İran'daki protestolarda rejim hedef alınıyor

İran'daki protestolarda rejim hedef alınıyor

Uzmanlar, İran'daki ekonomik gidişata tepki göstermek amacıyla başlayan protestoların, rejim karşıtı harekete dönüştüğü görüşünü paylaşıyor- İRAM Başkan Yardımcısı Dr. Uygur:- "Ekonomi çok kötü, elitler arasında çatışma var ve İran bunları kısa vadede düz

ANKARA (AA) - ZUHAL DEMİRCİ - İran'ın Meşhed kentinde başlayan ve ülkenin birçok bölgesine yayılan gösterileri değerlendiren uzmanlar, İran'daki ekonomik gidişata tepki amacıyla başlayan protestoların, siyasi hal alarak rejim karşıtı harekete dönüştüğü görüşünü paylaşıyor.

Uzmanlar, İran'da geçen perşembe günü herhangi bir siyasi partinin daveti olmadan ülkedeki ekonomik şartları protesto etmek amacıyla başlayan ve ülkenin birçok bölgesine yayılan gösterileri AA muhabirine değerlendirdi.

İran Araştırmaları Merkezi Başkan Yardımcısı (İRAM) Dr. Hakkı Uygur, ülkede 2009'da cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının ardından düzenlenen gösterilerle şu anki protestoları kıyasladığında, 2009'dan farklı olarak Tahran merkezli değil, daha çok taşranın aktif olduğu bir hareketin meydanlarda bulunduğunu belirtti.

Uygur, "Somut olarak şu anda çok tehlikeli diyebileceğimiz bir durum olmamakla birlikte 2009'la kıyasladığımızda belki en önemli konu Obama'nın aksine şu anki Amerikan yönetiminin bunu tamamen desteklemesi." ifadesini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın protestolarla ilgili attığı destek tweetlerin yanı sıra İsrail ve Suudi Arabistan'ın da destekleyici açıklamalarda bulunduğunu kaydeden Uygur, "Dış konjonktür de göze alındığında İran'ın işi 2009'daki durumdan çok daha zor olabilir. Böyle bir risk var fakat şu an net bir şeyler söylemek için çok erken. Nereye evrileceğini izleyip görmek gerekiyor." diye konuştu.

- "Protestoların hedefinde ülkedeki sistemin tamamı var"

Uygur, İran'daki protestoların hedefinde ülkedeki sistemin tamamının olduğunu vurgulayarak "Hedefte İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İran lideri Ali Hamaney, İslam Cumhuriyeti ve İslam devrimi var. Protestolar esnasında devrim karşıtı sloganlar atılıyor." dedi.

Ülkede çok uzun zamandır buna benzer bir durumun gözlenmediğini, oldukça yeni gelişmelerin yaşandığını ve bunların dışarıyla bağlantılı olabileceğini söyleyen Uygur, "Suriye krizi de biraz böyle başladı. Halkın çok haklı talepleriyle başladı. Birkaç karakol baskını ve İranlı askerlere yönelik ciddi eylemler olursa göstericilerin öldürülmesi vesaire. Olay o zaman çok farklı boyutlara taşınabilir." ifadelerini kullandı.

Uygur, İran'daki gelişmelerin kısa vadede ülkeyi sarsabileceğine işaret ederek "Ekonomi çok kötü, elitler arasında çatışma var ve İran bunları kısa vadede düzeltemeyecek. Bunun da farkında. Uzun vadede de İran, reform yapmaz ve kendi içinde esneklik göstermezse bir dalga bütün sistemi yok edebilir. Bunun farkına varmaları gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

- "Göstericiler her şeyi göze alarak protestoları başlattı"

Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) Ortadoğu Araştırmaları Uzmanı Ali Semin, ülkedeki yoksulluk, işsizlik, ekonomik ve siyasi gidişata itiraz etme temelli başlayan protestoların, rejim karşıtlığına kadar uzandığını dile getirdi.

İran'da 2009'da düzenlenen gösterilerin, yönetime karşı siyasi anlamda muhalif bir güç olarak ortaya çıktığının altını çizen Semin, ancak şu anki protestoların çok daha farklı boyutta olduğuna dikkati çekti.

Semin, "1979'daki İran devriminden bugüne kadar ilk defa Molla rejimini, yani Ali Hamaney'i direkt hedef alıyorlar. (İran Devrim Muhafızları Kudüs Kuvvetleri Komutanı) Kasım Süleymani ve Ruhani de şu anda hedefte." dedi.

Söz konusu protestoların, rejim karşıtı gösteriler olduğunun altını çizen Semin, protestolara, rejim karşıtı grupların yanı sıra Arap ve Kürtlerden oluşan farklı etnik grupların da katıldığını belirtti.

Semin, "İlk defa Ali Hamaney'in posterlerinin yırtılması ve devrim muhafızlarının karargahına yapılan saldırılara bakıldığında, göstericilerin her şeyi göze alarak protestoları başlattığı söylenebilir." dedi.

İran'ın, Suriye, Irak, Yemen ve Lübnan'da nüfuzunu artırmaya çalışırken İran halkının önceliğinin kendi ülkeleri olması şeklinde ciddi talepleri bulunduğunu söyleyen Semin, İran'ın bu ülkelerden elini çekip, kendi halkıyla ilgilenerek ve reformlar yaparak çözüm bulabileceğini vurguladı.

- "Fatura Ruhani ve reformist akıma kesilecek"

İran'da 3,2 milyon kişinin işsiz olduğunu ve enflasyonun Aralık 2017'de yüzde 9,6 arttığını anlatan Semin, ekonomideki bu çöküntünün İran halkını ciddi anlamda rahatsız ettiğini belirtti.

Semin, İran halkının, sorunların çözümü konusunda daha önce Ruhani'den ümitli olduğunu fakat yaptırımların artması ve bölgedeki sorunların devam etmesi nedeniyle halkın ümidini yitirdiğini kaydetti.

İran rejiminin, kendisini ayakta tutması için bir kurban seçeceğini ve bu kurbanın da büyük olasılıkla Ruhani olacağını söyleyen Semin, Ruhani'nin başarısız olduğu, Batı ile anlaşarak ülkenin iç dinamiklerini ihmal ettiği yönünde söylemlerin geliştirilerek yaşanan olaylarda faturanın Ruhani ve reformist akıma kesileceğini belirtti.

Ülkede yaşanan gelişmelerin ardından "rejimin sona ereceği" şeklindeki tartışmaların doğru okunması gerektiğine dikkati çeken Semin, "Rejimin devrilmeyeceğini düşünüyorum. Körfez basınında 'ayaklanma' şeklinde niteleniyor. Bunların protesto olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

Semin, "Halkın temel isteği reformların yapılması, ekonominin güçlenmesi, işsizlik oranının düşürülmesi ve adil bir yönetim şeklinin olması." ifadesini kullandı.

- "Protestolar siyasi renge büründü"

Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü İran Uzmanı Mustafa Caner de protestoların büyüme potansiyelinin çok fazla olmadığını söyledi.

Caner, protestolarda 20'li yaşlardaki göstericilerin ön planda olduğunu belirterek İran halkının geneli göz önünde bulundurulduğunda, protestolara kitlesel destek olduğunun söylenmesi için henüz yeterli verinin bulunmadığını ifade etti.

Özellikle Tahran gibi büyük şehirlerde, sayıları 100-150 kişiyi geçmeyen küçük grupların protestolara katıldığını belirten Caner, bu nedenle protestoların yayılması ve İran için büyük tehdit oluşturmasının olası görülmediğini kaydetti.

Caner, Meşhed kentinin çeşitli bölgeleri, Horasan vilayetinin bazı şehirleri ve Hamedan'da protestoların şiddet içererek devam ettiğini söyleyerek "Şiddet olayları büyürse güvenlik güçleri daha sert müdahalede bulanacak ve olayların yayılmasını önleyecek gibi gözüküyor." dedi.

Protestoların ekonomik taleplerle başladığını ve haziran ayından bu yana ülkedeki ekonomik duruma tepki göstermek amacıyla ufak çapta yapılan gösterilerin devamı niteliğinde olduğunu anlatan Caner, son bir haftada protestoların siyasi renge büründüğünü kaydetti.

Mustafa Caner, "(Göstericiler) Ruhani'yi, hükümeti, Hamaney'i, İslam devriminin çeşitli değerleri ve sistemi bir bütün olarak hedef alıyor. Hatta bazıları monarşiyi çağırıyor. İran'ın son Şahını (Muhammed Rıza Pehlevi) övücü tezahüratlar atıyorlar. Burada karmaşık bir tablo var ve net bir siyasi talebi yok." diye konuştu.

Caner, "Protestolar şiddete bulaştığı ölçüde güvenlik güçlerinin tepkisi de sertleşiyor. Güvenlik güçlerinin tepkisinin sertleşmesi hesap edilmeyen sonuçlar da doğurabilir. Bu da İran için çeşitli zamanlarda tekrar edecek istikrarsızlıklar anlamına geliyor." ifadelerini kullandı.

Hükümetin ilk etapta çok daha sert açıklamalar yaptığını fakat Ruhani'nin daha sonra protestocuları anlamaya yönelik açıklamalarda bulunduğuna işaret eden Caner, böylelikle hükümetin uzlaşma ve teskin etme siyaseti izlemeye çalıştığını sözlerine ekledi.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :