Dua, kulun Rabbe fiilen ve lisanen dönüşü, ona yakarışı, O’nun olduğunu itiraf edişi ve O’nu yardıma çağırışıdır.Bizim kitabımız Fatiha duasıyla başlar, Felak ve Nâs dualarıyla sona erer. Diğer surelerde geçen yüzlerce ayette de makbul dua örnekleri sunulur. Onlar, peygamberler başta olmak üzere Sâlih kulları yakarışlarıdır. Rabbimiz şöyle buyurur:“Ben dua edenin çağrısına cevap veririm… Kullarım Bana dua etsinler ve Bana güvensinler ki doğru yolu bulalar.” (2/186)“Duanız/kulluğunuz olmasa Rabbim sizi neylesin!” (25/77)Her anı, her eylemi, her olayı dua fırsatı olarak değerlendiren Peygamberimiz de duaya büyük önem verir. “Dua ibadetin özü, müminin silahıdır” buyurur ve bizlere en özlü ve en anlamlı dua örnekleri sunar. İşte onlardan biri de ağzı dualı peygamberin üç aylar girince okuduğu şu bereket duasıdır: “Allahümme bârik lenâ fî recebe ve şa’bân ve belliğnâ ramazân!”Allahım, Receb ve Şabanı bize mübarek kıl, ve bizi Ramazan’a eriştir. Duada öncelikle şunlar dikkatimizi çekmektedir:Dua çoğul kalıpla gelmiştir. Bu, İslam’ın cemaat dini oluşunun açık kanıtıdır. Zira İslam insanı, kendinden ibaret değildir. Kendinin mutlu olması, onun mutluluğu için yeterli değildir. Çünkü o, peygamberi gibi kendini insanlığa adayan kimsedir. Şu haram ayda İslam coğrafyasında kardeşlerinin kanı dökülürken, gözyaşı sel olurken Müslüman nasıl rahat etsin ki?Onun için, sadece bana değil; bu ayları bize mübarek kıl, onlar hepimize bereket, hayır ve huzur getirsin Allah’ım..Bereket, bugün kendisine hasret çektiğimiz bir kavram. Bereket, sayı çokluğu ve rakam kalabalığı değildir. Bereket, celal ve ikram sahibi olan yüce Allah, (Tebarekte yâ zel celâli vel ikrâm) ile irtibatlı olmak, onunla hayır ve huzura ermektir. Dua, tıpkı diğer dualar gibi Allahümme / Allahım ifadesiyle başlıyor. Allahım ifadesi, kulun Allah’a ait olduğunun farkına varıp O’ndan kulunu sahiplenmesini istemektir. Telaffuz ve manasıyla ne kadar tatlı, haz verici, sıcak bir ifade Allahümme / Allahım…Receb ayı, kulların barışa hazırlamak için savaşın Allah tarafından yasaklandığı dört haram aydan biri. Ne hazin ki haram aylarda bile, barış insanı olan Müslümanların kanı akmaya devam ediyor. Haramzâde müstekbirler, bu konuda da Allahın yasasını çiğnemeye devam ediyorlar. Bir rivayette belirtildiği üzere, Receb Alahın ayı, Şaban peygamberin ayı, Ramazan ise ümmetin ayıdır. Aslında tüm yer ve zamanlar Allah’ındır. Ama Receb’in özellikle Allahın ayı olarak nitelenmesi, insanları onun hürmetine riayet etmeye yönlendirmek içindir.Müslümanlar için bu aylar bir kulluk muhasebesi, iman ve amel testi için önemli fırsatlardır. Kuran ayına ve belki de yarın kadar yakın olan ölüm sonrası hayata hazırlanma fırsatıdır. Bu ise Kur’anla olacak, oruçla olacak, dua ile olacak, infakla olacak, kardeşlik ve diğer erdemleri yaşamak ve yaşatmakla olacak. İşte o zaman bu aylar bereketlenecek, hayatımıza güzellikler getirecektir. Ve bizi Ramazan’a eriştir. Hz. Peygamberin bu ifadesinde hayra doyumsuzluk vardır. O, uzun yaşamayı, bereketli bir ömür sürmeyi istemiştir hep. Çünkü ramazan Kur’an ayı, Ümmet ayı, infak ve ibadetler ayı. Çünkü Ramazan kullukta yoğunlaşmak, iman ve İslam rekoltesini yükseltme ayı. “Allahümme bârik lenâ fî recebe ve şa’bân ve belliğnâ ramazân!”Allahım, Receb ve Şabanı bize mübarek kıl, ve bizi Ramazan’a eriştir. Mübarek olsun efendim.