Arif Köse /ey kavmim

Arif Köse /ey kavmim

İyiliği Emredip Kötülükten Alıkoymak

            Daha önceki bir yazımızda kısmen değinmştik bu konuya ama o kadar önemli bir başlıktır ki bu, haslaten de yazalım istedik. Bu konuda söylenmiş o kadar çok hadis var ki bizim sözümüze gerek yok. Yazımızda sadece bu hadisleri paylaşsak yeterli inşaAllah:

“Sizden kim bir kötülük görürse onu eli ile değiştirsin, eğer gücü yetmez ise dili ile değiştirsin, eğer buna da gücü yetmez ise kalbi ile (buğzetsin). Ama bu, imanın en zayıfıdır.” (Sahih-i Müslim)

Hz. Osman şöyle buyurmuştur:

“Kötüleriniz size musallat olmadan, iyileriniz onlara beddua etmeden ve onların duaları kabul edilmeden önce, iyiliği emredip kötülükten men edin”  (Kenzu’l Ummal)

“Siz ya iyiliği emredip kötülüğü yasaklayacaksınız ya da Yüce Allah size zalim bir idareci musallat edecektir. O idareci sizin büyüklerinize saygı göstermez, küçüklerinize merhamet etmez. İyileriniz ona beddua eder ancak bedduaları kabul edilmez. Allah’tan yardım isterler fakat yardım görmezler. Allah’tan günahlarının bağışlanmasını dilerler fakat bağışlanmazlar” (Tenbihu’l-Muğterrin)

"Yâ Resûlallah! İçinde iyilerin de bulunduğu bir memleket helak olur mu?"

"Evet, helak olur!".

"Nasıl olur ya Resûlallah?"

"İsyana, kötülüklere sükût etmeleri ve bu suretle dine ihanet etmeleri sebebiyle!" (Taberani)

“Allah’ın emirlerine uyanlarla uymayanların durumu, bir gemi için kura çekenlere benzer. Bir bölümü geminin üst kısmına düşmüş, diğerleri de alt kısmına düşmüştür. Alt kısımda kalanlar, su ihtiyacı olduğu zaman üst güverteye çıkıp su ihtiyacını gidermektedirler. Onlar şöyle derler: ‘Bizim bölümden bir delik delelim de üsttekilere eziyet etmeyelim.’ Eğer üsttekiler, onlara ilişmez de serbest bırakırsa, hepsi helâk olur. Ellerinden tutup engel olurlarsa onlar da kurtulur, kendileri de.” (Buhari)

“İsrailoğullarından inkâr edenlere, Dâvud ve Meryem oğlu İsâ diliyle lânet edilmiştir. Bu, baş kaldırmaları ve aşırı gitmelerindendi. Birbirlerinin yaptıkları fenalıklara mâni olmuyorlardı. Yapmakta oldukları ne kötü idi.” (Mâide sûresi, 78-79)

“Ey Allah’ın Resûlü! İçimizde iyiler de olduğu halde helâk olur muyuz, dedim?

“Kötülük ve günahlar çoğaldığı vakit, evet” buyurdu” (Zeyneb Binti Cahş)

“Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen; iyiliği emredip, kötülüğü de yasaklamayan bizden değildir” (Tirmizî)

“İçinizden insanları hayra çağıracak, iyiliği emredecek, kötülükten alıkoyacak bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. (Ali İmran, 104)

"Allahü Teâlâ yeryüzü ehline bir azap etmeyi murat ettiği zaman, onlara bakar; (iyiliği emredip kötülükten sakındıranların yüzü suyu hürmetine) onlardan azabı çevirir.

Ey Ebu Hüreyre, sana onların yolunu tavsiye ederim" (Ebu Hureyre)

“İsrailoğulları arasında dinden sapma, ilk defa şöyle başladı:

Bir adam bir başka adama rastlar ve:

Bana baksana! Allah’dan kork ve yapmakta olduğun şeyi terket. Çünkü bu sana helâl değildir, derdi. Ertesi gün, aynı işi yaparken o adamla tekrar karşılaşır ve kendisini yaptığı kötü işten nehyetmediği gibi, onunla yiyip içmekten ve birlikte olmaktan da çekinmezdi. Onlar böyle yapınca Allah Teâlâ kalblerini birbirine benzetti.” (Ebu Davud)

“Allah’a yemin ederim ki, ya iyiliği emreder, kötülükten nehyeder, zâlimin elini tutup zulmüne mani olur, onu hakka döndürür ve hak üzerinde tutarsınız; ya da Allah Teâlâ kalblerinizi birbirine benzetir, sonra da İsrâiloğullarına lânet ettiği gibi size de lânet eder. ” (Ebu Davud)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.