HİSDER (Hikmet, İlim ve Sanat Derneği) nin Selçuklu Belediyesi Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi’nde düzenlediği Cuma toplantısında Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Dernek Başkanı Prof. Önder , “Türkiye’de Anayasalar” konusunda bilgi verdi.

Prof. Önder Kutlu, konuşmasının başında Türkiye’de Anayasların geçirdiği sürece değindi.  İlk Anayasa Kanun-ı Esasi 23 Aralık 1876’da ilan edilmiş, 1878’de 2.Abdülhamit tarafından Osmanlı – Rus Savaşı gerekçe gösterilerek askıya alınmıştır. 24 Temmuz 1908’de yayınlanan bir tebliğle 1876 Anayasası yeniden yürürlüğe sokuldu. 1921 Anayasası, Kurtuluş Savaşı’nın yönetilmesini sağlamıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra yapılan 1924 Anayasasın’da  İngiltere kanunları esas alınmıştır.

Yasama – Yürütme – Yargı üçlüsünün anayasalardaki rolüne değinen Prof. Önder Kutlu, halkın seçtiği parlementodaki milletvekillerinin aracılığıyla yasama görevinin yapıldığını, 1960 ihtilalinden sonra ilk defa Anayasa mahkemesinin kurulduğunu belirterek “ halk hata yaparsa düzeltilir”. Meclisin yanında senato oluşturulmuştur. İhtilali yapanların kendilerini güvene almak amacıyla “ doğal üye” olarak görevlendirmişlerdir. 1961 Anayasası, CHP’nin etkisiyle en mükemmel anayasa olarak lanse edilmiştir. 1968 öğrenci olayları sonucu olarak üniversite çalışmaları hız kazanmıştır. 12 Mart 1971 İhtilalinden sonra kanun hükmünde yasa çıkarma yetkisi verilmiştir. Askeri yargı güçlendilmiştir.

Prof. Önder Kutlu, konuşmasının devamında “ Türkiye’de anayasalar bir sarkaç gibi bir uçtan bir uca gitmektedir”. HSYK, YSK, Anayasa Mahkemesi bir anda aldığı kararlarla meclisin önüne geçebilmektedir. Bir çok düzenleme anayasanın ilk üç maddesi gerekçe gösterilerek iptal edilebilmektedir. 1982 Anayasası ile iki meclis tek meclise düşürülmüş, “İşçi sendikalarının yerine işveren sendikaları ön plana çıkarılmıştır” dedikten sonra ABD anayasasının sadece 8 maddeden oluştuğunu zamanla kölelik, ateşli silahlarla lgili değişiklikler yapılmıştır.

Konuşmasının sonunda Prof. Önder Kutlu, Anglosakson ülkelerde “güçlü toplum, zayıf devlet “ anlayışının bizde tam tersi olduğunu, şu anki anayasanın ihtiyaçlara tam cevap veremediğini belirtti.