İSO temmuz ayı Meclis Toplantısı

İSO temmuz ayı Meclis Toplantısı

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan:

İSTANBUL (AA) - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, gümrüklerdeki sıkışıklığa çözüm olacak Halkalı gümrüğünün Çatalca’ya taşınmasının sanayicilere rahat nefes aldıracağını belirterek, "Gümrüklerdeki yığılmaların ve sanayicilere ödetilen fazla mesainin önüne geçmek için performans uygulaması gibi 'firmalara güvene dayalı' bir sistem alternatif olabilir" dedi. 

İSO'nun temmuz ayı Meclis Toplantısı'nda konuşan Bahçıvan, Irak ve Suriye başta olmak üzere çok sayıda ülkede yaşanan insanlık dramının şimdi de Filistin’de yaşandığını vurgulayarak, bu gelişmeyle beraber giderek artan risklerin, bölgeyi büyük bir çatışmanın içine atma potansiyeli taşıdığını kaydetti. 

 Bahçıvan, her gün onlarca masum insanın hayatını kaybettiği Filistin’deki acı tablo karşısında dünyanın büyük bir bölümünün bu çağa ve insani değerlere yakışmayacak şekilde sergilediği sessizlik karşısında, vicdan sahibi insanların yüreğinin yandığı bir dönemden geçildiğini söyledi.

Bahçıvan, "İSO olarak, dünya ve bölge barışını daha fazla tehlikeye atmadan diplomasi ve siyasetin tüm mekanizmaları kullanılarak ateşkesin bir an önce sağlanması ve Gazze’ye insani yardımın acilen ulaşması için herkesi sorumlu davranmaya davet ediyoruz" diye konuştu. 

 

- "2014 yılı için yüzde 3,5 civarında bir büyüme tahmini yapmak makul gözüküyor" 

 

Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerini de paylaşan Bahçıvan, ihracat artışlarının nispeten kuvvetli seyrederken, ithalatın beklendiği gibi daraldığını ve cari açığın ana belirleyeni olan dış ticaret açığının olumlu katkısıyla da cari açıktaki düşüşün sürdüğünü anlattı. Bahçıvan, şöyle devam etti: 

"Mayıs ayında neredeyse hedefin iki katına çıkan enflasyonun haziran ayı itibarıyla gerilemeye başladığını görüyoruz. Sanayi üretiminde ise nispi bir yavaşlama eğilimi var. Ocak-mayıs döneminde yüzde 4,7’lik bir artış yaşansa da nisan ve mayıs aylık değişimleri, ikinci çeyrekte sanayi üretimimizin hafif de olsa ivme kaybettiğine işaret ediyor. Özellikle sermaye malı üretimindeki yüzde 5,7’lik düşüş oldukça dikkat çekici. Yine sermaye malı üretimin son bir yılın en düşük düzeyine gerilemiş olması, önümüzdeki aylarda yatırımlar açısından olumsuz bir tablo ortaya koymaktadır. 

Yılın ilk yarısı için biriken veriler ve ikinci yarıya ilişkin beklentiler ışığında, 2014 yılı için yüzde 3,5 civarında bir büyüme tahmini yapmak makul gözüküyor. Ancak cari açığın daralma eğilimine rağmen halen yüksek seviyede olması, enflasyonun beklenen hızda geriletilememesi, işsizliğin yüzde 9-10 bandında takılıp kalması gibi göstergeler büyümenin 'kalite' sorununun ortadan kalkmadığını gösteriyor." 

 

-  "Türk Ticaret Kanunu ticaret hayatına çok sayıda yenilikler getirdi" 

 

Bahçıvan,  2012 yılında yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu'nun ticaret hayatına çok sayıda yenilikler getirdiğine vurgu yaparak, şöyle konuştu: 

"Bu yenilikler esas olarak, kurumsallık, şeffaflık ve yeni teknolojik gelişmelerden yararlanma amacını taşıyor. Çok kapsamlı olan Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması (NACE) sistemi çalışmasında bakanlığımız sayesinde ortak bir kod sistemi geliştirilmiş ve sanayimiz adına önemli bir iş ortaya çıkarıldı. İSO olarak üyelerimizden bu konuda bazı sıkıntılar yaşadıklarına dair bilgiler alıyoruz. Firmaların beklentileri doğrultusunda NACE sistemine ve gruplamalara yönelik revizyon çalışmalarını bakanlığımızla birlikte gerçekleştirmek konusunda üzerimize düşen görevi yapacağımızdan hiç kuşkunuz olmasın."

Bahçıvan, bu çalışma sayesinde ilgili birçok tarafın faydalanabileceği bir veri bankası oluşturulduğunu ifade ederek, "Bakanlığımız öncülüğünde, Maliye, SGK, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TOBB’un, dolayısıyla Odaların kendilerindeki bilgileri tüm bu tarafların kullanımına olanak sağlayacak şekilde yapılandırması ve bir ortak veri tabanına geçilmesi çok yararlı olacak. Böylece kurumlar arasında iş birliğinin gelişeceğini ve daha güzel çalışmalara imza atılabileceğini düşünüyoruz" görüşünü paylaştı. 

İstanbul gümrüklerinde yaşanan sıkışıklığın sanayicileri zorladığına vurgu yapan Bahçıvan, şunları kaydetti:

"Dolayısıyla limanlardaki ve gümrüklerdeki yığılmaya çözüm olacağı düşünülen Halkalı gümrüğünün Çatalca’ya taşınması konusu bizi yakından ilgilendiriyor. Çatalca gümrüğüyle ilgili projeyi çok olumlu buluyor ve bu önemli projenin en kısa zamanda sonuçlandırılmasını arzu ediyoruz. Sanayicilerimizin gümrüklerde yaşadığı bir başka önemli sorun ihracatçılarımız için ilave maliyete yol açan fazla mesai ücretidir. Onay işlemlerinin çok yavaş ilerlemesi, bilgi işlem sisteminde yaşanan aksaklıklar gibi sebepler sonucunda sanayicilerimiz fazla mesai ödemek zorunda kalmaktadır. Gümrük işlemlerinin hızlandırılması ve fazla mesai nedeniyle oluşan ek maliyetlerin en aza indirgenmesinin sanayicilerimize rekabet gücü kazandıracağını düşünüyoruz."

Bahçıvan, yeni başlayan "Yetkilendirilmiş  Yükümlü" uygulamasının yürürlüğe konmasının bu sorunun çözümü yönünde sevindirici bir gelişme olduğunu belirterek, gümrüklerdeki yığılmaların önüne kısa vadede geçebilmek adına daha fazla sayıda firmanın işlemlerini kolaylıkla yapabilmesi için performans uygulamasının da bir alternatif olarak düşünülmesi gerektiğini söyledi. 

Firmalara güvene dayalı bir sistem kurularak bu sıkışıklığın önüne geçilmesi gerektiğini anlatan Bahçıvan, "Gümrükler, diğer ülkelerden gelen mallar karşısında sanayimizin haksız rekabete uğramaması, zarar görmemesi açısından en önemli bariyerdir. Ancak başta Uzak Doğu’dan gelenler olmak üzere, standart dışı ürünlerin ithalatında gümrüklerimizde daha sıkı denetim uygulanması gereklidir. Bu noktada bu tür hassas ürünlerin yurtiçine girişlerinin başta TSE olmak üzere ilgili tüm kurumların işbirliğiyle daha caydırıcı bir şekilde yapılmasının sağlıklı olacağını değerlendiriyoruz" ifadesini kullandı. 

Bahçıvan, Gümrük Kanunu’nda yapılan değişiklikle 2010 yılından itibaren gümrük müşavirleri asgari ücret tarifesi uygulamasının başlatıldığını hatırlatarak, "Söz konusu uygulama, ara mal ve sermaye malı ithal eden firmalarımıza ilave maliyet yükü getiriyor ve rekabet güçlerini olumsuz etkiliyor. Sanayimizin rekabet gücünü korumak amacıyla gümrük müşavirleri asgari ücret uygulamasının kaldırılmasını ve ücretlerin daha önce olduğu gibi serbest piyasa koşullarında belirlenmesinin uygun olacağını düşünüyoruz" diye konuştu.  

 

- "Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun kaldırılan kanuna göre daha detaylı"  

 

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un Mayıs 2014'te yürürlüğe girdiğini belirten Bahçıvan, yeni kanunun yürürlükten kaldırılan kanuna göre birçok alanda daha detaylı yeni düzenlemeler ve yaptırımlar öngördüğünü söyledi. 

Bahçıvan, kanun ile getirilen düzenlemelerin piyasayı kilitlememesi, alış verişi engellememesi için piyasa gözetim denetiminin etkin olarak uygulanması gerektiğine işaret ederek, "Aksi takdirde yeni kanun tüketicinin korunmasına değil, kayıt dışı-merdiven altı ekonominin daha da gelişmesine hizmet edecek" dedi.  

 

- "Küçük ve orta boy şirketler yeniliğe açık, esnek olma noktasında iyi bir performans sergiliyor" 

 

"Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" araştırmasına göre, Türkiye’nin geleceğine yön verecek küçük ve orta boy şirketlerinin yeniliğe açık, esnek, daha farklı ve değişimleri daha hızlı yapma noktasında iyi bir performans sergilediklerinin görüldüğünü belirten Bahçıvan, şunları kaydetti: 

"Birinci 500 verileri ile karşılaştırdığımızda bu şirketlerimizin özellikle teknoloji geliştirmede daha önde oldukları anlaşılıyor. Yine ihracatlarına baktığımızda İkinci 500 Büyük şirketin hem Türkiye’nin hem de Birinci 500 Büyük şirketin performansından daha başarılı oldukları görülüyor. Bu şirketlerimiz ihracatlarını yüzde 3,7 oranında artırırken, Türkiye’nin toplam ihracatındaki payını da yükselttiğini özellikle vurgulamak gerekiyor. İstihdam yaratma noktasında da bu şirketlerimizin iyi performansına tanık oluyoruz. Geçen yıl yaşanan bazı olumsuz gelişmelere karşın İkinci 500 Büyük Sanayi kapsamındaki özel şirketlerimizin istihdamını yüzde 6,4 artırmaları önemlidir."

Bahçıvan, bu verilerin, Türkiye ekonomisinin alt yapısında çok iyi bir aktör sermayesi olduğunu gösterdiğini dile getirerek, "Fakat gelin görün ki bu sermaye, doğru bir finansman modeli ile desteklenmiyor. Yani iyimserlik var, cesaret var, girişimcilik var, fırsatları doğru kullanma potansiyeli var… Fakat finansal enstrümanları iyi kullanma ve şirketlerimize bu konuda alternatifler yaratma noktasında sınıfta kalıyoruz. Bunu, finansal rasyoları en az Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu kadar bozulmuş olan İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nda da açıkça görüyoruz. Net satışlarını yüzde 13, faaliyet karlarını yüzde 50 artırma başarısı gösteren bu şirketlerin karlarının yarısından fazlasını finansman gideri olarak kaybetmesi başka neyle açıklanabilir" ifadesini kullandı. 

Şirketlerin bunu yaşamasının en büyük nedeninin, borçlarının varlıklarına oranının yüzde 60’ı geçmesi olduğunu belirten Bahçıvan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türkiye, üretim noktasında bu şirketlerimiz ile geleceğe yürüyecekse mutlaka sanayimizi ve sanayicimizi doğru finansal enstrümanlarla beslemek zorundadır. Sanayicilerimiz de global ölçekte kullanılan bu enstrümanları noktasında muhafazakarlığı bir kenara bırakarak bono, tahvil, halka arz, uzun vadeli finansman, ortaklıklar, risk yönetimi gibi borçlanma araçlarından yararlanma yollarını da araştırarak kullanmalıdırlar. Oysa şirketlerimiz bugün çoğunlukla banka kaynaklı borçlanma ile hayatlarını sürdürmeyi tercih ediyor."

Kaynak:Haber Kaynağı