Seyit Küçükbezirci

Seyit Küçükbezirci

İl tarım..

İl tarım; yarışan kadınlarımız; kalkınmanın kaldıracı

 

            Kızım yaşındalar, gelinim yaşındalar… Ereğli’nin Kuzukuyu Köyü’nden, Karatay’ın Yağlıbayat Köyü’nden, Seydişehir’in Kisecik Köyü’nden, Tuzlukçu’nun Çöğürlü Köyü’nden çıkıp gelmişler. Yirmi bilgisayarın arnkasında yirmi “Kadın Çiftçi”.

İneği sağmışlar, tavukları yemlemişler, tarlaya gidecek erkeklerin yiyecek çıkınını ellerine tutuşturmuşlar; sütü kaynatmışlar, yoğurdu süzdürmüşler… Konya Ticaret Borsası’nın büyük toplantı salonundalar… Yirmi bilgisayarın arkasında yirmi “Köylü/kadın çiftçi”..

“HAYRET Kİ HAYRET” BİR YARIŞMA

20 Mart 2012... Ticaret Borsası salonu tam dolu… Anlı şanlı on “hoca”nın katıldığı bir “uluslarası” sempozyumda bile bu salon böyle dolmaz… “Hayret ki hayret” bir yarışma olacak anlaşılan…  Konya İl Tarım Müdürlüğü yönetim kadrosu neredeyse tam kadro… Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydın Öztürk, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mevlüt Mülayim, Tarım Reformu Bölge Müdürü, Ticaret Borsası yetkilileri, çevrenin örnek çiftçileri… Katılımları ile sevinç, onur veriyorlar; gelmekle, katılmakla… “Kadın Çiftçiler Yarışıyor Bilgi ve Proje Yarışması’nın dokuzuncusundayız…

Yirmi masada yirmi bilgisayar… Yirmi bilgisayarda on/oniki sıra oluşturmuşlar… Her bilgisayarın karşısında bir “hanım”… Köyden kasabadan elenip gelmişler; il yarışmasına… Finale kalan, yani birinci olan Mayıs’ta, Eskişehir’de yapılacak “Bölge Finali”ne katılacak… Daha sonra da Çanakkale’de “Türkiye Finali”

“Kadın Çiftçiler Yarışıyor Bilgi ve Proje Yarışması”na katılanlar “köy kadını”, “kasaba kadını”… Oturuşları, davranışları, yarışma adabına uyuşları, özgüvenleri, kararlılıkları, görgü kurallarına uyuşları değme “eğitimliler”de yok…

Bin yıldır Anadolu’da gelişe gelişe “rafine”olan yüksek halk kültürünü özümsedikleri belli oluyor, her hallerinden…

Konya İl Tarım Müdürlüğü’nün oluşturduğu üç kişilik jüri tarım, hayvancılık, ekonomi konularında öyle sorular hazırlamış ki; tarımı bilimsel bazda öğrenmişseniz eğer, daha ilk sorularda çakılırsanız yere…

KADINLARIMIZLA ÖVÜNMEK, GURUR DUYMAK

Konya İl Tarım Müdürlüğü’nden Mustafa Yavuz Çolak; yarışmanın açılış konuşmasında, Türk kadınlarının geçtiğimiz bin yılda varlığımıza, dirliğimize kattığı yüksek değerlere değindi; köylerimizden kasabalarımızdan yarışma için gelen çiftçi kadınlarımızı bir bir tanıttı. Siz de orada olsaydınız, insan kaynaklarımızdaki bilgi birikimini görürdünüz, gurur duyardınız… Kurallara tam uyarak, demokrat ve saygılı; çetin ve hırslı bir yarışmanın sonunda Beyşehir’in Akburun Köy’ünden Ayşe Doğan birinci oldu… Konya İl Tarım Müdürü Bülent Alparslan, Ayşe Doğan’ı tebrik etti; Eskişehir’de yapılacak bölge finalinde başarılar diledi…

“2012 Yılı Kadın Çiftçiler Yarışıyor Bilgi ve Proje Yarışması”nın “Proje Yürütücüsü” Ziraat Mühendisi Ülkü Ermetin… Ekibini de yarışmacılarını da tebrik etmek lazım.

KADINLARIMIZ KATILMAZSA HER ŞEY AZ OLUR, EKSİK OLUR

20 Mart 2012 günü, Ticaret Borsası salonundaki yarışmada gözlerimizde gördük işte, kulaklarımızla duyduk işte… Minicik bir ilgi ile azıcık bir destek ile köyden, kasabadan çıkıp gelen kadınlarımız ne kadar “Kiyizade” ne kadar kültürlü… Öğrenmeye, çağdaş bilgiye açıklar; istekliler, dinamikler…

Kadın İnsan Kayraklarımız” üretimde, pazarlamada devreye girmezse eğer; durumumuz aynen iki ayaklı sandalye”, “Tek kanatlı kuş” misali olacak. Şimdiye kadar “İki ayaklı sandalye”nin neye işe yaramadığını kavrayamadık; tek kanatla uçacağımızı sandık. Kafamız “dank” ettiyse eğer; diğer kanadımızın da değerini bilmeliyiz; O kanat da devreye girmeli… O kanat kadınlarımızdır…

Bunu yaparsak, tarımda, tarım sanayinde “büyüme hızı”mız dünyanın dudaklarını uçuklatacaktır. Kadın girişimcilerimiz dünya ekonomi literatüründe model olarak okutulacaktır… Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Türk milleti zekidir, çalışkandır” diyordu ya; işte o milletin yarısı da kadındır…

“Peki peki uzatma; ne yapmalı?” diye mi soruyorsunuz?.. Söylüyorum, öyleyse…

Tarımda, ormancılıkta; köye yani kırsal alana hangi kuruluş hangi hizmeti götürüyorsa;  hizmetin yarısından kadınları faydalandırmalı… Kadın kadına daha yakın durur. Binlerce kadın uzman; köy evlerinde, tarlalarda kadınlarla birlikte olmalı; yeni üretim dallarında öncülük etmeli…

“Kadın girişimci” ne yapmak isterse istesin; “Hayıt” denmemeli, kredi ise kredi, teşvikse teşvik, hibeyse hibe… Hatta öncelikli olarak…

Geçenlerde, 1974 yılında yazdığım Türkiye’de yeni iş imkanları kitabımı karıştırdım. O yıllar, bütün ülkede, binlerce yeni iş kurulmasına rehberlik etmişti…

İçindeki yeni işlerin ancak yarısı geçen 38 yılda yapılabilmiş… İç sularda balık üretimi gibi mantar üretimi gibi et pilici üretimi gibi… Yarısı hala girişimci bekler…

Köylük yerlerde, kasabalarda kadınların erkeklerden daha başarılı daha üretken olabileceği o kadar çok iş dalı var ki… Organik tarımdan, bitkisel ilaç ham maddelerine kadar; aromatik bitkiler üretimine kadar…

Bunları yaza yaza, söyleye söyleye dilimde tüy bitti ama yine de günah benden gitti demek için yazmaya dır dır dır söylemeye devam edeceğim.

TEK TEK TEŞEKKÜR ETMEK HEM GÖREV, HEM BORÇ

            Başa dönüyorum; “Kadın Çiftçiler Yarışıyor Bilgi ve Proje Yarışması”na… Akşehir, Beyşehir, Tuzlukçu, Seydişehir, Ilgın, Hüyük köy ve kasabalarından çıkıp gelmişler… 1967’den 1977’ye kadan on yıl Ilgın’ın, Doğanhisar’ın, Beyşehir’in, tekmil Konya köylerinin yollarına düşmüştüm; Kooperatifçi olarak… Köy kooperatifleri ile köylerde modern tarım ve hayvancılık çiftçilikleri kuracaktık… Patatesten nişasta, yünden halı ipi; soğan tozu, konserve fabrikaları yaparak Avrupa’ya Amerika’ya yetiştirip geçecektik… Başarmaya başlamıştık, başarıyorduk… Engel olanlar utansın…

Geçmiş için ah vah etmenin faydası yok; dökülen süte ağlanmaz… Mevlana “Bugün yeni bir gün, cancazım; yeni şeyler söylemek lazım” mealinde bir şeyler söylüyor… O misal; bugün yeni bir gün cancaçım, yeni şeyler yapmak lazım dememiz lazım, hem şart…

Yarışmacı hanımlar, benim 40 yıl önce uğruna yollara düştüğüm yerlerden gelmişler; yarışmaya…Onları tek tek ayrı ayrı tebrik etmek lazım; onlara tek tek ayrı ayrı teşekkür etmek lazım. Onlarla birlikte vatandaş olmak adına Konyalı olmak adına…

Sağolun Akşehir/Gölyçayır’dan Lütfiye Ordu; Beyşehir/Gökçimen’den Merve Balkar; Beyşehir/Akburun’dan Ayşe Doğan; Çumra/Karkın’dan Seda Altıntop, Doğanhisar/Başköy’den Kadriye Başarı; Beyşehir/Gökçimen’den Medine Köse…

Sağolun: Ereğli/Zengen Kasabası’ndan Gülizar Yurddaş, Meryem Işık; Ereği/Kızılkuyu Köyü’nden Kutsal Bağcıer; Hüyük/Köşk’ten Çiğdem Coşkun; Ilgın/Aşağıçiğil’den Anakadın Babaoğlu; Ilgın/Mahmuthisar’dan Samiye Ev; Karatay/Yağlıbayat’tan Lüftiye Demirok;

Varolun; Meram/Yenibahçe’den Emine Ay; Meram Kaşınhanı’ndan Havva Ergül; Sarayönü/Ertuğrul Köyü’nden Aysel İnan; Seydişehir/Merkez’den Müzeyyen Yılmaz; Seydişehir/Kisecik’ten Gönül Demir; Tuzlukçu/Çöğürlü Köyü’nden Nesrin Erol.

 seyit-kucukbezirci.20120408175423.jpg

Mesaj Tahtası

 

            Geçen yıl da dahil, bu yılın ilk üç ayı da dahil; okuduğum, en çok etkilendiğim tek kitap: HANDE DAĞ’ın yazdığı “YAŞAMA SAVAŞIM” adlı kitap.

            Bir gecede, dursuz duraksız okuyup bitirdiğim kitabın kapağında “Bazıları Dağ(larca)dır, deniyor. Doğru; bazıları “DAĞ”dır; bazıları “Dağlarca”dır “HANDE” gibi.

            Kitabın arka kapağında, Hande, “Spastik engelli yazar” olarak tanıtılıyor. “… yaşadığı hayatın küçük bir kısmını, sesini işte bu mütevazi kitapla duyuruyor” diyor, usta yazar Hüzeyme Yeşim Koçak.

            Dedim ya; “HANDE DAĞ’IN KİTABI” en etkilendiğim kitap. Hilâf yok; hayatımı “Hande’nin kitabından önce”; “Hande’nin kitabından sonra” diye ikiye ayırdım.

            Hande’nin kitabıyla beni tanıştıran Hüzeyme Yeşim Koçak’a ve Fuat Önder’e; Kulesite’de imza günü düzenleyen Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’ne şükranlar.

            Hande’nin “Yaşama Savaşım” kitabını okumaya sizin de ihtiyacınız olduğuna inanıyorum. Benden söylemei. Kitabı edinmek için Esra Basım Yayın Organizasyon’u şu telefondan arayın: 35 48 45-351 03 40

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum