüne sınır koyuyorsunuz demektir. Çok açık bir şekilde söylüyorum AK Parti Genel Başkanı olarak bütün diğer partilere meydan okurum, onlarla karşılıklı eleştiriler, söylemlerle tartışırız ama bütün vatandaşlarımızın insan onuru, bunu içine muhalif partilerin siyasi liderleri de dahil olmak üzere benim onurum gibi korunması gereken onurdur. Çünkü bizim nihai olarak, bu sefer Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak söylüyorum, muhalifimin de onuru, benim onurumdur. Eğer ona saygı göstermezsek, kendi onurumuzu da koruyamayız."

-"Kimseye karşı ön yargımız yok" 

Başbakan Davutoğlu, bu anlayışla son günlerde gündeme gelen şantaj kaseti iddiasına, aynı gün yaptığı açıklamayla karşılık verdiğini hatırlatarak, şöyle devam etti: 

"Türkiye'deki bütün kadınların onuru, bizim onurumuzdur, ne surette olursa olsun. Birileri vaktinde, bu başörtülü diye ikna odalarına almış olabilir, birileri başörtü taktığı için 'dışarı dışarı' diye tempo tutmuş olabilir. Şimdi söylüyorum, o zamanlara karşı mücadele ettik, haklıydık. Bir daha böyle olsa, bu tür yasak getirenlere karşı yine mücadele ederim ama o ikna odasında geçmişte görev yapmış olan milletvekili, CHP'den o hanımefendinin onuru da bizim onurumuzdur. Kimseye karşı herhangi bir ön yargımız yok."

-"Türkiye'yi özgürlükler ve istikrar adası olarak tutmak istiyoruz"

Sergilenen bu anlayışla Türkiye'yi bulunduğu bölgede bir özgürlükler ve istikrar adası olarak tutmak istediklerini dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Sadece 'istikrar' demiyorum çünkü istikrar otoriter rejimlerde de olur. Bakarsanız Suriye'de bile istikrar var. 30 yıldır, 50 yıldır aynı aile, 20 yıldır da aynı adam ya da Mısır'da ya da başka yerde… İstikrar, demokrasiyle gelirse bir değerdir. İstikrar, insanları ezerek gelirse bir değer olma niteliğini kaybeder. Bizim istediğimiz tek şey var, istikrarı demokrasiyle sağlamak. İstikrarla özgürlükleri birleştirmek bütünleştirmek."

-"AK Parti Siirt Kadın Kollarına saldırı yapıldı kimseden ses çıkmadı"  

Davutoğlu, özgürlüklere, insan onuruna ve demokrasiye karşı sergiledikleri bu anlayışa rağmen partilerine karşı korku psikolojisi oluşturulmaya çalışıldığını söyledi. 

İzmir'e gelirken partisinin Siirt Kadın Kolları Başkanı ile konuştuğunu ve bir partinin temsilcileri tarafından saldırıya uğradıklarını öğrendiğini anlatan Davutoğlu, buna karşın kimseden ses çıkmamasından yakındı. 

-"Bu millet aydınlığı gördü, puslu havaya artık prim vermez"  

Davutoğlu, kendilerinin ise benzer olaylara hemen tepki gösterdiklerini dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti:

"Adana ve Mersin olaylarını anında kınadık ve hemen akabinde talimat da verdik ve faali tespit edildi. Bir DHKP-C militanı; 2007'de tutuklanmış. Bunlar hepimizin kayda geçmesi gereken hususlar, bir bakıyorsunuz, HDP eş başkanı, genel başkan yardımcısı, 'hayır, bunu DHKP-C yapmamıştır' diyor, onu savunuyor. DHKP-C de HDP'ye teşekkür ediyor. Bu DHKP-C dediğiniz örgüt, Mehmet Selim Kiraz gibi onurlu bir savcıyı makamında şehit eden örgüt. Şimdi kim Allah aşkına, şiddetten veya otoriter yaklaşımdan yana? Herkesin, Türkiye'nin geleceğini düşünen herkesin, farklı kanaatleri de olsa, elini vicdanına koyup 7 Haziran'da ona göre karar vermesi lazım. Bir tarafta her il için özellikle de İzmir için vizyon sahibi ve ne yaptığını, ne ettiğini hesap ederek yürüyen bir iktidar var, diğer tarafta her an 'acaba bir kriz çıkar da o kiriz içinden biz bir alternatif iktidar üretebilir miyiz' diye bekleyen, pusuda bekleyen bir takım pusu meraklıları var. Puslu havayı bekleyen meraklılar... Onlar çok bekleyecekler. Bu millet aydınlığı gördü, puslu havaya artık prim vermez."  

-"Türkiye, artık küresel lige yükseldi"  

Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin 12 yıl öncesine göre artık çok farklı bir konumda olduğunu ve "küresel ligde" yer aldığını kaydetti. 

İktidarları öncesindeki Türkiye ile bugünkü Türkiye'nin dünyadaki yerine ilişkin tespitte bulunmak için 1999 yılında Kocaeli ve Sakarya'da yaşanan deprem faciaları sonrası tablonun hatırlanmasının yeterli olacağını ifade eden Davutoğlu, şöyle konuştu: 

"17 Ağustos depreminde Kocaeli ve Sakarya'ya devlet, başbakan günler sonra gitti. 48 saat otoyol kapalı kaldı. Devletin imkanları 4-5 gün oraya ulaşamadı. Bugün gururla ifade ediyorum, hani 'Türkiye'nin nasıl merkez olduğunu görsünler' diye; Nepal'de deprem oldu, ilk inen uçak Türk Hava Yolları uçağıydı. Haiti'de oldu, ilk inen uçak Türk Hava Yolları uçağıydı. Filipinler'de tsunami oldu ilk inen uçak, yardım uçağı Türk Hava Yolları uçağıydı. Artık ideolojik bağnazlıkla bakmayalım, bu değişimi görelim."

Davutoğlu, Türkiye'nin değişiminin ve küresel ölçekli bir ligde yer aldığının, hayata geçirilen projelerle de görülebileceğini dile getirerek, şöyle devam etti: 

"İşte Ordu-Giresun Havalimanı. Avrupa'da ilk. Dünyanın en büyük havalimanı İstanbul'da inşa ediliyor. Dünyanın en uzun kuleli köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü İstanbul'da inşa ediliyor. 'İnşa edilecek' demiyorum, inşa ediliyor, yapılıyor bitiyor. Dünyanın ilk üç katlı tüneli, iki boğaz köprüsü arasında inşa edilecek. Bu, proje aşamasında. Avrasya Tüneli, Avrupa ve Asya'yı birleştirecek, yakında bitecek. Marmaray bitti. İzmit Körfez geçişi... Bu yine İzmir'e hizmettir çünkü İstanbul-İzmir otoyolunun üzerinden geçecek. Dünyanın 4. uzunluktaki asma köprüsü. Ovit Tüneli, Doğu Karadeniz'de. Dünyanın ikinci büyük çift tüplü tüneli. Şimdi dünyanın en uzun içme suyu projesi de Gerede ile Ankara arasında yapılıyor. Dünyanın bir seferde delinen en uzun tüneli de Mavi Tünel, Toroslar'dan Konya'ya inen tünel. Dünyanın en büyük depolama imkanı, Tuz Gölü'nün altında yapılıyor. Açıklıkta dünyanın en büyük köprü projesi, Çanakkale Boğazı'nda yapılıyor."

-"Çelme takmaya çalışsınlar biz yolumuzda yürümeye devam ederiz" 

Bunun gibi daha onlarca örnek verilebileceğini dile getiren Davutoğlu, "Biz bir taraftan bu olağanüstü büyük, mega projelerle yeni bir ufuk çiziyoruz bir taraftan da ayağımıza, sağımıza solumuza çelme takmak isteyenlerle uğraşıyoruz. Onlar çelme taksınlar, biz yolumuza yürümeye devam ederiz" diye konuştu. 

-İzmir'in Türkiye vizyonundaki yeri

Davutoğlu, Türkiye'nin geleceğini, Asya ile Avrupa'yı, Asya derinliği ile Avrupa ufkunu, Afrika açılımını birleştiren bir perspektifle çizdiklerini ve bu yolda ilerlediklerini dile getirdi.

Bu perspektif içinde bir pencere, ufuk şehri ve zarif bir şehir olarak gördükleri İzmir'in, siyasi ve ekonomik planlamalarında özel bir yeri olduğunu belirten Davutoğlu, şunları kaydetti: 

"Nasıl Malazgirt'ten 10 yıl sonra İzmir'e gelmişiz. Nasıl 16. yüzyıl hakimiyetimizi 'Mare Nostrum, (bizim deniz)' diye, bütün Akdeniz'i Türk denizi haline getirdiğimiz dönemde İzmir merkezi bir nitelik kazanmıştır, nasıl cumhuriyetimiz kurulurken iktisadın temelleri İzmir'de atılmıştır. Nasıl demokrasimiz 1950'lerde inşa edilirken Adnan Menderes en güzel sesi İzmir'den çıkarmıştır. Şimdi de inşallah, küresel bir güç olarak Türkiye'nin doğuşunda da İzmir en belirgin role sahip olacak ve öncü şehirlerin başında gelecek."

Davutoğlu, sivil toplum örgütlerinden koydukları bu perspektife her zaman katkı sunabileceklerini ve yarın İzmir'de açılacak Başbakanlık Ofisi'nin de bu istişare imkanını artıracak olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

"Başbakanlık Ofisi, sadece ofis olarak kalmayacak. İnşallah sık sık geleceğiz, sizlerle buluşacağız. İzmir'in de ülkemizin de geleceğini sizlerle paylaşacağız ama her ne suretle olursa olsun bütün İzmirlilerin de milletimizin de şunu bilmesin isterim ki, 7 Haziran seçimleri yeni parlak dönemin başlangıcı olacak. Kaos senaryolarını bir kez daha tarihe gömeceğiz." 

(Bitti)

 

Kaynak:Haber Kaynağı