Av. Yasemin Bezirci

Av. Yasemin Bezirci

Hep Şikâyet Var

Ne çok şikâyet ediyoruz değil mi? Neredeyse her konuda bir şikayetimiz var. Şikâyet ede ede ömür geçiriyoruz geçirmesine de, şikâyet etmek problemimizi çözüyor mu?

Yaşadıklarımızdan şikâyetimiz var; arkadaştan, görümceden, gelinden,  şehirden, trafikten... O kadar çok şikâyet ediyoruz ki; şikâyet etmekten çözüm üretme aşamasına bir türlü geçemiyoruz. Birileri gelip çözüm bulsun, hatta eli değmişken bir de çözsün, gitmeden de bulaşığın yıkayıp, çayı da koysun istiyoruz. İsterken ve şikâyet ederken en önde gidiyor, sıra çözüme geldiyse sırra kadem basıyoruz. Ne de olsa böylesi daha kolayımıza geliyor.

 

       “Hep böylesin zaten, insanlar bana hep böyle yapıyor, hep haksızlığa uğruyorum, bana hep böyle davranıyorlar, bana laf mı etti o, bana güler yüzlü davrandı ama kesin altında bir şey var, neden bu tip insanlar beni buluyor?” Sorularını sora sora soruları tükettik. Her soruya da onay almak için yahut haklılığımızı cümle âleme duyurmak için sorduk. Sandık ki; bunu böyle yapınca bir şeyler değişecek ya daha elimize bir şey geçecek. Sonuç hiç umduğumuz gibi olmadı. Biz şikâyet ettiğimizle kaldık, o sinirsel gerginlikler de yanımıza kâr kaldı...

 

Nereye gitsek hep aynı terane...

Böyle iş mi olur, böyle mi yapılır, böyle gençlik mi olur? Sorular belli, sorunlar belli de; ya çözüm?

Şikâyetleri dinlerken; dinle dinle bitmiyor. Tek bir soru ise; ortalığı buz kesmeye yetiyor: Peki çözüm ne?

Çözüm deyince sessizleşiveriyor bir anda ortam; söylenmek ne kadar kolaysa, çözüm de o kadar zor geliyor. Elini kimse taşın altına sokmak, sorumluluk almak istemiyor. Kahraman olmak içinse; işte bu noktada biraz cesaretli olmak gerekiyor. Cesaret olmadan değişim olur mu hiç? Sahi; çözüm ya da değişim istiyor muyuz?

 

       Nedir gayesi bu şikâyet edenin? Değişim mi, çözüm mü? Belki de hiç biri... Peki, öyleyse neden şikâyet ediyor? Bizleri germek için mi? Haklı olduğunu mu duymak istiyor? İyi de, şikâyet; insanı germek dışında başka pek bir işe yaramıyor gibi...

 

       Benim değerli okuyucum; şikâyet, çözüm sunanın hakkıdır. Bize önce sorunun tespitini yapmak, ardından çözüm yolları bulmak yakışır. Sorunu tespit edip de, bir kaç çözüm yolu bulduktan sonra da geriye kolları sıvamak kalıyor. Bir seçenek daha yok mu? Var. Şikâyet etmemek... Kolay mı? Değil... Peki, hangisi daha zor? Probleme çözüm üretmek mi, problem olarak gördüğümüzü dile getirmek mi?

 

       Ufakta olsa bir adım atmalı... İlk adım her zaman en zor olan adımdır da; kolay olsa da anlamı kalır mıydı? Peki, insan her şeyi sineye çekerek yaşar mı, taş olsa çatlamaz mı?

 

       Şikâyet ettiklerinize bir bakın kıymetli okuyucularım. Sonra en ufağından, çözüm için kıpırdanmaya başlayın. Unutmayın; çıkmamış candan umut kesilmez...

 

       Hayatta ki tüm sorunların çözüme ulaşması ümidiyle, haftaya görüşmek üzere…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.