İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı

İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)- "İsrail'in Müslümanları rencide eden metal dedektör uygulamasından geri adım atması gerilimin azaltılması noktasında doğru bir adım olmuştur. Tabii ki bundan memnuniyetimiz söz konusudur ama arzumuz, yeterli midir, değildir. C

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İsrail'in Müslümanları rencide eden metal dedektör uygulamasından geri adım atması gerilimin azaltılması noktasında doğru bir adım olmuştur. Tabii ki bundan memnuniyetimiz söz konusudur ama arzumuz, yeterli midir, değildir. Cuma namazlarına gelen Müslümanlara o kapıların kapanmasına tahammül etmemiz mümkün değildir." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, her fırsatta Türkiye'yi eleştiri yağmuruna tutanların mesele Filistin, Kudüs olunca birden sustuklarını söyledi.

"Hiç kimse artık bizden bıkkınlık derecesinde bu ikiyüzlülüklere daha fazla sessiz kalmamızı bekleyemez." diyen Erdoğan, ilk kıble olan Mescid-i Aksa'nın izzetinin ve onurunun korunmasının sadece Filistinlilerin değil tüm İslam aleminin görevi olduğunu vurguladı.

Erdoğan, bölgedeki tüm inanç mensuplarının güvenliğini ve huzurunu arzu ettiklerini dile getirerek, "İstanbul'umuzda sinagoglar, havralar var. Bu olaylar olurken bazı gruplar, sinagoglara saldırma yoluna gittiler. İlk işim, İstanbul Valisine, emniyet müdürüne 'Bunlara müsaade etmeyin'... Bizim dinimiz, bunlara müsaade etmez. İsrail böyle yapıyorsa, biz böyle yapamayız. Tam aksine, bu ibadethaneleri ve buralara giden Musevileri, Yahudileri bizim güvence altına almamız lazım. Sağ olsun, bazı ufak tefek hadiselerin dışında, bu korumayı sağladılar. Müslümanın örnek yanı zaten budur. Biz Ömer İbn-i Abdülaziz'in arazisine cami yapılıyor, mescit yapılıyor diye şikayet edildiğinde, onu yıktıran bir medeniyetin, bir anlayışın mensuplarıyız. Bu hassasiyetimizi dün nasıl koruduysak, bugün de yarın da korumalıyız." ifadelerini kullandı.

- "Metal dedektörlerin kaldırılmasından memnunuz"

Konuşmasında İsrail hükümetinin Mescid-i Aksa'daki uygulamalarına da değinen Erdoğan, şunları kaydetti:

"İsrail'in Müslümanları rencide eden metal dedektör uygulamasından geri adım atması gerilimin azaltılması noktasında doğru bir adım olmuştur. Tabii ki bundan memnuniyetimiz söz konusudur ama arzumuz, yeterli midir, değildir. Cuma namazlarına gelen Müslümanlara o kapıların kapanmasına tahammül etmemiz mümkün değildir. Kaldı ki sadece Filistin'de yaşayanların geldiği bir mabet değildir Mescid-i Aksa.Tüm dünya Müslümanlarının geldiği bir mabettir. Bunun kapısı dünya Müslümanlarına kapatılamaz. İsrail Kudüs'le ilgili yerleşik teamüllere, hukuka ve insan haklarına saygılı davranmalıdır."

Erdoğan, Mescid-i Aksa'da yaşananlarla ilgili İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin ile görüştüğünü ve bu konudaki düşüncelerini kendisiyle paylaştığını aktararak, " 'Sizler de bir Cumhurbaşkanı olarak bu konudaki ağırlığınızı koymalısınız.' Tabii birileri işte orada başbakanın sorumluluk alanı ile cumhurbaşkanının sorumluluk alanı öyledir, böyledir diyorlar ama ben Cumhurbaşkanı olarak cumhurbaşkanı ile görüşebilirim. Başbakanım başkanla görüşür. Bu da uluslararası diplomasinin bir gereğidir, biz de bunu yapıyoruz. Son olarak gerek Ürdün Kralı ile yaptığım görüşmeden sonra onların da o akşam yaptıkları görüşme, olumlu neticeler vermiş olacak ki en azından bu metal dedektörlerin kaldırılması kararını meclislerinden ittifakla aldılar." diye konuştu.

İsrail yönetimine seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer bu dünyada barış içinde yaşamak istiyorsanız, başkalarını tehdit etmek yerine kendisini ve bölgeyi ateş çemberine sokabilecek politikalardan kaçınmak gerekiyor." dedi.

Her açıdan sıkıntılı ve meşakkatli bir manzara ile karşı karşıya olunduğunu ifade eden Erdoğan, son birkaç asırdır yaşanan sıkıntılara rağmen İslam medeniyetinin Batı tarafından yutulamayan, yenilemeyen, teslim alınamayan tek medeniyet olduğunu söyledi.

- "Hasarlarımızı gidermek de bizim elimizdedir"

Erdoğan, ciddi birtakım hasarlar alınmış olsa da medeniyetin çelik çekirdeğinin halen sapasağlam olduğunu belirterek, "Hasarlarımızı gidermek de bizim elimizdedir, biz gidereceğiz, biz bunu yapmayacağız. Doğru tedavinin yolu, öncelikle teşhisin doğru konulmasından geçiyor. Unutmayalım ki hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir. Bunun için öncelikle kendi muhasebemizi, kendi öz eleştirimizi yapmalıyız. Sorunlarımızın kaynağı olarak hep başkalarını işaret etmek, sıkıntılarımızın çözümünü dışarıda aramak bizi yanlış yollara sevk edecektir. Başarısızlığımızı bir yerlere yıkmak, bizleri başarılı kılmaz. Müslümanlar neden bu hale düştüklerinin cevabını, lütfen kendilerinde bilhassa da ilim, hikmet ve bilgi kaynaklarıyla kurduğu ilişkide aramalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

İlk emri "ikra" yani "oku" olan İslam dininin cehaleti emretmediğini, tam aksine ilmi emrettiğini anlatan Erdoğan, son birkaç asırdır kitaptan, kütüphaneden, kalemden, tefekkürden daha fazla uzaklaşıldığına işaret etti. Erdoğan, "İslam dünyasındaki nüfusun yüzde 55'inin okuma yazma dahi bilmediği gerçeği yüreğimizi acıtıyor." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, OECD ülkelerinde milli gelirden eğitime ayrılan payın ortalamasının yüzde 5,2 iken, bu oranın İslam dünyasında yüzde 1'i dahi bulmadığına dikkati çekerek, bu tabloyu değiştirmek için 15 yıl önce ülkeyi yönetme sorumluluğunu devraldıklarında, önceliklerinin en başına eğitimi, daha sonra sağlık, adalet ve emniyeti koyduklarını söyledi.

Bütçeden ayrılan payda da eğitimi ilk sıraya çıkardıklarının altını çizen Erdoğan, derslikten öğretmene, üniversitelerden yurtlara, burslara, desteklere kadar her alanda güçlü bir eğitim öğretim altyapısı kuracak adımları attıklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim öğretimde hala bulundukları yeri iyi görmediklerini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

"İslam dünyasında her toplum gibi biz de işin kolayına kaçıyor, emek isteyen, sabır gerektiren meselelerden uzak duruyoruz. Soran, sorgulayan, geleceğe dair iddiaları olan bir nesil yetiştirmekte gereken başarıyı gösteremediğimizde ortaya geçici hevesler peşinde koşan bir nesil çıkıyor. Kendine özgü eğitim sistemlerini geliştiremeyen milletlerin istikbali tayin edemeyecekleri gerçeğiyle karşı karşıyayız. En büyük görev üniversitelerimize düşüyor. Üniversiteler bilimin, özgün ve özgür düşüncenin üretim merkezleridir. Teröre bulaşmayan, şiddeti kutsamayan her türlü fikrin, her türlü kanaatin üniversitede yeri vardır, yeri olmalıdır. Üniversite kürsüleri sadece ders anlatılan mekanlar olmanın çok ötesinde öğrencilerin ufuklarını açmalı, dünyaya, topluma ve kendilerine dair farklı bakış açıları da kazandırmalıdır. Bizde bir söz var, 'Yiğit düştüğü yerden kalkar'. Yitik ise kaybolduğu yerde aranır."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :