İslam İşbirliği Teşkilatı Acil İcra Komitesi Toplantısı

İslam İşbirliği Teşkilatı Acil İcra Komitesi Toplantısı

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (2)- "Şu anda karşımızda açıkça bir İslam düşmanlığı vardır, Müslüman nefreti vardır. Bu mesele sadece siyasetin, sivil toplumun, sadece akademik çalışmaların, araştırma kuruluşlarının konusu olmaktan çıkmıştır.

İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda karşımızda açıkça bir İslam düşmanlığı vardır, Müslüman nefreti vardır. Bu mesele sadece siyasetin, sivil toplumun, sadece akademik çalışmaların, araştırma kuruluşlarının konusu olmaktan çıkmıştır. Bu tehdit artık güvenlik birimlerinin, devlet adamlarının, sokaktaki vatandaşın da meselesidir. Tıpkı DEAŞ gibi, Eş-Şebab, PKK gibi Neonazi örgütleri de terör yapılanması olarak ele alınmalı, bu şekilde değerlendirilmelidir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Zelanda'da İki Camiye Yönelik Terörist Saldırı ile Müslümanlara Karşı Nefret ve Tahammülsüzlükle Mücadele Konusunda İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Düzeyinde Açık Katılımlı Acil İcra Komitesi Toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, sorunların halının altına süpürülerek çözülemeyeceğine dikkat çekti.

Erdoğan, "Sosyal hastalıkları yok sayarak tedavi edemeyiz. Problemlerden kaçarak, saklanarak, gizleyerek kurtulamayız. Bizi ve tüm insanlığı tehdit eden meseleleri sükutla geçiştiremeyiz. Bilakis biz görmezden geldikçe sorunlar katlanacaktır, büyüyecektir. Biz tepkimizi çok güçlü bir şekilde göstermedikçe Neonazi virüsü bünyeyi daha fazla saracaktır." diye konuştu.

Seslerini yükseltmedikçe, Batılı hükümetlerin konforlarını bozmayacağını vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz birilerini rahatsız etme pahasına tavrımızı ortaya koymadıkça saldırılar daha da pervasızlaşacak, ırkçı fanatikler daha da azgınlaşacak. Sonuçta Allah korusun, 1940'larda Avrupa'da olduğu gibi telafisi mümkün olmayan felaketler yaşanacaktır. Biz acı da olsa hakikatleri dillendirmedikçe Batılı medya kuruluşları, İslam düşmanlığını körüklemeye, ateşe benzin dökmeye devam edeceklerdir. İşte bunun için gördüğümüz sıkıntıları cesaretle ifade etmeli, hep birlikte üzerine gitmeli, yüzleşmeli, çözüm yollarını da yine beraberce aramalıyız. Sadece kendimiz için değil, evlatlarımızın istikbali için de bu sorumluluğu üstlenmeliyiz.

Bunu, gülücükleriyle camilerimizi şenlendiren 3 yaşındaki şehitlerimizin hatıraları için yapmalıyız. Bunu, katiline bile kapıyı 'Merhaba kardeşim' diyerek açan mümin yürekler için yapmalıyız. Bunu, hayat arkadaşını toprağa verdikten sonra 'Saldırganı affettim' diyen müşfik gönüller için yapmalıyız. Bunu, coğrafyamızdan yükselen feryatlara yenilerini eklememek için, kör şiddetin kararttığı ufukları sulh şafağıyla kucaklaştırmak için yapmalıyız. Bunu, umudunu bize bağlamış, gözünü ve gönlünü bizim burada alacağımız kararlara dikmiş mahzun kalpler için gerçekleştirebilmeliyiz. Bir daha benzer acılar yaşanmasın, camilerimiz kan gölüne dönmesin, fitne tohumları boy vermesin diye tavrımızı net bir şekilde ortaya koymalıyız."

- "Uzun süredir bu meseleyi gündeme taşıyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, teşkilatın zirve dönem başkanı sıfatıyla sorumluluklarının hakkını vermek için uzun süredir muhatapları nezdinde bu meseleyi gündeme taşıdıklarına işaret ederek, "Hemen her fırsatta onların dikkatini nefret suçlarına çekmeye çalışıyoruz. 6,5 milyon vatandaşı dünyanın 195 ayrı devletinde yaşayan bir ülke olarak, yabancı karşıtlığını ve İslam düşmanlığını kendi meselemiz addediyoruz." dedi.

Türkiye ile beraber teşkilat üyesi ülkelerin hepsinin yurt dışında, kendine hayat kuran, okuyan, çalışan, rızkının peşinde koşan vatandaşları olduğunu belirten Erdoğan, "Bugün İngiltere nüfusunun yüzde 7'si Müslümanlardan oluşuyor. Müslümanların Avrupa'da 44 milyonu, Amerika'da 5 milyonu yaşıyor. Dünya genelinde 400 milyon civarında Müslüman, diaspora ve azınlık bulunuyor. Bu insanların kahir ekseriyeti 5-10 yıldır değil, birkaç nesildir, birkaç asırdır bu ülkelerde hayatlarını devam ettiriyor, geleceklerini de yine burada görüyor." diye konuştu.

Erdoğan, Neonazi örgütler, ırkçı çeteler, fanatik sağ partiler, İslam düşmanlığı üzerinden iktidar hevesi kuran muhteris siyasetçilerin, işte bu insanları, sayıları 100 milyonlarla ifade edilen böyle bir kitleyi hedef aldığını belirtti.

- "Şu anda karşımızda açıkça bir İslam düşmanlığı, Müslüman nefreti var"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelinen nokta itibarıyla herkesin bir gerçeği görmesi gerektiğini dile getirerek, konuşmasına şöyle devam etti:

"İslamofobi, Zenofobi veya aşırı sağ diye tarif ettiğimiz bu yapılar, artık politik akımlar olmaktan çıkmıştır. Aslında bu kavramlar artık karşımızdaki gerçeği anlatmaya yetersiz kalmaktadır. Şu anda karşımızda açıkça bir İslam düşmanlığı vardır, Müslüman nefreti vardır. Bu mesele sadece siyasetin, sivil toplumun, sadece akademik çalışmaların, araştırma kuruluşlarının konusu olmaktan çıkmıştır. Bu tehdit artık güvenlik birimlerinin, devlet adamlarının, sokaktaki vatandaşın da meselesidir. Tıpkı DEAŞ gibi, Eş-Şebab, PKK gibi Neonazi örgütleri de terör yapılanması olarak ele alınmalı, bu şekilde değerlendirilmelidir. İnsanlık, Holokost felaketi sonrasında nasıl antisemitizmle mücadele etmişse, yükselen İslam düşmanlığıyla da aynı kararlılıkla mücadele etmelidir."

Bugün uluslararası toplumun DEAŞ eylemleri sonrasında nasıl tepki veriyorsa, aynı güçlü tepkiyi Neonazi saldırıları karşısında da göstermesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, çünkü bunların hepsinin aynı madalyonun farklı yüzleri olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bunların hepsi, masumların kanıyla beslenen parazitlerdir. Özellikle Batılı basın yayın organları, kendilerini çok ciddi bir öz eleştiriye tabi tutmak zorundadır. Müslümanları ötekileştirerek, mültecileri düşmanlaştırarak kendilerine iktidar yolu açan politikacılar, söylemlerine çeki düzen vermelidir. Hep bizden bunu beklememeli. Biz sadece ortada bir zulüm varsa, bu zulmün karşısında dik durmaya çalışıyoruz. Hukuki düzenlemelerden cezaların artırılmasına, okul müfredatından terör tanımının genişletilmesine kadar bir dizi önlemin acilen hayata geçirilmesi gerekiyor. Londra'da, Paris'te, Brüksel'de, Amsterdam'da yaşanan araba kazalarında bile hemen terör ihtimali aranırken, organize ve örgütlü saldırıların adi suç kapsamında değerlendirilmesini doğru bulmuyoruz. Nefret suçlarını önemsizleştirmenin hiç kimseye bir faydası yoktur."

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :