İranlılar Türkiye’ye uygulanan yaptırımlar hakkında ne düşünüyor

İranlılar Türkiye’ye uygulanan yaptırımlar hakkında ne düşünüyor

ABD'nin iki Türk Bakan'a karşı uyguladığı yaptırımlar hakkında yıllardır ABD'nin çeşitli şekillerde ambargo uyguladığı İranlılar ve İranlı siyaset...

ABD'nin iki Türk Bakan'a karşı uyguladığı yaptırımlar hakkında yıllardır ABD'nin çeşitli şekillerde ambargo uyguladığı İranlılar ve İranlı siyaset ve basın uzmanı Prof.Dr. Muhsin Habibi görüşlerini İHA mikrofonuna anlattı.

Prof. Dr. Muhsin Habibi ABD'nin Türk Bakanlara karşı uyguladığı yaptırımlar ile ilgili, "Brunson 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası casusluktan ötürü ve aynı zamanda FETÖ ve PKK ile ilişkilerinden dolayı tutuklandı. ABD hiçbir gerekçe sunmaksızın, Türkiye'nin yasa dışı bir süreci takip ettiğini iddia ederek Brunson'un serbest bırakılmasını talep etti. Göz önünde bulundurmamız gereken konu Brunson'dan önce Rıza Zarrab'ın da ABD tarafından tutuklanması. ABD Rıza Zarrabi İran lehine çalışması ve yaptırımları delmesinden ötürü bu şahsı tutukladı. Türkiye hükumeti de Rıza Zarrab'ın serbest bırakılmasını talep etmişti, zira ABD'nin yapmış olduğu suçlamalar henüz kanıtlanmış değil" diye konuştu.

ABD Bölge ülkelerinin elde ettiği başarılardan dolayı mutlu değil

Prof. Dr. Muhsin Habibi açıklamalarının devamında, "ABD geçtiğimiz yıllarda ekonomik yaptırımlar silahını farklı ülkelere karşı kullanıyor. ABD bu doğrultuda bağımsız ülkeler ile ilişkide olan tacirleri ve iş adamlarına karşı suçlamada bulunuyor. Örneğin biz Türkiye'nin bölgemizdeki ilerlemelerine şahitlik ediyoruz veya İran'ın elde ettiği başarıları görüyoruz. Bölgemizde özellikle de Suriye krizini çözmek için oluşan İran, Türkiye ve Rusya eksenli ittifakına tanık oluyoruz. Söz konusu ülkeler arasında müzakereler gerçekleşiyor ve bu ortak çalışmaların doğurmuş olduğu başarıları görüyoruz. Doğal olarak ABD bu başarılardan dolayı mutlu değil" ifadelerini kullandı.

Brunson davasının benzeri İran'da da yaşanmıştı

İranlı siyaset ve basın uzmanı Muhsin Habibi 15 Temmuz darbe girişimine değinerek, "Ben ABD'nin böylesi tavırlarının kaynağını size anlatmak istiyorum. ABD kriz oluşturmaya çalışıyor. 2016 yılında sanırım ABD darbe girişimi konusunda açıklama yapan son ülkeler arasında yer alıyor. Sanırım darbe girişimini kınayan, Türkiye devleti ve milleti arkasında durduğunu bildiren ilk ülke İran İslam Cumhuriyeti oldu. ABD bölgemizin büyük ülkelerinde istikrarın hâkim olmasından, bu ülkelerin bir birlerine yakınlaşması ve iyi ilişkilere sahip olmasından mutsuz ve dolayısıyla dini çalışmalar bahanesi ile sözde papazları casus olarak bu ülkelerde kullanması gibi sonuçlar ortaya çıkıyor. Bunun bir diğer örneği de Said Abidini'dir. Papaz Said Abidini bir papaz olarak İran'da dini faaliyetler bahanesi ile casusluk yapıyordu ve Said Abidini veya Burnson gibi casusluk yapan şahısların sayısı bölgemizde çok fazla" dedi.

Türkiye devleti ve milleti bu zorbalıklar karşısında teslim olmadı

Mohsen Habibi açıklamalarının devamında, "'İslam'da esas olan birliktir. Bizim İran'da veya Türkiye'de Hristiyanlar ile en ufak bir sorunumuz yok ancak ABD bu konuyu farklı boyutlarda kullanmaya çalışıyor. CIA gibi kurumlar tarih boyunca bölge ülkelerinde bu tarz faaliyetler yürüterek, casusluk yapmış veya ülkelerdeki birliği hedef almıştır. İran'da da Said Abidini tutuklandığında ABD'nin yaptırım gibi araçlar ile İran'ı zor durumda bırakmaya çalıştığını gördük. ABD gibi ülkeler herkesin, karşılarında boyun eğmesini istiyor. Biz Sayın Recep Tayyip Erdoğan hükumetinin, Türkiye milletinin bu zorbalıklar karşısında teslim olmadıklarını görüyoruz. Olması gereken de bu zaten. ABD'nin zorbalıkları karşısında direniş gösterilmesi gerekiyor. Kanaatimce bu doğrultuda takip etmemiz gereken en önemli konulardan biri bölgemizdeki ittifaklardır" diye konuştu.

ABD hedeflerine ulaşmak için yaptırımlara başvuruyor

İranlı akademisyen açıklamasının devamında, "ABD hedeflerine ulaşmak için yaptırımlara başvuruyor. Biz bunun örneğini şu an Türkiye'de görüyoruz. Türkiyeli iki Bakana yaptırım uygulanması meselesi görmezden gelebileceğimiz bir mesele değil. Bir anlamda ABD Türkiye'nin bağımsızlığını hedef almış ve Türkiye yasaları çerçevesinde suçlu görünen Brunson'un sırf ABD istedi diye serbest bırakılmasını istiyor. oysaki Türkiye yargı gücü Brunson adlı şahsın aleyhine güçlü kanıtlara sahip. Bunlara benzer süreçler İran ve Rusya'ya karşı da gerçekleşiyor" ifadelerine yer verdi.

İran, Türkiye ve Rusya ittifakı ABD'nin geri adım atmasına sebep olacaktır

Prof.Dr. Muhsin Habibi "Bence bölge ülkeleri el ele verirse ve güçlü bir ittifak oluşturursa ABD'nin yaptırım silahı etkisiz hale dönüşecektir. Bölgenin büyük ülkeleri olan İran, Türkiye ve Rusya'nın güçlü bir ittifak oluşturması, bir birlerinin arkasında durması, ekonomik, siyasi ve güvenlik sahalarında güçlü bir şekilde işbirliği yapması bence ABD'nin yaptırım silahını etkisiz hale getirmek ile beraber, yaptırımların ABD'nin aleyhine döneceğini düşünüyorum. İran, Türkiye ve Rusya bir tek bölge çapında değil dünya genelinde büyük ülkeler. Böylesi bir ittifak kesinlikle ABD'nin geri adım atmasına sebep olacaktır. Gördüğünüz gibi bu üçlünün işbirliği sayesinde Suriye krizinde de büyük başarılar elde edildi" ifadelerini kullandı.

Bölgedeki yeni ittifaklar, tarihin gidişatını değiştirebilir

İranlı uzman İran, Türkiye ve Rusya üçlüsüne vurgu yaparak, "Bence bu üç büyük devletin bir birine yakınlaşması sonucunda ABD'nin yeni bir yenilgiye uğrayacağını düşünüyorum. Katar meselesinde İran ve Türkiye'nin nasıl bir başarı elde ettiğini gördük. bu denklemlerde ABD'nin varlığı görülmüyor ve doğal olarak bu konu ABD'yi zor durumda bırakıyor. Bölgedeki yeni ittifaklar tarihin gidişatını değiştirebilir. Ben bir uzman olarak bu üç ülkenin, yani İran, Türkiye ve Rusya üçlüsünün bir birine yakınlaşmasının son derece bölgemiz için olumlu sonuçlar doğuracağını düşünüyorum" dedi.

Türk milletini ve devletini kutluyorum

İHA mikrofonuna konuşan Ali Sadiki ABD'nin Türkiye'ye karşı yaptırımları ile ilgili, "Bence ABD, Türkiye'nin İran ile işbirliği yapacağını anladığından ötürü Türkiye'ye yaptırım uygulamak istiyor. Ancak bence bu konu yaptırım uygulamak için bir gerekçe olamaz, ABD, Türkiye'ye yaptırım uygulamamalı. ABD'nin böyle bir hakkı yok. ABD ülkelerin içişlerine karışamaz" ifadelerini kullandı.

Yaptırımlarda Marmara gemisi olaylarının payı var

Rahman Zamani ise, "Bakınız ABD ve İsrail bir birlerinin vazgeçilmez müttefikleri sayılıyor. Türkiye birkaç yıl önce bir gemi ile Filistin halkı için insan yardımları göndermişti. Ondan sonra Gazze'ye yardımcı olan tüm ülkeler ABD ve İsrail'in baskılarına maruz kaldı. Bu ülkelerden biri de Türkiye. Türkiye'ye karşı darbe planlaması bile yaptılar. Şimdi de Türkiye sözde bir papaz olarak Türkiye'de casusluk faaliyetleri yapan bir şahsı tutuklamış durumda. Bu şahıs ABD ve İsrail büyükelçiliğinde faaliyet yürütüyormuş. Türkiye de haklı olarak bu şahsı tutukladı. Bence Türkiye ABD karşısında direnişe devam etmeli. Bu casus Türkiye için önemli bir puan sayılıyor. Bence Türkiye'ye yaptırım uygulamaları aslında bir anlamda iyi oldu. Çünkü bu yaptırımlar biz bölge ülkelerinin bir birimize daha da yakınlaşmamıza ve birliğimizi güçlendirmemize neden olacaktır. Son olarak da Donald Trump'ın akli dengesinin olmadığını söylemem gerekiyor. Ancak aptal bir insan tüm dünyayı karşısına alabilir" diye konuştu.

İHA mikrofonuna yorumlarını anlatan Muhammed Ali Babayi isimli İran vatandaşı, "Ben bir İranlı olarak yıllarca yaptırımları ülkemde tecrübe ettiğimden ötürü komşu ülke Türkiyelilere batılı güçler karşısında direniş göstermelerini tavsiye ediyorum. Bu baskılar kısa bir dönem sürebilir. Gördüğünüz gibi ABD'li yetkililer bir açıklama yaptıktan hemen sonra başka ülkelerin baskıları ile ertesi gün söylediklerini geri alıyorlar. Bence en iyi Türkiye'nin de İran gibi bu baskılar karşısında direniş göstermesidir, bu sayede sürekli ülkelerimizin içişlerine karışamayacaklar" dedi.

Direniş sayesinde tüm sorunları aşacağımıza inanıyorum

Murtaza Kermani ise "ABD tarafından baskı altında olan ve yaptırımlara maruz kalan ülkelerin milletleri, direniş sayesinde bu yaptırımların etkisiz hale getirebileceğini kanıtlamış vaziyette. Biz ekonomik olarak gerçekten yoğun bir şekilde baskı altındayız ancak direniş sayesinde tüm bu sorunları aşacağımıza inanıyorum" ifadelerini kullandı.

Türkiye'ye karşı yaptırım uygulanmasının bir anlamı yok

Hüseyin Hüseynizade, "Türkiye'ye karşı uygulanan yaptırımların bir anlamı yok. ABD ülkelerin içişlerine karışamaz. ABD'ni yaptığı aynen benim gidip bir aileye evinizde akşam bu yemeği yiyemezsiniz demem kadar anlamsız. ABD'nin yaptırımları karşısında direniş gösterilmesi gerekiyor, ardından ciddi anlamda başarı elde edilecektir" dedi.

Biz de ABD'nin Türkiye'ye karşı yaptırımlarını kınıyoruz

Mona Mustafayi, "Biz yıllardır yaptırımları tecrübe eden bir ülkenin vatandaşı olarak, yaptırımların artması ile beraber halkımızın birliğinin arttığını düşünüyorum ve direniş ekonomisinin de bu doğrultuda ciddi bir rolü olabileceğine inanıyorum. Türkiye hakkında da aynı şekilde düşünüyorum. Türkiye turizm sektöründe gerçekten çok iyi çalışıyor, aynı şekilde devam etmesini umuyorum. Ayrıca tekstil sektöründe de Türkiye'nin çok başarılı olduğunu düşünüyorum, bu sahada da ilerlemesini umuyorum. Biz de ABD'nin Türkiye'ye karşı yaptırımlarını kınıyoruz" ifadelerine yer verdi.

Kaynak:Haber Kaynağı