Hüzünlü Sonbahar

Hüzünlü musikimizin bir çeşit makamına rastlarsanız Sonbaharda. Sararan yapraklar, solan çiçekler bu hüzünlü makamın içli nağmeleridirler.

Sahillere vuran dalgaların iyice azgınlaştığı bu mevsim, matemli günlerin habercisidir.

Hele kuşlar, böcekler bu korkulu günler kanat açar gibi tevekkülle yaklaşırlar.

Hüzünlü sonbaharları her şeyi ile ruba benzetebiliriz. Sonsuzluklara doğru bir gidişi sergiledikleri için…

Bizlere bütün cömertliğiyle kucak açan bir mevsim ama çoklarımızın gözünde Sonbahar bir başka hüzünlüdür.

Fakirin çilesi bu ayda başlamaz mı?

Daha çok düşünenlerin mevsimidir bu mevsim.

Siz güllerin demet demet gonca gonca açıldığını aldanmayın. Kara bulutların üzerimize çökeceği günler yakın, çok yakın….

Bu mevsimde denizlerdeki balıklar bile kaygılıdır.

Kırlarda, derelerin, taşların diplerinde saklı duran tavşanların bile yüreği hop hap eder durur.

Bazılarımıza göre de oh en güzel dünya ve ne güzel mevsim…

Göçmen kuşlar çoktan itmiş sıcak iklimlere… kuluçkaya bile yatmış olmalıdırlar.

Hacıbabalar (Leylekler) oralardaki ziyaretlerini çoktan bitirmişlerdir bile…

Ağustos böcekleri ile karıncaların o evrensel hikayelerini babaanneler torunlarına döne döne anlatıyorlardır elbet.

Sobalarımızın eskiye dönük anılarımızı tazelercesine gürül gürül yanışı, is kokan boruların eğri büğrü görüntüleri bir yana, kırkyıl öncesindeki günlerde ormandan yükledikleri odunları gıcırdata gıcırdata, kaplumbağa görünüşlü kağnı arabaları ile pazara çeken köy sürücülerinin yerini dev kamyonların egzoz sesleri aldı yürüdü.

Hey gidi günler hey…

Haydi sana yine elveda hüzünlü sonbahar…

Seneye sağ kalırsak yine görüşmek üzere elveda…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.