Prof. Dr. Ali Akpınar

Prof. Dr. Ali Akpınar

Hayat kitabı Kur’ân

Hayat kitabı Kur’ân aydınlığında hayatı anlamlı hale getirmek

Kur’ân oku oku-yat yahut edebiyat kitabı değil, hayat kitabıdır. Hayat Düsturumuz olan Kur’ân-ı Kerîm, doğumundan ölümüne insanı çekip çeviren ve onu en güzel şekilde yöneten kitaptır. İman adamı hayatını Kur’ân’a göre programlar, söylem ve eylem dünyasını Kur’ân’a göre oluşturur.

Kur’ân’ın muhtevasına baktığımızda insanı ilgilendiren her şeyin temel ilkelerinin onda belirlendiğini görürüz. Kur’ân, öncelikle insanı problemsiz bir hayatın içerisinde tutmaya çalışır. Buna rağmen problemler söz konusu olduğunda ise, onları en doğru bir şekilde tespit ve teşhis eder; onlar için en sağlıklı çözümler önerir.

Sözgelimi abdest ayeti ile Kur’ân’da insanın elini yüzünü nasıl yıkayacağı açıklanır… Yine Kur’ân’da insanın ne yiyip içeceği açıklanır, nasıl giyinip kuşanacağı açıklanır, nasıl yürüyeceği açıklanır; gözünü kulağını ve diğer organlarını nasıl kullanacağı açıklanır; aile yuvasını kurarken ve yaşatırken takip edeceği kurallar açılanır; bir başkasının evine geldiğinde kapıyı nasıl çalıp izin isteyeceği açıklanır; insanın Rabbine, kendine ve başkalarına karşı görev ve sorumlulukları açıklanır…

Bu nedenle Müslüman bir işe niyet etmeden ve o işe başlamadan önce Kur’ân’a, onun yorumu demek olan Sünnete danışır. Allah ve Rasülünden onay aldıktan sonra i işe başlar. Allah ve Rasülünün onaylamadığı işlerden de uzak durur.

Kur’ân’a göre müslümanın yaptığı her niyetin, her düşüncenin, her sözün ve her işin bir adı vardır. Buna göre müminin içerisinde bulunduğu bu kalp, akıl, dil ve diğer organların yapacağı her eylemin Kur’ân’a göre bir değerlendirmesi vardır. Buna göre üretilen bu iş ya helaldir yahut ya haram; ya sevaptır yahut günah; ya iyidir yahut kötü; ya hayırdır yahut şer; ya kazandırır yahut kaybettirir.

Bu açıklamalardan sonra şimdi soralım, Kur’ân bizi ne kadar yönetiyor?

Kararlarımızı verirken Kur’ân’a ne kadar danışıyoruz?

Yapıp ettiklerimizin ne kadarını Kur’ân’a danışıyoruz?

Kur’ân bizim kaçıncı önceliğimiz?

Ve Kur’ân’ın şu uyarıları bizim için ne anlama geliyor?

İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece «İman ettik» demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar? (29/2) İman sınavında olduğumuzu biliyor muyuz?

Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun. (9/119) Peki biz, kimlerle beraberiz, niçin?

Zulmedenlere meyletmeyin/onlara ufacık bir eğilim bile göstermeyin; yoksa size ateş dokunur (cehennemde yanarsınız). Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra (O'ndan da) yardım göremezsiniz! (11/113) Peki biz kimlere destek çıkıyoruz, niçin?

Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (4/135, 5/8) Kararlarımızda ümmetin menfaat ve maslahatını ön planda tutabiliyor muyuz? Yoksa nefsî basit planların içinde miyiz?

Dikkat edin yaratma da Allah’ındır, yönetme de? (7/54) Peki, bizi Yaratıcımız yönetiyor mu? Yoksa bizi çekip çevirenler bizi yaratanın gayrındaki güçler mi?

Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır. (67/14)

Şimdi bu uyarılar ışığında karar verme zamanı. Ya O’nun olacağız, ya O’nun olacağız. Müminler olarak başka alternatifimiz yok ki!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.