İki amirali gözaltına alan İmren'den 'darbeden haberim yoktu' savunması

İki amirali gözaltına alan İmren'den 'darbeden haberim yoktu' savunması

Donanma Komutanlığı'ndaki darbe girişimi davasında yargılanan sanıklardan eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral İmren'in mahkemedeki çelişkili ve mantığa uymayan ifadeleri dikkati çekti.

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'nda yaşanan olaylara ilişkin darbe davasında yargılanan eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, mahkemedeki tutarsız ve mantığa uymayan ifadeler kullandı.

Darbe girişimini organize eden ve yönlendiren konumda olduğu, sıkıyönetim darbe planında görevlendirilmesinin bulunduğu, İstanbul'da darbe toplantısına katıldığı, darbe girişimi sırasında Harp Filosu Komutanı Tümamiral İskender Yıldırım ve Donanma Komuta Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal'ı yasa dışı olarak gözaltına aldırdığı, Donanma Komutanlığı'nda kendisine karşı gelen bazı askerleri nezarethaneye koydurduğu, komutanlık giriş kapısı önünde toplanan vatandaşların dağılması amacıyla himayesindeki askeri personele ateş emri verdiği suçlamasıyla yargılanan İmren'in çelişkili ve kendini aklamaya yönelik makul olmayan ifadeleri dikkati çekti.

Tayin olduğu tüm illerde "abi"lerle tanıştırılmış

Tutuklu sanık İmren, mahkemedeki savunmasında, kendisinin vatansever ve bayrağını seven bir kişi olduğunu, subay olunca da genelde "cemaat" denen yapıdan hep uzak durduğunu belirtirken, çapraz sorgusunda ise Albay rütbesi aldıktan sonra Bartın'da görev yaptığı süre içinde burada öğretmen olan bazı kişilerle tanıştığını, sonradan onların "cemaat abisi" olduğunu, tayin olduğu her yerde bu abilerin kendisini oralardaki yeni abilerle tanıştırdığını, o kişilerin cemaatin mahrem abisi olduğunu bilmediğini iddia etti.

Savunmasında "Benim cemaatle işim olamaz." şeklinde konuşan İmren, Mahkeme Başkanı Yusuf Sevimli'nin, "O zamanlar FETÖ'den haberdar mıydın?" şeklindeki sorusu üzerine, "Mahrem abi olduklarını sonradan öğrendiğim insanlar çok entelektüel, bilgili ve insanlarla ilişkilerinde mükemmeldi. Ben onları cemaat olarak biliyordum. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra cemaatin silahlı terör örgütü olduğunu anladım." yanıtını verdi.

"Bartın'da sonradan 'cemaat abisi' olduğunu öğrendiğim kişilerle tanıştım"

İmren, mahkemede, örgütle olan ilişkisi ve darbe girişimi öncesi ve sonrasında yaşananlara ilişkin itiraflarda da bulundu.

Bartın'da görev yaptığı dönemde kamu, sivil toplum kuruluşları ve esnafla iyi ilişkiler kurduğunu, burada öğretmen olan ve sonradan "cemaat abisi" olduğunu öğrendiği bazı kişilerle tanıştığını anlatan İmren, daha sonra İstanbul ve Mersin'e tayin olduğunu ve her gittiği yerde bu abilerin kendisini oralardaki yeni abilerle tanıştırdığını kaydetti.

"Ailem rahat bir yaşam tarzına sahiptir"

Yine savunmasında "Kızlarım mini eteklidir. Ailem rahat bir yaşam tarzına sahiptir." diyen İmren, Atatürkçü, milliyetçi ve vatansever bir insan olduğunu, cemaatle işinin olamayacağını kaydetti.

"Belimden düşmesin diye silahımı elime aldım" iddiası

İddianamede, Donanma Komutanlığı'nın nizamiye kapısında darbeye karşı direnen vatandaşlara ateş edilmesi emri verdiği yönündeki suçlamaların çapraz sorgusunda hatırlatılması üzerine sanık İmren, şunları söyledi:

"Nizamiyede kalabalık bir vatandaş grubu vardı. Gözleri bir şey görmüyordu. İçeri girmek istiyorlardı. Sakin olmaları ve dağılmaları konusunda onları ikaz ettim. Dağılmadıklarını görünce askerlere havaya ateş etmeleri emrini verdim. Ben de belimden düşmesin diye silahımı elime aldım. Kesinlikle ben ateş etmedim. 'Vatandaşların üzerine ateş edin' diye bir emir vermedim. Gölcük İlçe Emniyet Müdürünün kafasına silah dayamadım. Öldürmekle tehdit etmedim."

"Basiretim bağlandı!" savunması

15 Temmuz akşamı dönemin Kocaeli Valisi, Donanma Komutanı ve Kurmay Başkanının kendisini telefonla aradığını ancak telefonu açmadığını belirten İmren, "Donanma Komutanımız, 'eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay'ı etkisiz hale getir' deseydi, kıramaz emri yerine getirirdim. Teslim olurdum. Belki de böyle bir durum yaşanmazdı. Basiretim bağlandı." ifadelerini kullandı.

İmren, mahkeme Heyeti Başkanı Sevimli'nin, "Darbeye destek verdiğini kabul ediyor musun?" sorusuna İmren, "Darbeye değil sıkıyönetime destek verdiğimi kabul ediyorum. Ben FETÖ'nün değil, Genelkurmay'ın emrini yerine getirdim." yanıtını verdi.

Cumhuriyet Savcısının, "Siz daha önce sıkıyönetim dersi vermişsiniz. Sıkıyönetimin nasıl ilan edileceğini iyi bilmeniz gerekir. Darbe girişimi ile sıkıyönetimin farkını nasıl bilmesiniz?" yönündeki sorusunu İmren, "Ben hükümetin sıkıyönetim ilan ettiğini sanmıştım. 15 Temmuz gecesi darbe olduğunu anladım." şeklinde cevapladı.

Mahkeme Başkanından "Neden tutuklattın? Cemaatten değil diye mi?" sorusu

İmren, "Eski İstanbul Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, 11 Temmuz'da bana '15 Temmuz 2016'da sabaha karşı sıkıyönetim ilan edilecek.' dedi. Kendisine, 'Genelkurmay Başkanı buna dahil mi?' diye sordum. 'Evet, dahil.' diye cevap verdi. Cumhurbaşkanı suçlanacak, yakalanacak diye bir şey söylemedi." ifadelerini kullandı.

Mahkeme Heyeti Başkanı Sevimli'nin, "Yıldırım ile Payal'ı neden tutuklattın? Cemaatten değil diye mi?" şeklindeki sorusuna İmren, "Onlar, sıkıyönetime karşı çıktıkları için tutuklandılar ancak ben bu görevi yapamam dediğimde, 'Sıkıyönetim mahkemesi kurulacak. Emri uygulamazsan senin için kötü olur.' dendi. Eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay bana, 'Tümamiral Yıldırım ve Tuğamiral Yalçın Payal'ı etkisiz hale getir. Rahat rahat çalışayım.' dedi. Ben de tutuklattım. Cumhurbaşkanına darbe yapıldığını bilmiyordum." cevabını verdi.

"Devlet başsız kalmasın diye teslim olmadım" 

Çapraz sorgusunda "Yönetime el koyduk" şeklinde bir açıklamasının olup olmadığı sorulan İmren, böyle bir ifade kullanmadığını ileri sürdü, çeşitli belgelerle kuşkuya yer bırakmayacak şekilde delillendirilen konularda bile yalan beyanlarına şöyle devam etti:

"Televizyonda, Cumhurbaşkanının darbe girişimiyle ilgili açıklamalarını görünce, bunun sıkıyönetim değil darbe olduğunu anladım. Gardımız düştü. Artık bunu daha fazla sürdüremeyeceğimizi anladım. Sonra bir telefon geldi. Cumhurbaşkanının Almanya'ya kaçtığı bilgisi verildi. Ben de devlet başsız kalmasın diye teslim olmadım. Sabah Boğaz Köprüsü'nde askerlerin teslim olduğunu, generallerin yakalandığı haberleri üzerine, Donanma Komutanlığı Poyraz Limanı'ndan Tuğamiral Ayhan Bay ve Tuğamiral Nazmi Ekici ile birlikte bota binerek kaçtık. Bir süre saklandıktan sonra polisi arayarak kendimizi ihbar ettim. Devlete teslim oldum."

İmren, kendisine, Gölcük Donanma Komutanlığı'nda Harp Filo Komutanı olarak görev yapan, davanın müştekileri Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım ile Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal'ın zor kullanılarak gözaltına alınıp İstanbul'un Maltepe ilçesindeki cezaevine gönderilmesi talimatı aldığını kaydederek, şöyle konuştu:

"Gölcük'e geldim, içim içimi yiyordu. Makam odamda silahım ateş aldı. Kurşun neredeyse ayağıma isabet edecekti. Bunu nasıl yaptım hatırlamıyorum. 15 Temmuz akşamı saat 21.00 gibi Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık beni telefonla aradı. Darbe ismi geçmedi. Bana 'Sıkıyönetim ilan edildi, harekete geçiyoruz.' dedi. Darbeden haberim yoktu, ben sıkıyönetim ilan edildi sanıyordum."