İstanbul merkezli soruşturma

İstanbul merkezli soruşturma

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 25 Aralık soruşturması kapsamında verilen takipsizlik kararında, "Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakanlar Binali Yıldırım, Ömer Çelik ve Muammer Güler haklarında hiçbir dinleme kararı olmaksızın

İSTANBUL (AA) - İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca İstanbul merkezli 25 Aralık soruşturması kapsamında 96 kişi hakkında verilen takipsizlik kararında, "Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakanlar Binali Yıldırım, Ömer Çelik ve Muammer Güler haklarında hiçbir dinleme kararı olmaksızın uzun süre dinlemeler yapıldığı, görüşmelerinin tape haline getirildiği" belirtildi.

Soruşturmayı yürüten savcılar İrfan Fidan, İsmail Uçar ve Fuzuli Aydoğdu'nun hazırladığı 141 sayfalık takipsizlik kararında, 25 Aralık soruşturmasının 2011 yılında çeşitli elektronik ihbarlar üzerine ''çıkar amaçlı suç örgütü kurmak'' iddiaları üzerine başlatıldığı belirtildi.

Soruşturma sürecinde ''örgüt kurmak'' ve ''ihaleye fesat karıştırmak'' suçlarından aralarında iş adamları Mustafa Latif Topbaş, Turgay Ciner, Cengiz Aktürk, Usame Kutup, Yasin El Kadı, Muaz Kadıoğlu, Fatih Saraçoğlu, Abdullah Tivnikli, Orhan Cemal Kalyoncu, Ömer Faruk Kalyoncu, Avni Çelik, İbrahim Çeçen'in de bulunduğu 78 kişi hakkında "iletişimin tespiti" yapıldığı ifade edildi. Yine 15 kişi hakkında "fiziki takip" kararı alındığı belirtilen kararda, birçok e-posta adresi hakkında da inceleme kararı alındığı kaydedildi.

Takipsizlik kararının ''Usul yönünden dosyanın incelemesi'' bölümünde, dosyanın başlangıç aşamasından alınan tüm "fiziki teknik takip" ile "iletişimin tespiti ve kayda alınmasına" dair kararların görevsiz mahkemelerce yapıldığı belirtilerek, kapatılan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının CMK 250. maddesiyle yetkili bölümün bahse konu soruşturmaya yetkisinin bulunmadığı kaydedildi.

- "Sürekli aynı hakime imzalatmışlar"

Takipsizlik kararında, yaklaşık 1,5 yıllık soruşturma sürecinde yetkili 3 hakim bulunmasına rağmen hakim Osman Burhanettin Toprak’ın ve Yakup Kaya’nın nöbetlerinde dahi kararların hakim Süleyman Karaçöl tarafından verildiği, hakimler Toprak ve Kaya'nın tayin olduktan sonrada göreve başlayan yeni hakimlerden Bekir Altun’un nöbetine de riayet edilmeyerek kararların sürekli hakimler Süleyman Karaçöl ve Menekşe Uyar’dan alındığının tespit edildiğine işaret edildi.

Kararda, bütün soruşturma süresince, kararların nöbet çizelgesine uyulmadan alındığı vurgulandı. 

Yasada başka türlü delil elde etme imkanı kalmadığı zaman iletişimin tespit edilmesine başvurulacağının düzenlendiği anlatılan kararda, söz konusu soruşturmada emniyetin hiçbir gerekçe sunmadan bir kişiyi dinlemek istemesinin izni veren hakimler tarafından yeterli görüldüğü ve hiçbir dinleme yapılmadan iletişimin dinlenmesine dair kararların verildiği ifade edildi.

 Kamu imkanlarını kullanan soruşturma görevlilerinin kişilere pusu kurma hak ve görevlerinin olmadığı vurgulanan kararda, suç işleme ihtimaline karşı tespit kararı alınarak 2-3 yıl gibi sürelerle dinleme yapılmaması gerektiği ifade edilerek, ''Hal böyleyken dosyada bulunan birçok şüphelinin ne sebeple dinlemeye başlandığının anlaşılamadığı, bazı şüpheliler hakkında yapılan dinlemelerin tape haline getirilmediği, bazılarını ise tape haline getirmekle birlikte fezlekeye dahil edilmediği, kimi şüphelilerin de hem dinlenildiği hem de fezlekede ismi geçtiği halde 25 Aralık 2013 tarihinde arama ve gözaltı talimatlarında isminin bulunmadığı görülmüştür'' denildi.

- "Bilal Erdoğan ve Albayrak hakkında dinleme kararı yok"

Yine dosyada İstanbul Anadolu Adliyesi Başsavcısı Celal Avar'ın, sanatçı Orhan Gencebay'ın, vali Hüseyin Avni Coş'un ses kayıtlarının tespit edilmesine rağmen haklarında herhangi bir isnatta bulunulmadığı gibi kayıtların suç teşkil etmemesi nedeniyle imhasının yapılmadığı belirtilen kararda şu ifadeler yer aldı:

''Bir kısım şüphelilerin iletişimleri tespit edilirken, 3. kişi sıfatıyla yasal olmayan bir şekilde iletişimleri tespit edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakanlar Binali Yıldırım, Ömer Çelik ve Muammer Güler haklarında hiçbir dinleme kararı olmaksızın uzun süre dinlemeler yapılmış, görüşmeleri haklarında hiçbir dinleme kararı olmaksızın mütemadiyen tape haline getirilmiştir.

Bilal Erdoğan ve Berat Albayrak hakkında dinlenmelerine ilişkin hakim kararı bulunmadığı halde, diğer şüphelilerle yaptıkları iletişim aylarca tespit edilmiş, CMK 138/2 maddesindeki hükümler uygulanmamış, suç işlediklerine dair şüphe varsa derhal onların hakkında da iletişimi tespit kararı alınması gerekirken, buna tevessül edilmeyerek uzunca bir süre iletişimleri tespit edilmiştir.''

- "Herkesi örgüt lideri olarak dinlemişler"

Kararda, soruşturmayı yürüten görevlilerin, kasten bütün dinledikleri şüphelileri örgüt lideri gibi göstermek suretiyle kanundaki en uzun dinlenme süresi olan 6 ay sınırını aştıkları, 6 aydan sonra dinleme kararı verilmeme kuralını aşmak için herkesi örgüt lideri olarak dinledikleri belirtilerek, şöyle denildi:

''Oysa ki  fezlekeyi düzenlerken 5 ayrı grup olduğundan bahsedilerek her grubun başına 1 kişiyi lider olarak yazdıkları. Bu kapsamda, 1. grubun lideri Yasin El Kadı, 2. grubun lideri Mustafa Latif Topbaş, 3. grubun lideri Necmettin Bilal Erdoğan, 4. grubun lideri Binali Yıldırım ve 5. grubun lideri ise Cemal Kalyoncu olarak gösterilmiştir. Her nedense, örgüt lideri olarak gösterilen Binali Yıldırım ve Bilal Erdoğan haklarında hiçbir dinleme kararı olmadığı ancak buna rağmen şahısların, 3. şahıslar üzerinden alınan dinleme kararlarına istinaden uzun süre gayri kanuni yöntemlerle dinlendikleri tespit edildi, bu nedenle bu dinlemeler yasal anlamda delil değeri taşımaz.''

Kararda, usulsüz olarak yapılan dinlemeler esnasında, iş adamlarının ve diğer şüphelilerin suç teşkil etmeyen günlük konuşmalarının, eşleri ile yaptıkları sıradan görüşmelerin dahi kayıt altına alındığının tespit edildiği ifade edildi.

(sürecek)

 

Kaynak:Haber Kaynağı