İçtiğiniz süt sağlıklı mı?

Ya da yediğiniz besinler ne kadar sağlıklı? Bu sorulara hemen evet demek ister insan. Ancak yediğimiz ve içtiğimiz besinlerin yeterli denetimler sonunda karşımıza gelip gelmediğini biraz irdelemek gerekiyor.

Sağlık malum her şeyin başıdır. Kanuni Sultan Süleyman’ın meşhur bir sözü var; “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.” Sanırım bu cümle kadar, sağlığın önemini veciz bir şekilde anlatan başka bir ifade yoktur.

Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte, teşhis ve tetkik yöntemleri de ilerlemekte, çevre bilincinin gelişmesiyle insanların sağlıklarını koruma noktasındaki gayreti de gelişmektedir. Bir insanın yaşamı boyunca sağlığının nasıl etkileneceği, onun kalıtımsal karakterleri ile ilişkili olduğu kadar yaşam koşulları, yaşadığı çevre ve beslenme alışkanlıkları ile de düzenlenmektedir. Beslenme alışkanlığı sağlık için çok önemlidir.

Örneğin hamile bayanların ve bebeklerin en önemli besin kaynaklarından biri olan süt, acaba ne kadar sağlıklıdır? Süt, büyük ve küçükbaş hayvanlardan elde edilen ve vücut için önemli yapıtaşları ihtiva eden bir gıdadır. Ancak “süt gibi beyaz” ifadesi ile masumiyeti tasvir eden, süt gerçekten saf mıdır? Hayvan sağlığı işte bu noktada devreye giriyor. Zira tükettiğimiz her gıda, içerisinde bulunan yararlı maddelerin yanında, istenmeyen maddeleri de beraberinde bize ulaştırmaktadır. Mesela bol ilaç yüklenmiş ve henüz vücudundan atılmamış bir ineğin sütü, her zaman olduğu gibi beyazdır, ama içerisinde vücuda toksik etkilere sahip kimyasal maddeler bulunabilir.

Bilinçli yapılmayan hayvancılık, bazen inanılmaz zararlar verebilir. Hayvancılık deyip de hemen geçmemek gereklidir. Bilimsel olmayan yöntemlerle beslenen hayvanlardan elde edilen ürünler, birçok zararlı bileşikleri insanlara ulaştırabilir. Örneğin küflü ekmeklerle beslenen bir ineğin sütüne geçebilen aflatoksinler, insanlarda kanserojen etkiye sahiptir. Aflatoksin içeren bir sütün bebeklere verilmesi, hastalıklara davetiye çıkarabilir. Bundan başka, hayvanlarda bulunan parazitlere karşı kullanılan ilaçların bilinçsizce kullanımı sonucu, bu hayvanların ürünlerine toksik bileşikler geçebilmektedir. Böyle bir şekilde karşımıza çıkan durum, hiç istenmeyen facialara neden olabilmekte, süte geçen ilaçlar özellikle gebelerde toksik etkiler gösterebilmektedir.

Sadece iki örneğini verdiğimiz konu çok daha detaylandırılabilir. Burada bize düşen; bireysel bilincimizin geliştirilmesidir. Kaynağı belli olmayan, standartlara uygunluğu tespit edilmemiş ürünleri tüketmek, daha sonra karşımıza olumsuz tablolar çıkarabilmektedir. Avrupa Birliğine girmek için, mevzuatımızın AB müktesebatına uygun hale getirilmesine yönelik yapılan çalışmalar ve bunların kontrol mekanizmalarının oluşturulması çabaları, sağlıklı bir hayat için önemlidir. Ancak mevzuat düzenlemesi tek başına yeterli değildir. Halkımızın da bilinçli olması gerekmektedir. Bilinçli tüketim de beraberinde bilinçli üretimi getireceği için, tükettiğimiz gıdaların daha iyi koşullar altında vatandaşa ulaştırılabilmesini sağlayacaktır. Aldığımız ürünlerin hangi koşullarda hazırlandığını araştırmak, hasta olmamak için korunduğumuz kadar önemlidir. Öyle değil mi?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.