İslam medeniyeti  Avrupa’nın asli unsurudur

İslam medeniyeti Avrupa’nın asli unsurudur

Frankfurt Üniversitesi İslam İlahiyatı Enstitüsü Din Sosyolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Şahin, “İslam Medeniyeti din olarak, tarih olarak, kültür olarak, inanç olarak, insan olarak Avrupa’nın vazgeçilmez bir parçası ve asli unsurudur”

MÜSİAD Konya Şubesi Cuma toplantılarında bu hafta Avrupa’da İslam ve Müslümanlık konusu masaya yatırıldı. Toplantıya konuşmacı olarak katılan Frankfurt Üniversitesi İslam İlahiyatı Enstitüsü Din Sosyolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Şahin katılımcılara, Avrupa’nın İslam’a bakış açısı, Avrupa ve İslam medeniyetinin nasıl bir arada yaşayabileceği konularında katılımcılara bilgiler verdi. Toplantının açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Konya Şubesi Başkan Vekili Mehmet Ali Korkmaz, “Bugün dinlemeye çok alışık olmadığımız, çok fazla gündeme getirilmeyen, üzerinde fazla düşünmediğimiz Avrupa’da Müslümanlık konusunu dinlemek istedik” dedi.

ŞAHİN: YANLIŞ ÖĞRETİLER VAR

Açılış konuşmasının ardından toplantıya geçildi. İslam dininin Avrupa’daki geçmişinin geniş bir perspektif ve tarihi çizgiden incelenmediği sürece Avrupa’da İslam ve Müslümanlık konularına yaklaşımın eksik olacağını belirterek sözlerine başlayan Şahin, “Bu eksiklik sadece Müslümanların algılarındaki eksiklikten değil aynı zamanda Avrupa’nın da algısındaki eksiklikten kaynaklanmaktadır. İslam olgusu Avrupa’da yeni bir olgu değildir. Uzun geçmişi ve tarihi süreci olan bir medeniyet yapısıdır” dedi. Avrupa’da ve Türkiye’de Avrupa İslam tarihinin savaş tarihi ve siyasi tarih olarak öğretildiğine ve bunun yanlış bir yaklaşım olduğuna değinen Şahin, “Bundan 10 asır önce Endülüs medeniyetinde bir arada yaşama kültürü oluşturulmuş ve Müslümanlar ile farklı dinlere mensup insanlar bir arada yaşamıştır. Daha yakın tarihe bakacak olursak Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa’da fethedilen topraklarda yaşayan gayri Müslimlere herhangi bir dini zorlama ve baskı yapmamış dinlerini yaşama konusunda dünyaya örnek olacak bir dini hoşgörü örneği sergilemiştir. Avrupa’nın İslam Medeniyetini reddetmesi mümkün değildir. Genel olarak Avrupa nüfusuna bakacak olursak nüfusun yüzde 8’lik kısmı Müslüman azınlıklardan oluşmaktadır. Avrupa toplumu bu azınlıkların artık kalıcı bir nüfus unsuru olduğuna kanaat getirdi. Avrupa ve İslam olgusunu teolojik ve teorik açıdan değil de yaşanan bu gelişmeler ışığında, ortak bir takım değerler ve ortak yaşama kültürü açısından değerlendirecek olursak, İslam Medeniyeti din olarak, tarih olarak, kültür olarak, inanç olarak, insan olarak Avrupa’nın vazgeçilmez bir parçası ve asli unsurudur. Ortak değerlerde buluşulabilir ve bir arada yaşama kültürü oluşturulabilir.” şeklinde konuştu.