İstanbul Gençlik Festivali

İstanbul Gençlik Festivali

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (5)- "(İstanbul Üniversitesi'nin 'bölünmesi' tartışmaları) YÖK bu noktada adımını atmış vaziyette ama her ikisinde de (taslak çalışmalar) İstanbul Üniversitesi adı var ve bunun yanında her ikisinde de o konuda da bir çalışma şu anda

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Üniversitesi'nin "bölünmesi" tartışmalarına ilişkin, "YÖK bu noktada adımını atmış vaziyette ama her ikisinde de (taslak çalışmalar) İstanbul Üniversitesi adı var ve bunun yanında her ikisinde de o konuda da bir çalışma şu anda yapılıyor, İstanbul Üniversitesi'nin logosunu kullanma durumları da söz konusu. Sadece bir ilave olarak belki Cerrahpaşa orada ilave olarak kullanılacaktır." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yenikapı Avrasya Gösteri Merkezinde düzenlenen "İstanbul Gençlik Festivali"nde gençlerin sorularını yanıtladı.

Üniversitelerin bölünmesiyle ilgili soru üzerine Erdoğan, bunun ciddi manada kendisini rahatsız eden konu olduğunu söyledi.

Aslında mevcut isimlerin kaldırılmadığını ifade eden Erdoğan, İstanbul Üniversitesi'nin (İÜ) öğrenci kapasitesinin 105 bine tırmandığını, açık öğretim kısmının ise 300 binin üzerinde olduğunu anımsattı.

Erdoğan, 105 bine varan kapasitenin kaliteyi düşürdüğünü dile getirerek, bu nedenle YÖK'le görüşerek bir çalışma yapmalarını istediklerini, bu konuda çalışan YÖK'ün de "Biz burayı ikiye bölelim ve fakültelerdeki sayıları da öğrenci kapasitesi esas alınmak üzere bir bölünmeye gidelim." dediğini aktardı.

YÖK'ün kendilerine önce Çapa Tıp'ın esas alınmasını, diğer tarafta da Cerrahpaşa Tıp'ın esas alınması teklifini söylediğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sonra buna bir tepki aldık. 'Çapa Tıp'ta İbni Sina ismi söylensin' denildi. Peki ne olsun? Dekanlarla YÖK Başkanımız toplantı yaptı. Sonra da şu oluştu, İstanbul Tıp bir olsun, öbür tarafta da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa bir olsun. Ama öğrenci kapasitesi ne olsun? O ikisinde de 52, 50 bin civarında olsun. 50 binin altına düşürmeyeceğiz. Mesela, önce ilk çıkanda iktisat işletme Çapa tarafındaydı, o da Cerrahpaşa tarafında alınmak suretiyle her ikisinde de öğrenci kapasitesi 50 ila 52 bin civarına geldi. Öğrenci kapasitesi itibarıyla pek fark kalmadı. Böyle bir noktaya geldiler. YÖK bu noktada adımını atmış vaziyette ama her ikisinde de İstanbul Üniversitesi adı var ve bunun yanında her ikisinde de o konuda da bir çalışma şu anda yapılıyor, İstanbul Üniversitesi'nin logosunu kullanma durumları da söz konusu. Sadece bir ilave olarak belki Cerrahpaşa orada ilave olarak kullanılacaktır.


- "Üniversite yıllarım dahi hep siyasette geçti"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyasette olmasaydı, hangi mesleği yapmak isteyeceğine ilişkin soru üzerine de, "Biz yolu belirledik. Artık yolun da neredeyse sonuna doğru geliyoruz. Hayatım içerisinde yaş 18, siyasetin içindeyim. 18'den bu yana geldi ki, siyasette yürüdük. Eğer siyasetle hiç uğraşmamış olsaydık ne olurduk durumuna gelince, bu konuyla ilgili olarak da doğrusu o yanını işin hiç düşünmedik dersem doğrudur. Çünkü ağırlıklı olarak çalıştığım üniversite yıllarım dahi hep siyasette gitti." dedi.

Gençlik hareketlerinin içinde yer aldığını, Milli Türk Talebe Birliği'nde (MTTB) orta öğretim komitesinde çalıştığını, teşkilat başkanlığı yaptığını, kültür işleri başkanlığını üstlendiğini belirten Erdoğan, bu süreçler sayesinde önemli kişilerle tanıştığını, bunlardan bir tanesinin de hayatında iz bırakan Necip Fazıl Kısakürek olduğunu vurguladı.

Erdoğan, üstat olarak ifade ettiği Kısakürek ile MTTB'de 23-24 yaşlarındayken tanıştığını, Kısakürek'in gençlik gecelerinin terk edilemez konuşmacısı olduğunu, İstanbul, İzmir ve Ankara'daki toplantılarda da o dönemin en büyük salonlarının tıklım tıklım dolduğunu dile getirdi.


- "Mehmet Akif Ersoy'un Safahat'ını tavsiye ediyorum"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu toplantılarda da Necip Fazıl'ı takdim etme şerefi bu fakire nasip oldu. Üstatla sadece onun karşısında değil, onu farklı bir yerlere taşıyabilmek için spikerlik yapardık. Spikeri üstada beğendirmek kolay değildi. Takdim ederken ne abartıdan hoşlanırdı, ne de başarısızlıktan. Yaptın mı tam, efradını cami, ayarını mani takdim yapacaksın. Bunu isterdi. Çok uzun süreli hatıralarımız olmasa da o kısa hatıralarda üstadın bizde bıraktığı izler çok büyük. Buradaki bütün genç kardeşlerime başta Mehmet Akif Ersoy'un Safahat'ını şiir kitabı olarak değil, yastık altı kitabı olarak tavsiye ediyorum. Okumalarında fayda var. Her şeyden önce İstiklal Şairimiz Mehmet Akif olduğuna, İstiklal Şairimiz Safahat'ın içinden çıktığına göre, oradan demek ki alabileceğimiz çok şeyler var. Üstadın eserlerinden kapabileceğimiz çok şeyler var. Bizim bu izde yürümemiz inanıyorum ki kimsenin bize çarpmasıyla, bizi sağa sola savurmasına fırsat vermeyecektir. Gençlerimiz karşımızda, çok idealist görüyorum, gözlerinde bu parlaklığı görüyorum. Onun için yaş noktasında da bizim bir sıkıntımız yok."

Milletvekili seçilme yaşını 18'i indirme kararını verirken muhalefetin "Parlamento'yu çoluk çocukla mı dolduracağız?" dediğini, "Çocuklarla Parlamento yönetilir mi?" diyen profesörün olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bir profesör nasıl olur da kendi öğrencisine güvenmez? 18 yaşındaki genç, çocuk diye ona güvenmiyor. Ama benim dedem güvenmiş. Ecdadım Fatih güvenmiş. Bir çağı kapayıp, bir çağı açmış. Dedemiz Fatih gemileri, kadırgaları karadan yürütmek suretiyle bir çağı kapatıp bir çağı açıyorsa onun torunları olarak bize düşen nedir? Biz de denizin, boğazın altından Marmaray'ı, Avrasya Tüneli'ni işleteceğiz ve böylece ileride onlara layık olduğumuzu göstereceğiz. Hamdolsun Rabbim bize bunu nasip etti. 24 Haziran'dan sonra da inşallah milletimize aynen bu dev projelerin farklılarını takdim edeceğiz." şeklinde konuştu.


- Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarına ilişkin de, uluslararası hukuktan doğan hakları hukuka uygun şekilde kullanırken bazı ülkelerin tavrının yenilir, yutulur olmadığını söyledi.

Ne yapılırsa yapılsın bildiklerini okumaya devam edeceklerini belirten Erdoğan, "Bu hukuk onların hukuku mu uluslararası hukuk mu? Eğer uluslararası hukuksa bu hukuku biraz biz de biliriz. Bizim de hukukçularımız var. Uluslararası hukukta mesafe almış insanlarımız var. Onlarla masaya yatırıyoruz, bunu çalışıyoruz sonra da adımlarımızı atıyoruz. Eğer biz Fırat Kalkanı'na başladıysak ne diye başladık? Burada bizim ertelenmiş müdahale hakkımız var. Niye ertelenmiş müdahale hakkı diyorum? Çünkü bizim, Zeytinlik Harekatıydı bu harekatın adı, Fırat Kalkanı'nın adı Zeytinlik Harekatıydı. Gecikti o, onu daha önceden yapmamız lazımdı. Daha önceden yapsaydık Kilis bu kadar vurulmazdı. Biz orada geciktirilmiş veya gecikmiş olan harekatı dostlarımız sayesinde öyle yaptık." ifadelerini kullandı.

"Artık kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz." dediğini anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Kendi göbeğimizi kestik, tuttuk Fırat Kalkanı Harekatını yaptık. Fazla uzun sayılmaz aslında ama 2 bin kilometrekarelik alanı tamamıyla DEAŞ'tan temizledik. Ama bunu dostlara anlatamadık. Oradan DEAŞ temizlendi çıktı. Cerablus, El Rai, El Bab, o üçgen. Oradan çıktılar. Biz 15-16 Mayıs 2016 Amerika seyahatimde gerek Sayın Trump ile ikili görüşmem, gerek heyetler arası görüşmelerim oldu. O görüşmelerde kendisine 'Bizzat gelin bu işi beraber yürütelim' dedim. Baktım ki bunlar başka hayallerin içindeler. Dediler ki 'Benim generallerim sizin şu anda attığınız adımı onlar uygun bulmuyorlar.' Çünkü sizin şu anda oraya tahsis ettiğiniz sayı, biz iki tugay oraya veriyoruz, ayrıca Özgür Suriye Ordusu'ndan oraya bir ekip gönderiyoruz. Bu sayı PYD, YPG ile mücadele etmek dediler. Ben 'Biz orada PYD, YPG bunlarla mücadele etmeyi koyun bir kenara, siz sadece hava desteği verin, biz işi bitiririz.' dedim. Ama 'Biz size üzülüyoruz.' dedim. 'Çünkü teröristlerle el ele veriyorsunuz. Şu anda girdiğiniz yolda YPG, PYD ile el ele vermek suretiyle gerinizde çok ağır bir fatura bırakıyorsunuz.' O esnada heyetler arası görüşme yapıyoruz. Yanımda benim heyetim de var onun heyeti de var. Hepsi buna şahit. 'Tarih sizi bununla anacak' dedim. Zeytin Dalı Harekatında PYD, YPG onlar adına orada savaş verdi. Bunun neticesinde ne oldu? Özgür Suriye Ordusu kahramanca savaştı. Biz 60 şehit verdik. Özgür Suriye Ordusu 200'ün üzerinde şehit verdi. Ama 3 bin 500'e yakın etkisiz hale getirilen terörist var. Demek ki bizim o noktada askerimizin ufku daha isabetli."


- "Amerika'nın askerlerinin verdiği bilgi yanlış"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, söylediklerinin isabet yüzdesinin daha farklı, Amerika'nın askerlerinin, generallerinin onlara verdiği bilginin çok daha yanlış olduğunu dile getirerek, "Çünkü bunlar teröristleri iyi tanımamışlar, PYD'yi iyi tanımamışlar, YPG'yi iyi tanımamışlar. Teröristlerle iş tutmak suretiyle netice alacaklarını sandılar ve alamadılar. Bundan sonraki süreçte de hedefimiz bizim belli. Şu anda kararlı bir şekilde Afrin'de duruyoruz. Orada güvenliği tamamen tesis edene kadar oradayız. Ondan sonra önümüzde İdlib var, Ter Rıfat var, Munbiç var. Görüşmeler yapılıyor. Maksat daha fazla kan akmasın diyoruz. Duma'yı falan da bu şekilde inşallah halledelim diyoruz. Bizim Suriye'nin topraklarında gözümüz yok ama Suriye halkının huzuru, refahı bizim için çok çok önemli." şeklinde konuştu.


- Notlar

Etkinliğin ardından İstanbul Gençlik Festivali Genel Koordinatörü Taha Ayhan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir tablo hediye etti. Erdoğan, gençlerle fotoğraf çektirdi.

Programı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, İstanbul Gençlik Festivali Danışma Kurulu Başkanı Bilal Erdoğan da izledi.

(Bitti)



İstanbul Gençlik Festivali

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :