HDP Grup Başkanvekili Baluken:

HDP Grup Başkanvekili Baluken:

"Yerel yönetimlere, halkın oyuyla seçilen belediye başkanlarına ve belediye meclis üyelerine, doğrudan kayyım atanması suretiyle bir darbe yapılmıştır"

TBMM (AA) - HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, "Yerel yönetimlere, halkın oyuyla seçilen belediye başkanlarına ve belediye meclis üyelerine, doğrudan kayyım atanması suretiyle bir darbe yapılmıştır." dedi.

Baluken, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin yeni bir darbe gününe uyandığını ileri sürerek, "15 Temmuz darbe girişimi tarihe nasıl not geçtiyse 2 Eylül darbe anlayışı da aynı şekilde tarihe not düşecektir. Sarayın ve AKP'nin bugün itibarıyla yürürlüğe koyduğu KHK'lar, 12 Eylül, 28 Şubat, 15 Temmuz gibi ülkenin demokrasisini kesintiye uğratan darbeler silsilesinin kendisidir." örüşünü savundu.

Yürürlüğe giren üç KHK ile açık bir şekilde Meclis iradesine karşı darbe yapıldığını savunan Baluken, TBMM Genel Kurulunda siyasi partilerin uzlaşarak torba yasa tasarısından çıkarılan birçok hususun, KHK olarak Türkiye toplumuna dayatıldığını söyledi.

Baluken, "Yerel yönetimlere, halkın oyuyla seçilen belediye başkanlarına ve belediye meclis üyelerine, doğrudan kayyım atanması suretiyle bir darbe yapılmıştır. Meclis iradesine doğrudan darbe yapan anlayış, belediyeye kayyım atama düzenlemesi yapmak suretiyle, halk iradesine de doğrudan darbe yaptığını açık bir şekilde bütün kamuoyuna göstermiştir." ifadesini kullandı.

- "CHP pozisyonunu sorgulamalı"

Bu darbe anlayışının yine bilimsel, demokratik, tarafsız ve özerk alanlar olması gereken üniversitelere de uzandığını iddia eden Baluken, sözlerini şöyle sürdürdü:

Barışa imza atan akademisyenlerin neredeyse tamamının görevden alınmış olması, savaşı kutsayan bir pratikle karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Aynı şekilde kamuda 41 bin 811 kişinin tasfiye edilerek görevden alınması da Türkiye'de yasaların ve Anayasa'nın tamamen askıya alındığı, mevcut durumda fiili bir darbe uygulamasıyla karşı karşıya olduğumuzu açık bir şekilde göstermektedir.

MHP ve özellikle CHP'nin pratiklerinin, politikalarının, Türkiye'yi bir darbe ve diktatöryal sistem cenderesinin içine attığını üzülerek ifade etmek istiyoruz. Biz, MHP'ye bir şey demiyoruz. Tamamen, AKP'nin arkasında yedeklenen bir siyasi partiyle ilgili burada çok fazla ifade edeceğimiz bir şey yok. Ancak CHP'nin özellikle 2 Eylül darbesinin yürürlüğe girmiş olduğu bu günde, bugüne kadarki siyasi pozisyonunu çok net bir şekilde sorgulaması gerektiğini düşünüyoruz."

Başbakan Binali Yıldırım'ın "65. Hükümeti̇n İlk Yüz Günü" değerlendirme toplantısında yaptığı açıklamaları anımsatan Baluken, "Başbakan'ı dinlediğimizde, sadece bugün birkaç saat içerisinde 30 kişinin yaşamını yitirdiği bir ortamda son derece ciddiyetsiz bir şekilde, 'Çözüm mözüm yok' diyor. Savaşı devam ettireceğinin mesajını veriyor. 30'a yakın insan birkaç saat içinde yaşamını yitirmiş Başbakan'ın bu can kayıplarına yaklaşım düzeyine bakın. Başbakanlığa getirildiği dönemde AKP tarafından 'düşük profilli' olarak tanımlanan bu kişi belli ki böyle 'düşük profili' tanımını felanda hak etmiyor." dedi.

Baluken, Efkan Ala'nın içişleri bakanlığından istifa etmesine ilişkin sorulan soruya ise "Ağar, Çiller, Güreş döneminin kirli savaş politikalarının prensi, bu kan deryası içerisinde eğer 'performans düşüklüğü' üzerinden içişleri bakanı olarak görevlendirilmişse demek ki büyük bir savaş ve kaos planlaması var önümüzde." yanıtını verdi.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :