'İstiklal Marşı'nın zamanı aşan bir boyutu var'

'İstiklal Marşı'nın zamanı aşan bir boyutu var'

FSMVÜ Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akay, "Bir iman ocağıdır İstiklal Marşı. Bir gök armağanıdır, bu millete aittir. 'İstiklal' kavramına Mehmet Akif'in yüklediği boyutlar nedeniyle İstiklal Marşı'nın zamanı aşan bir boyutu var" dedi.

"Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak'' dizesiyle başlayan ve Türk milletinin bağımsızlığını vurgulayan İstiklal Marşı, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından kabul edilişinin 97. yılında, içerdiği anlam ve verdiği mesajlar bakımından zamanı aşan özelliğini koruyor.

"İstiklal Marşı İstikbal Marşı" kitabının yazarı Prof. Dr. Hasan Akay, İstiklal Marşı'nın TBMM'de kabul edilişinin 97. yıl dönümüne ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstiklal Marşı'nın Türkiye'de söylenen diğer marşlardan ve çeşitli milletlerin marşlarından farklı bir karaktere sahip olduğunu söyledi.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü ve Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi de olan Prof. Dr. Akay, marş olarak anılan İstiklal Marşı'nın büyük bir şair tarafından yazılmasının ve gerçek bir şiir niteliği taşımasının, onu diğerlerinden ayıran en önemli özellik olduğunu belirterek, o dönem Meclise sunulan diğer marşlarda şiir özü yerine halk tarafından kolaylıkla söylenebilecek, spot ve başlık halinde kullanılabilecek cümlelerin yer aldığını anlattı.

İstiklal Marşı'nda Türk milletinin maddi ve manevi tüm değerlerinin özetlendiğine dikkati çeken Akay, ''Bir iman ocağıdır İstiklal Marşı. Bir gök armağanıdır, bu millete aittir. İstiklal Marşı; istikbalindir, geçmişin, şimdinin, geleceğindir. 'İstiklal' kavramına Mehmet Akif'in yüklediği boyutlar nedeniyle İstiklal Marşı'nın zamanı aşan bir boyutu var. Diğer milletlerde Türk İstiklal Marşı'na yakın birkaç istisna var. Bosna milli marşı, Azerilerin marşı ve Türki Cumhuriyetler'den ifadeleri bize yakın olanlar..." diye konuştu.

Meclise sunulan 724 marşın değerler skalası açısından sadece 20'sinin gerçek şiir değeri taşıdığını söyleyen Akay, İstiklal Marşı'nın Mecliste kabulü sırasında aleyhinde söz sarf edenlerin hiçbirinin şiirden anlamadığını, ideolojik açıdan ve dil açısından kabullerine göre, sanat değeri olmayan görüşlerle marşa karşı çıktıklarını kaydetti.

"İstiklal Marşı içselleştirilerek anlamına ve kavramına ererek okunmalı"

Akay, İstiklal Marşı'nı sadece bir marş olarak söylemenin yanlış olduğunu, marşın içselleştirilerek, benimsenerek, anlamına ve kavramına ererek okunması gerektiğini vurguladı.

15 Temmuz darbe girişiminde Türk milletinin "istiklal" kavramının tekrar farkına vardığına işaret eden Akay, "Çok şükür yeni bir İstiklal Marşı'na gerek kalmadı. 15 Temmuz'da bu millet İstiklal Marşı'nı yeniden okudu. Ruhunda hissederek, Akif'in ruhuyla okudu." değerlendirmesinde bulundu.

İstiklal Marşı'nın aleyhinde bir şeyler söylemeye kalkanların, Türk milletinin değerlerini taşıyan kavramlara sataştıklarını belirten Akay, şöyle devam etti:

"Bu kavramlar İslam'ın, Müslümanların prensipleridir adeta. Bunlardan rahatsız olanlar kıyamete kadar olacak. Millete mal olan bir şey konusunda hiçbirisinin söz söyleme hakkı yok. Bu kavramları çıkartmak, o inancı çıkartmak demektir. Zaten bu millet o inanç uğruna savaştı. Akif, İstiklal Harbi'nin ne uğruna yapıldığının ispatını veriyor şiirinde."

"Devlet, İstiklal Marşı'na ve değerlerine sahip çıkıyor"

Akay, devlet-millet kaynaşmasının gerçekleştirildiğini vurgulayarak, "Acı bir gerçek de olsa Türk milleti, istiklalini tekrar ispat etmek mecburiyetinde kalmıştır. Bu yüzden İstiklal Marşı tekrar gündeme geldi ve İstiklal Marşı'nın aleyhinde konuşan eskilerin mirasçıları, yine aleyhinde konuşmaya kalkıştılar ama pek bir söz sarf edemediler. Çünkü değerlerinin farkında olan çok fazla kişi var. Ama burada öncekilerden farklı olan boyut, devletin de hem İstiklal Marşı'na hem de buradaki değerlere, özellikle 'istiklal' kavramı bağlamında sahip çıkmasıdır. Akif'in bununla ilgili bir sözü var. 'Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.' diyor. Bu millet İstiklal Marşı'nı bir daha yazmak zorunda kalacaktı. Eğer kalsaydı, kanaatimce böyle bir İstiklal Marşı daha yazacak isim yoktu. Böyle bir şairin ortaya çıkması için İstiklal Harbi'nin verilmesi gerekiyordu demek ki. Böyle bir savaş verilmeden böyle bir marş çıkmıyor." ifadelerini kullandı.

"İstiklal Marşı, ebediyete kadar yaşayacak"

İstiklal Marşı'nın bir istiklal bilinci aşıladığına ve marşta bu bilincin temellerine yer verildiğine dikkati çeken Akay, çok az şaire nasip olabilecek bir özleştirmeyle tekrar eden iki mısra halinde bu bilincin kökü ve esasının düz bir yazı olarak değil, şiir cümlesiyle tespit edildiğini söyledi.

Mehmet Akif Ersoy'un, İstiklal Marşı'nı yarışma dışı yazdığını ve ödülü reddettiğini belirten Akay, şöyle konuştu:

"Bütün milletin derdini dert edinerek yazabilmek, her şairin işi değil. İstiklal Marşı'nı Safahat'ına almaması büyük bir değerdir. Onu milletine ait olarak göstermiştir. 'İstiklal Marşı milletimindir' demiştir. Marşta geçen 'o benimdir' ifadeleri Akif'in değildir, o bir millettir. Milletin 'ben' olarak konuşmasıdır.

Mehmet Akif Ersoy'un içinde derin bir sessizlik, o sessizlikte müthiş bir feryat vardı. Şiir gücünün temeli de imana dayanıyordu. Hür imanlı beyinler coşar ancak. İstiklal Marşı'nı yazabilmek için böyle imana, birikime ihtiyaç var. 'Şüheda fışkırır, toprağı sıksan şüheda.' cümlesini başkası kuramamıştır, kuramaz. Yaşamadıkça yazamazsın, Akif'in sanat anlayışı buydu. Akif, hisli yürekle yazıyor. Bu milletin insanları hisli yüreğe sahip. İstiklal Marşı, hisli yüreklerin şiiridir. İstiklal Marşı, Türkçe var oldukça ebediyete kadar yaşayacak olan bir şiirdir."

"Şiir dilindeki metafordan anlamayan kişilerin susmaları gerekiyor"

Şiir dilinde bir kelimede birden fazla anlam olduğunu, sadece dilin diliyle anlaşılamayacağını belirten Akay, İstiklal Marşı hakkında yazılanların dilin dili tarafında olduğunu ve yalnızca tematik olarak incelendiğini, edebi anlamda incelenmediğini söyledi.

İstiklal Marşı'nın "korkma" kelimesiyle başlamasıyla ilgili tartışmalara değinen Akay, şunları kaydetti:

''Nasıl 'korkma' kelimesiyle bir şiir başlar diyen kişiler var. Bunlar gerçekten şiirden anlayan kişiler değiller. Bunu söyleyenler kendi çaplarını ya da çapsızlıklarını ortaya koyuyorlar. Bir şiirin nasıl başlanacağına Mehmet Akif gibi büyük bir şair bilmiyorsa, şiirden anlamayanlar mı bilecek? Şiir dilindeki metafordan anlamayan kişilerin susmaları gerekiyor. Akif'in şairliğinde düşmanlarının bile büyük bir şair olduğu konusunda fikir birliği var. İtikadı ve İslami açıdan veya dünya görüşü açısından onunla aynı fikirde olmayan insanlar var.

Bunlar içinde en önemlilerinden biri Cemil Sena'dır. Cemil Sena 1945'li yıllarda Mehmet Akif'le ilgili bir kitap yazıyor. Ama bütün fikirleri ters olmasına rağmen Arif hakkında hakkaniyetle harika bir eleştiri eseri yazıyor. Orada 'İstiklal Marşı dışında Akif'in hiçbir metni olmasaydı, sadece bu onu bizim edebiyat tarihimizde ebedi olarak anılan bir şair yapardı.' diyor. Bu sadece onun fikri değil. İstiklal Marşı, Türk İstiklal şiiridir, istiklalin şiiridir."

İstiklalin kurtuluşa dönüşebilmesinin, içinde yer alan değerlere bağlı olduğunu ve bu değerlere sahip olmayan milletlerin kurtulamayarak köleleştiğini belirten Akay, "istiklal" kavramını yeni nesillerin öğrenerek benimsemesi gerektiğini, aksi takdirde istiklalin kaybedileceğini sözlerine ekledi.