İtikaf için camiye kapandılar

İtikaf için camiye kapandılar

Kayseri'de vakitlerini ibadetle geçirerek sünneti yerine getirmek isteyen 60 kişilik grup, iftar ve sahurlarını caminin bitişiğindeki medresede yapıyor, zorunlu haler dışında dışarı çıkmıyor- Kırıkkale Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr

KAYSERİ/KIRIKKALE (AA) - MURAT ASİL / AHMET KAVAKLI - Kayseri'de, itikaf sünnetini yerine getirmek isteyen 60 kişilik grup, dış dünyayla irtibatlarını keserek, ramazanın son günlerini camide ibadetle geçiriyor.

Aralarında çocukların da bulunduğu gruptakiler, sünneti yerine getirebilmek için, geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da ramazan ayının 19. gününden itibaren Hacı Kılıç Camisi ve Medresesi'nde itikafa girdi. 

Geceleri camide ibadet ederek geçiren gruptakiler, Kur'an ve dini kitaplar okuyup, kaza ve tespih namazları kılarak, günün büyük bölümünü ibadetle değerlendiriyor. Mukabele yaparak Kur'an'ı hatmeden gruptakiler, zorunlu haller dışında dışarı çıkmayarak, caminin bitişiğindeki tarihi medresenin bölümlerinde dinleniyor, iftar ve sahurlarını burada yapıyor.

- İtikaf için tarihi camiler tercih ediliyor

Bünyamin Karadağ, AA muhabirine, ramazanın son 10 gününde itikaf sünnetini yerine getirmek amacıyla buraya geldiklerini bildirdi.

Ramazanın son gününe kadar vakitlerini gece gündüz ibadetle geçirdikleri belirten Karadağ, "Geceleri sürekli ibadet içerisinde bulunuyoruz, istirahatimizi gündüz sabah namazından sonraki vakit içerisinde yapıyoruz. Gündüzleri ikindi namazından sonra mukabele yapıyoruz. Geceleri tesbih ve teheccüt namazı ve şahsi ibadetlerle geçiriyoruz. Onun dışında bol bol Kur'an okuyoruz" diye konuştu.

Abdest yenileme gibi zaruri haller dışında cami dışına çıkmadıklarını kaydeden Karadağ, bu süreçte günlük hayatta yapılan işlerin dışında cami içerisinde ibadetlere, adaplara dikkat etmeye çalıştıklarını ifade etti.

İftar ve sahuru da medresede kendi hazırladıkları yemeklerle yaptıklarını anlatan Karadağ, şöyle devam etti:

"İtikafta bulunan kişi zaten sürekli ibadet halinde sayıldığı için, abdest tazelemek için bile gidip gelse iki vakit arası namazdaymış gibi sevap alıyor. Burası tarihi bir cami ve medrese. İtikaf için çok uygun. Cami ve medrese iç içe olduğu için burada çok rahat ediyoruz. Burada bir program dahilinde planlı bir şekilde geldik. Bir dağınıklık olmadan düzen içerisinde ibadetlerimizi yapacağız. Burada 70 yaşından büyükler de var 15 yaşında olanlar da."

15 yaşındaki Yunus Emre de itikafı ailesinden ve yakın çevresinden duyduğunu ve araştırmaları neticesinde itikaf programına katılmaya karar verdiğini söyledi.

Bol bol ibadet edeceklerini ve itikaf sünnetini yerine getirmenin huzuruna ulaşacaklarını dile getiren Emre, şunları kaydetti:

"İtikafta ilk senem. Yakınlarımdan ve çevremden duydum. Sonra itikafı araştırmaya başladım. İtikafın unutulmaya yüz tutmuş bir sünnet olduğunu öğrendim. Ramazanın son 10 günü Peygamber Efendimiz'in yaptığı ve ömrünün sonuna kadar devam ettirdiğini öğrendim. Daha sonra bu sene ben de katılmaya karar verdim. Vaktimiz genelde ibadetle geçiyor. Akşam ve yatsı namazında birlikte ibadetler yapıyoruz. Geceleri de bireysel ibadetle geçiriyoruz."

- Kendi kendini sorgulama 

Kırıkkale Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Eyüp Baş da AA muhabirine yaptığı açıklamada, itikafla birlikte kişinin kendisini bir yere kapatıp dünyevi şeylerden alıkoyması gerektiğine işaret ederek şunları söyledi:

"İtikafa girme ramazan ayı gibi aklanma, paklanma nefis muhasebesinin çokça yapıldığı bir dönemdir. İtikaf, özellikle imkanları yetersiz olan insanların halleriyle empati kurulduğu bir dönem olarak bakıldığında çok daha anlam kazanıyor. Hazreti Peygamber kendisi uyguladığı gibi diğer Müslümanlara da şiddetle bunu tavsiye etmiştir. Tarih boyunca bu noktadaki hassasiyetimizle Hazreti Peygamber'in her yıl devam ettiği bir sünneti ve tabi olduğumuz bir uygulama haline gelmiştir."

İtikaf tecrübesini her Müslümanın yaşaması gerektiğini ifade eden Baş, fıkhi şartları itibarıyla 1-2 gün itikafa girmenin de yeterli olduğunu aktardı.

Müslümanların en azından bu tecrübeyi kısa süreli de olsa yaşaması gerektiğini vurgulayan Baş, şöyle devam etti:

"İtikaf, ramazan ayı ve yıl içerisindeki bütün ibadetlerini gözden geçirmeyi, yaptıklarını sorgulamalarını sağlıyor. Tövbe istiğfarla, zikirle, tefekkürle ve diğer ibadetlerle vakitlerini geçirmelerini ayrıca tavsiye etmek gerekiyor. İtikaf, Müslümanın kendi içerisinde huzurlu olmasını sağladığı gibi bu huzurun yakın çevresine ve ailesinden başlamak üzere diğer insanlara da olumlu şekilde yansımasına sebep oluyor. İtikafı, ramazan ayında ortaya çıkan hoş, güzel bir atmosferin taçlandırılması olarak görmek gerekiyor. İtikafı baş edilmez, zor bir uygulama gibi görmek yerine, hayatın hengamesinden kurtulma vesilesi saymak gerekir."

Prof. Dr. Baş, itikaf sayesinde Allah ile baş başa kalıp nefis tezkiyesini, hesabını ve terbiyesini yapabilmeye çalışmanın, insanların etrafına anlayış ve hoşgörü olarak yansıyacağını sözlerine ekledi.

- İtikaf nedir ?

Dini bir terim olarak itikaf, ibadet niyetiyle ve kurallarına uyarak inzivaya çekilmek anlamına geliyor.

Hazreti Muhammed'in Medine'ye hicret ettikten sonra her yıl ramazan ayının son 10 gününde itikafa girdiği biliniyor. Hanefi mezhebinde, ramazanın son 10 gününde itikaf, "kifai nitelikli müekket sünnet" olarak kabul ediliyor.

İtikafın makbul olması için, itikafa girenin niyet etmesi, oruçlu olması, itikafı beş vakit namaz kılınan camide yapması gerekiyor. Kadınlar, camide değil, evlerinde namaz kıldıkları odada itikafa giriyor. İtikafa giren kimse, camide yiyip içiyor, uyuyor, bu süre içinde kendisini dünya işlerinden ayırarak Allah'a yöneliyor, ibadetle meşgul oluyor, tefekkür edip zikir yapıyor.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı