İstanbul'da "Tokatlılar Buluşması"

İstanbul'da "Tokatlılar Buluşması"

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (1)

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Çanakkale'deki ruha, Çanakkale'deki imana, inanca, azme sıkı sıkıya sahip çıkmalıyız" dedi.

Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlenen "Tokatlılar Buluşması" etkinliğinde yaptığı konuşmada, 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 62,3 oranındaki destekle şahsına teveccüh gösteren Tokat ve Tokatlılara şükranlarını sundu.

Yakın bir zaman içerisinde Tokat'ta toplu açılış törenini yapacaklarını ve Tokat'a gideceğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Çünkü Tokat'a bu benim bir borcumdur hem şükran hem de bu tür açılış törenleri. Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa'nın şehri Tokat kendisine yakışanı yaparak, Türkiye için dönüm noktası olan bu seçimde farkını bir kez daha ortaya koydu. Seçimden yaklaşık bir ay önce 9 Temmuz'da Tokat'ta yaptığımız mitingde ve akşamında da Erbaa'daki iftarda bize verdikleri sözü tutan tüm kardeşlerimi buradan sevgiyle, saygıyla selamlıyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tokat'ın her zamanki gibi kendilerine, gönlünü, kalbini, yüreğini açtığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"O meşhur Tokat türküsünde ne diyor; 'yola yolladım seni de yollar yormasın seni' Biz Tokatlı kardeşlerimizle buluşmak için yolları, yolların yorgunluğunu asla bahane etmiyoruz. Burada olduğu gibi her fırsatı değerlendirip, onlarla bir araya geliyor, hasret gideriyor, hasbıhal ediyoruz. Bu coşkunuz, bu dostluğunuz bu kadirşinaslığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Allah birliğimizi, beraberliğimizi, uhuvvetimizi bozmasın."

- "Sembolik olarak, Çanakkale'ye giden 15'liler burada"

Tokat deyince bu yıl 100. yıl dönümüne ulaşılan Çanakkale savaşlarını anmadan geçemeyeceğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

 "Öncelikle bu savaşta şehit olan, gazi olan kahramanlarımıza cenabı Allah'tan rahmet diliyorum. Çanakkale bu milletin son 200 yıllık dönemindeki en büyük dönüm noktasıdır. 1800'lü yıllar boyunca süren yenilgiler ve kayıplar zinciri Çanakkale'de kırıldı. Milletimizin önünde yepyeni bir dönemin perdeleri burada açıldı. Bu zafer elbette kolay kazanılmadı. En son Balkan hezimetinin utancını yaşayan ordumuz asırlık gerileme döneminde maruz kaldığı kayıplar sebebiyle artık ayakta dahi durmakta zorlanan milletimizle el ele vererek, bu zaferi tarihe altın harflerle yazdı. Bunun için gerçekten çok büyük fedakarlıkları göze aldık. İşte sembolik olarak şu anda Çanakkale'ye giden 15'liler burada. Bana göre sol tarafta, salonun sağında. Bunlar kınalı kuzular..."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllardır kesintisiz süren savaşlarda kırılan, yorulan zayıflayan ordunun Çanakkale'de düşmanın karşısına o dönemdeki en eğitimli, en kıymetli, en genç insan kaynağıyla çıktığını dile getirdi.

Kara savaşlarının sıcak günlerinde eli silah tutan herkesin Çanakkale'ye koştuğunu anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Tokat yöremizin o meşhur 15'li türküsü, az önce değerli sanatçımız Züleyha hanımın söylediği 15'li türkü, bir diğer tanımıyla ağıtı işte bunları anlatır. Bu türkü rumi takvimle 1315 doğumlu, bugünkü takvimle 1897 doğumluların 1916 yılında askere alınışları üzerine yakılmıştır. Askere alınan bu evlatlarımız o tarihte henüz 18 yaşında olarak, bugünkü lise öğrencisi durumundaki gençlerden oluşuyordu 'hey 15'li 15'li Tokat yolları taşlı, 15'liler gidiyor kızların gözleri yaşlı'. Evet sadece kızların değil tüm milletimizin yaşlı gözlerle askere uğurladığı 18 yaşındaki bu civanlardan pek azı geri dönebildi. Onlar hayatlarının baharında bir gül bahçesine girer gibi toprağa düştüler ve analar bu evlatlarının eline kınaları yaktı ve öyle gönderdi."

Kınanın ya evlenecek kıza ya askere gönderilen yavruya yakıldığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ama bize üzerinde bir asırdır özgür şekilde yaşadığımız bu vatanı bıraktılar. 15'lilerin fedakarlıkları olmasaydı bu millet belki de Kurtuluş Savaşı'nı verecek ve zafere ulaştıracak takati kendisinde bulamayacaktı. 18 yaşındaki o kahramanlar bu milletin Anadolu'daki bin yıllık varlığına kastedenleri kanlarıyla, canlarıyla durdurarak bitmeyen ve bitmeyecek olan bir hesabı bir kez daha bizim lehimize kapatmışlardır. İstiklal Marşı şairimizi Mehmet Akif Ersoy Çanakkale ve tüm şehitlerimiz için bakın nasıl dua ediyor, bu da çok anlamlı. 'Millet için etti mi ordum sefer, kükremiş arslan kesilir her nefer, döktüğü kandan göğü vursun zafer, toprağa bir damlası boşa akmasın, amin desinler hep birden yiğitler, Allahu ekber gökten şehitler, amin amin Allahu ekber'."

Bu sırada salondakiler bir süre "Ya Allah bismillah Allahu ekber" diye tezahüratta bulundu. 

- "Çocuklarımızı bir fırsatını bulup mutlaka Çanakkale Şehitliklerine götürelim" 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin tek bir kanının dahi toprağa boşa akmadığına inandığını belirterek, şöyle devam etti:

"15'lilerden ve tüm şehitlerimizden Allah razı olsun. Bizleri ve bizden sonraki nesilleri onlara layık olma şerefine nail etsin. Bugünkü 15'lilere yani gençlerimize düşen Çanakkale ruhunu asla unutmamak ve unutturmamaktır. Bunun için çocuklarımızı bir fırsatını bulup mutlaka Çanakkale Şehitliklerine götürelim, oradaki kabristanları, siperleri, anıtları ziyaret etsinler. Çanakkale destanı tanıtım merkezine girip, orada kendilerine verilen bilgileri dikkatle dinlesinler. 15'lilerin hangi şartlarda mücadele verdiğini ve nasıl mucizevi bir zafer kazandıklarını bizzat görsünler, hissetsinler."

Aradan geçen 100 yıla rağmen hala Çanakkale'yi anlayamayanların olduğunu ifade eden Erdoğan, "Çanakkale'yi hala savaşlardan bir savaş zannedenler var. Çanakkale'yi hala Almanya ile birlikte yürüttüğümüz savaşın cephelerinden birisi sananlar var. Halbuki Çanakkale'de verilen mücadele şarkın sevgili sultanı Selahaddin'in, Sultan Alparslan'ın, Fatih Sultan Mehmed'in verdiği mücadelenin devamıydı" diye konuştu. 

Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal'le süren bu kara savaşlarının da işin farklı bir boyutu olduğuna değinerek, şunları kaydetti:

"Çanakkale'de savaşanlar bunun için 'Bedr'in arslanları'yla mukayese edilen bir şanlı mücadelenin kahramanlarıydı. O gün cepheye koşanlar geride 'ey anne ağlama' diye mektuplar bırakırken nereye gittiklerini, niçin gittiklerini nasıl bir mücadele vereceklerini ve akıbetlerini çok iyi biliyorlardı. Nitekim annelerde Çanakkale'de yaralanan evlatları için ağlamak, dövünmek yerine 'kolunun o yarası 100 bin Müslümanın namusunu kurtardı' diyerek adeta sevinçlerini ifade ediyorlardı. Anayı görüyor musun? Bizim analarımız böyle ana, öyle rastgele değil." 

Babaların evlatlarına yazdıkları mektuplarda onlara, "Ya gazi olup avdet, ya şehit olup dahili cennet ol" dediklerini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu çok önemli bir şey. Bu tespit çok anlamlı bir tespit. Bunlar ölümü korkutan insanlardı, ölümden korkanlar değildi bunlar. Biz böyle bir ecdadın torunlarıyız. Çanakkale'de savaşanlar da onları oraya gönderen anne, babalar da verilen mücadelenin anlamını gayet iyi biliyorlardı. Çanakkale'nin manasını 100 yıldır hala çözememiş olan bazı gafillerin, bazı hainlerin, bazı cahillerin tersine onlar her şeyin farkındaydı. Malazgirt Zaferi'yle başlayıp, İstanbul'un fethiyle zirveye ulaşan büyük mücadelenin son mührü Çanakkale'dir. Azametli gemileriyle, en modern silahlarıyla çeşit çeşit milletlerden oluşan ordusuyla Çanakkale önünde yenilenler oradaki amaçlarından vazgeçmediler, vazgeçmezler. Onun için Çanakkale'deki ruha, Çanakkale'deki imana, inanca, azme sıkı sıkıya sahip çıkmalıyız. En küçük bir gevşeklik, boşluk, gaflet bizi yeniden Balkan bozgunu utancına ve daha öncesindeki kayıplara geri döndürür."

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı