İçişleri Bakanlığı Mensupları ve İstanbul Muhtarları İftar Programı

İçişleri Bakanlığı Mensupları ve İstanbul Muhtarları İftar Programı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (1)- "Dünyada en az gelişmiş ülkelere destekte bir numaralı ülke Amerika görünür fakat gayrisafi milli hasılaya göre dünyada bunun bir numarası Türkiye. Biz bir numarayız. Amerika gerimizde, İngiltere falan çok daha ger

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dünyada en az gelişmiş ülkelere destekte bir numaralı ülke Amerika görünür fakat gayrisafi milli hasılaya göre dünyada bunun bir numarası Türkiye. Biz bir numarayız. Amerika gerimizde, İngiltere falan çok daha geride." dedi.

Erdoğan, Yenikapı'daki Avrasya Gösteri Merkezi'nde düzenlenen İçişleri Bakanlığı Mensupları ve İstanbul Muhtarları İftar Programındaki konuşmasında, katılımcıların ramazanını tebrik etti.

Ramazan Bayaramı'nın da hem Türkiye'de hem de İslam dünyasında bayram şeklinde kutlanması temennisinde bulunan Erdoğan, Allah'tan bu gece herkesi, idrak edilen Kadir Gecesi'nin bereketiyle şereflendirmesini diledi.

Erdoğan, İstanbul'daki muhtarlar ve İçişleri Bakanlığı mensuplarıyla bir araya gelmesine vesile olanlara da teşekkür ederek, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi hizmete girdiğinde ilk bir araya geldiği kesimin muhtarlar olduğunu anlattı.

Sergi alanı açılan külliyede 2 bin 500'e yakın muhtarla bir arda olduklarını ifade eden Erdoğan, külliyede muhtarlarla 47 toplantı yaptıklarını, hedeflerinin gelecek programlarında Türkiye'de 50 bini aşkın muhtarla külliyede bir araya gelmek olduğunu söyledi.

Erdoğan, İstanbul'daki muhtarlarla yapılan benzer bir iftar programını Ankara muhtarlarıyla program yoğunluğundan gerçekleştiremediklerini, Ankaralı muhtarlarla sahurda bir araya geleceklerini, salı günü yeni hizmete açılan külliyedeki sergi salonunda Ankaralı muhtarlarla birlikte olacaklarını dile getirdi.

Muhtarları demokrasi piramidinin ilk ve yaygın basamağı olarak gördüğünü belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Milletimizle en çok iç içe olan, yapılan hizmetleri de eksik kalan işleri de en yakından bilen kesim muhtarlarımızdır. Bunun için İçişleri Bakanlığımız bünyesinde Muhtarlar Daire Başkanlığı kurduk. Bu başkanlığın bünyesinde muhtar bilgi sistemi oluşturduk. Muhtarlarımız mahalleleriyle ilgili taleplerini ister külliyemize geldiklerinde kendilerine verdiğimiz formlara yazarak, isterlerse internet üzerinden buraya bildiriyorlar. Bakanlıktaki arkadaşlarımızda gerekli kurumlarla irtibata geçerek meseleyi takip ediyor ve sonucunu muhtarımıza iletiyorlar.

Bizim muhtarlarımıza verdiğimiz kıymet, milletimize olan saygımızın gereğidir. Milletimiz bir kişiyi mahallesine muhtar olarak seçmişse, her ne kadar benim için artık muhtar da olamaz dediyseler de muhtar da olduk Allah'a hamdolsun, Türkiye'ye cumhurbaşkanı olduk. Çünkü o başlıkları atanlar, bu ülkede milli iradenin ne olduğunu bilmiyorlardı. Ama şimdi milli iradenin ne olduğunu öğrenmeye, anlamaya başladılar. Artık o kişi demokratik sistemde farklı bir yere gelmiş demektir. Muhtar deyip geçme. Sıradan birisi değil. İnşallah önümüzdeki dönemde de her fırsatta muhtarlarımızla bir araya gelmeyi sürdüreceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'un sadece 3 heceli kelimeden ibaret bir yer olmadığına işaret ederek, İstanbul'un Türkiye, tüm bu bölge, hatta dünya olduğunu ifade etti.

Böyle bir şehirde yaşamanın ve sorumluluk üstlenmenin kolay olamadığını vurgulayan Erdoğan, Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı için bu kentte yönetici olmanın ne demek olduğunu bildiğini, gençliğinden beri de İstanbul'da sorumluluk üstlendiğini dile getirdi.

Erdoğan, genlik çalışmalarında, sosyal ve kültürel faaliyetlerde sorumluluk aldığını belirterek, yine siyasette ve belediyede sorumluluk üstlendiğini, Başbakan olduğunda Türkiye ile İstanbul'un da sorumluluğunu taşıdığını kaydetti.

Bunun Cumhurbaşkanı olunca da aynı şekilde devam ettiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Peki bunca sorumluluk üstlendik de ne yaptık? Geçmişten beri kendime bu soruyu hep sormuşumdur. Öyle ya milletimiz bize güvenmiş, emaneti teslim etmiş. Bu emaneti acaba hakkıyla taşıyabildik mi, ileriye götürebildik mi? Bunun cevabını bulmak için de dönüp hep yaptığımız hizmetlere baktık. İstanbul'a, Türkiye'ye yaptığımız hizmetlere baktık. Tarihiyle ve kalbiyle bize bağlı olan koskoca bir coğrafyaya yaptığımız hizmetlere baktık. Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın gözleriyle bizi takip eden tüm mağdurlara, mazlumlara yaptığımız hizmetlere baktık. Hamdolsun, baktığımız her yerde eserlerimizi gördüm."

- "Gençler geçmişle mukayese edemiyorlar"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyada en az gelişmiş ülkelere destekte bir numaralı ülke Amerika görünür fakat gayrisafi milli hasılaya göre dünyada bunun bir numarası Türkiye. Biz bir numarayız. Amerika gerimizde, İngiltere falan çok daha geride. Sizler böyle bir ülkenin evlatlarısınız. Bunu iyi bilmeniz lazım." diye konuştu.

Muhtarların mahallelerinde ve hayatın her alanında bu hizmetleri bizzat yaşayarak takip ettiklerini vurgulayan Erdoğan, ancak özellikle yaşı 30'un altındaki gençlerin, seçilme hakkı verilen 18 yaşındakilerin bugünleri geçmişle mukayese edemediğini dile getirdi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sıkıntı burada. Biz eğitime önem verdik, derslik yaptık, üniversite açtık, harçları kaldırdık, yurt yaptık, okullarımızı en modern araçlarla donattık, öğretmen atadık diyoruz. Geçmişte benim sınıfım 75 kişiydi ama Anadolu'da 100'ü aşkın örencinin olduğu sınıflar vardı. Ders kitabı bulamazdık. Teksir kağıtlarıyla okuduk. Kırtasiyeci dükkanının önünde bir, iki hafta kuyruğa girerdik. Hatırlayın o günleri. Kırtasiyeci dükkanına gidersin, ders kitabını bulamazsın. Şimdi böyle bir sorun kaldı mı? Herkesin kitabı masasının üzerinde. Ama benim bu yavrularım bunun farkında değil. Bunun kadir kıymetini bilmiyor. Şimdi böyle bir sıkıntı artık yok. Balık deryanın içinde, ne zaman ki onu deryadan çıkarır karaya atarsın, o zaman denizin kıymetini anlar. Şimdi bu genç yavrular da herhalde bunun kıymetini öyle anlayacaklar."

Erdoğan, hastaneleri en modern cihazlarla donattıklarını, sağlık personelinin sayısını üç kata çıkardıklarını, şimdi şehir hastaneleri yapıldığını belirterek, eskiden bir röntgen için 7-8-9 ay sonraya gün verildiğini, şimdi böyle bir şey kalmadığını söyledi.

"MR mı vardı geçmişte, tomografi mi vardı, ultrasonografi mi vardı? Bütün bunların hepsi bizimle beraber ülkemizde şu anda var." diyen Erdoğan, geçmişte insanların sağlam girip hasta çıktığı, kapısından içeri giremediği, girse de doktor, ambulans, ilaç, şifa bulamadığı sağlık sistemini gençlerin havsalasının almadığını kaydetti.

Erdoğan, Tokat'a giderken Gerede'den çıktıktan sonra kazaların olduğu, kışları tehlikeli olan bölgeden geçerken, içinde bulunduğu arabanın kaymaya başladığını anlatarak, şunları kaydetti:

"5 kişiyiz arabanın içinde. Karşı taraftan da Urfa Cesur otobüsü geliyor. Biz otobüse bindirdik. Bizi oradan aldılar fakat ambulans diye bir şey yok. Bizi alan ambulans balık istifi gibi doldurdu, doğru Gerede'ye götürdü. Gerede'de hastanede bizi Bolu'ya götürecek hemşire bile yok. En az yaralı olan arkadaşımız hemşire oldu. Serum şişelerini taktılar. Bir- iki serum şişesi de onun elinde kaldı. Bolu'ya geldik. Gittiğimiz ilk hastane devlet hastanesi. Devlet hastanesi emekli sandığı mı, SSK'lı mı, diye soruyor. O zamanlar ben ve arkadaşlarım SSK'lı. 'Alamayız' dediler. Bizi SSK hastanesine gönderdiler. Birkaç gün Bolu'da yattıktan sonra İstanbul'a geldik. Biz bunları yaşadık.

Şimdi sıkıysa herhangi bir hastane, hastayı kapıdan geri çevirsin. Böyle bir şey yok. Geri çeviremez. Bakın buna özeli de dahil, çeviremez. Eğer böyle bir muamele yapıyorsa bedelini öder. Eğer biz devletsek bu ülkedeki bütün bu kurumlar, milletin evlatlarına en azından ilk müdahaleyi yapmak zorundadırlar."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :