Hayallerinizin peşinden koşun

Hayallerinizin peşinden koşun

Dünya motosiklet şampiyonu milli sporcu Kenan Sofuoğlu, bir dizi programlar için geldiği Konya’da gazetemize özel açıklamalarda bulundu.

Sofuoğlu, “Benim kariyerim, motosikletteki başarılarım ilkokul sıralarından geliyor.  İlkokul sıralarındayken bile hayallerimde motosiklet yarışlarında dünya şampiyonu olarak yarışmak vardı. O hayallerin peşinde koşmak lazım. Ben hiç inanılmayacak bir hayalin peşindeydim ve bugün bu hayallerimi gerçekleştiriyorum” dedi.

Dünya motosiklet şampiyonu milli sporcumuz Kenan Sofuoğlu Gençlik ve Spor Bakanlığının organizesinde KYK’lı gençlerle birlikte “Yürek Seferi”ne başladı.

kenan-(8).jpg

Kredi ve Yurtlar Kurumu, gençlere sosyal sorumluluk bilinci kazandırmak, farkındalık oluşturmak ve çevresine duyarlı bireyler yetiştirmek amacıyla Kenan Sofuoğlu mihmandarlığında bir sosyal sorumluluk projesi daha düzenleyecek.

Hem mütevazı yaşantısı hem de başarılı spor hayatı dolayısıyla milyonların gönlünde taht kuran Kenan Sofuoğlu, KYK’lı gençlerle birlikte önemli faaliyetler gerçekleştirecek. Dünya Motosiklet şampiyonu olmasının yanı sıra yardım faaliyetleri ve gönüllü çalışmalarıyla da adını duyuran Sofuoğlu, KYK’lı gençlerle birlikte “Yürek Seferi” projesini başlatmış oldu. Sofuoğlu, proje kapsamında gençlerle birlikte huzurevi ve sevgi evleri ziyaretleri ile köy okullarının bakım ve tadilatı gibi pek çok alanda yapılacak etkinliklere katılıyor. “Kenan Sofuoğlu ile Yürek Seferi” projesinin ilki 4 Ocak’ta Konya’da, ikincisi 5 Ocak’ta Antalya’da gerçekleştirdi. Proje kapsamında emniyet müdürlükleri ve polisler de ziyaret edildi.

Konya’da okulları ziyaretinin ardından KADEM Karatay Gençlik Meclisinin davetiyle KTO Karatay Üniversitesinde öğrencilere konferansa gelen Dünya motosiklet şampiyonu milli sporcumuz Kenan Sofuoğlu, gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Sami Gediz’e konuştu. Konya ve spor hakkında düşüncelerini açıklayan Sofuoğlu, hayalleriyle hedefine ulaştığını da dile getirdi.

15895001_10155255583225348_6998375420583072511_n-001.jpg

KONYA’YI ÇOK BEĞENDİM

Konya’ya çok küçükken geldiği için hatırlamadığını, ilk defa geldiğini ifade eden Kenan Sofuoğlu, “Konya denildiği zaman ilk akla gelen Mevlana’dır. Onun sözlerini çok sever ve paylaşırım. Ben köken olarak Trabzonlu olmama rağmen Sakarya’da doğup büyüdüm. Sakaryalılar çok bağlıdır memleketlerine. Birde Konyalıların Konya’ya bağlı olduğunu çok sık duyuyoruz.  Daha önce Konya’ya yıllar önce küçükken gelmiştim. Konya’ya daha önce gelmek istedim.  Konya’ya ilk defa şimdi gelmiş sayılırım. Bu gelişimle de Konya’yı bolca gezme fırsatı buldum. Gerçekten güzel bir şehir ve KADEM’in daveti ile üniversiteye geldim.  KADEM’in Konya şubesine beni böyle bir güzel bir programa davet ettikleri için çok teşekkür ediyorum. Üniversite öğrencileriyle çok fazla program yapmıyorum ama burada öğrencilerle buluşmak çok güzeldi.  Konya’ya geldiğime çok memnun oldum ve burası da çok güzel bir şehir. Ben uzun zamandır da bu kadar kar da görmemiştim” dedi.

BAŞARILARIM İLKOKUL SIRALARINDAN GELİYOR

Öğrencilerle buluşmalarında hep hayallerin peşinde koşmaları gerektiğini ifade eden Sofuoğlu, “Konya’ya gelir gelmez birçok yere ziyaretlerde bulundum. Bunların içerisinde bir ilkokulu ziyaret ettim. Oradaki çocuklara şunu söyledim, “Benim kariyerim, motosikletteki başarılarım ilkokul sıralarından geliyor” İlkokul sıralarındayken bile hayallerimde motosiklet yarışlarında dünya şampiyonu olarak yarışmak vardı. O hayallerin peşinde koşmak lazım. Ben hiç inanılmayacak bir hayalin peşindeydim ve buğun bu hayallerimi gerçekleştiriyorum. Ne kadar imkânsız olsa da o hayallerin peşinde koşmak lazım. Bazen önümüze çok büyük engeller, aşılamayacak gibi görünen sorunlar çıkıyor. Her şeye rağmen sevdiğiniz işin peşinde koştuğunuz zaman başarı geliyor. Bunu kendi kariyerimden gençlere en büyük örnek olarak anlatıyorum. Sevdiğiniz işi yapın ve peşinde çok koşun. Çünkü koşturmadan hiç bir şey olmuyor.  Hatta yolun yarısındayken sık sık ‘Ben birdaha yapmayacağım, vazgeçiyorum’ dediğiniz zaman, doğru yoldasınız demektir. Ben hayatımda bunu cümleleri her yıl dedim. Çünkü yarışlara gittiğim zaman başarısız oluyorum. Her zaman da ‘bırakıyorum, tamam artık yapmıyorum ‘ dedim.  Her şeye rağmen bir gün sonra tekrar uyandığımda daha da güçlenerek uyandım. Daha iyi bir şekilde işime devam ettiğimi gördüm. Ben ilk 2007’de dünya şampiyonu olmuştum. Türkiye’den 2001 yılında yarışmaya çıktığımda, rahmetli ağabeylerim beni Avrupa’ya yollamıştı. Bu vesilelerle Rabbim beni bir kere dünya şampiyonu olmak yerine 5 kez dünya şampiyonu yaptı.  Bu başarıların yükselmesinin en büyük nedeni de yaptığım işi severek yapmamdı. Annem, babam veya ailemin zorlamasıyla bir iş yapmadım. Yaptığım işi seviyorum ve halen sevmeye devam ediyorum” diye konuştu.

AĞABEYLERİMİ HEP ÖRNEK ALDIM

Emekliliği düşündüğünü de ifade eden Sofuoğlu, "2017 sezonunda yarışıp durumuma bakacağım. Hala şampiyon olabiliyorsam belki bir yıl daha devam edebilirim ama büyük ihtimalle 2-3 yıl içerisinde emekli olmuş olurum. Emekliliği düşünüyorum ama devam etmemdeki en büyük sebep, yetiştirdiğim öğrenciler, daha dünya şampiyonasına çıkacak seviyede değiller. Yetişmeye devam ediyorlar. Toprak Razgatlıoğlu büyük ihtimalle iki yıl sonra dünya şampiyonasında yarışmaya başlayacak ve artık bayrağı devralma seviyesine gelecek. Daha genç yaşlarda Can, Deniz ve Bahattin adında 3 sporcum daha var. Onların başarısını görmek benim başarımdan daha iyi olacaktır. Ben inanıyorum ki 3-4 yıl içerisinde 5 sporcuyla dünya şampiyonasında yarışacağız. Bu rakam size az gelmesin. Motor sporlarında dünya şampiyonasında 5 sporcu yarıştırmak kolay değildir. Ülkemiz motor sporlarında adım adım ilerliyor. İnşallah ilerleyen yıllarda daha fazla sporcuyla yarışacağız." İfadelerini kullandı. İnsanların her zaman sevdiği işi yapması gerektiğine dikkati çeken Sofuoğlu, öğrenciliği döneminde Türkiye'de motosiklet yarışının olmadığını ifade etti. Ağabeylerini hep örnek aldığını da ifade eden Sofuoğlu, "Onlar gibi yarışan bir sporcu olmak istiyordum. Allah daha ilerisini nasip etti. Avrupa ve dünya şampiyonalarında yarıştım ve şampiyon oldum. İşimi çok severek yaptığım için de hiçbir zaman bıkkınlık gelmedi. Bazen vazgeçtiğim zamanlar oldu ama onlar anlıktı. Yine geri dönüp, işime sarılıp mücadeleme devam ettim. Bunun sonucunda beklediğimizden daha fazla şey Allah tarafından bize verildi" dedi. 32 yaşındaki milli sporcu, 17 Ağustos depreminin iki gün öncesi başlayan ancak depremle enkaza gömülen hayallerine tutunarak nasıl zirveye çıktığını da paylaştı.  "Hikayem 1999 yılında başladı. İlk drag yarışıma katıldım. O zaman evde motorcu abilerim var. Benim de yarışmamı istemiyorlardı. Meslek Lisesi'ne gitmemi istiyorlar. Babamın tamirhanesi ancak kendisini ve iki kardeşimi idare ediyordu, benim başka bir yerden hayatımı kazanmam gerekiyordu. Ama hayalim abimler gibi yarışçı olmaktı. Kaderim Sinan abimin geçirdiği kaza sonrası sakatlanması üzerine değişti. Motor boşa çıkınca babama yalvardım ve yarışmak için ikna ettim. Drag yarışına katıldım ve kazandım. Ancak iki gün sonra 17 Ağustos depremi olunca 16 yaşında tüm hayallerim bitti. Ailece her şeyimizi kaybettik ama yaşıyorduk. Allah'a şükrettik, çalışır her şeyi baştan yaparız dedik ve üç kardeş tekrar yarışacak duruma geldik.

ANLAŞMADA KARDEŞ ŞARTI

O zaman bir firma bize sahip çıktı, üç kardeş olarak yarıştırdı. Rahmetli Bahattin abim anlaşma yaparken 'En küçük kardeşime de motor verip yarıştıracaksınız' şartını koşmuş. Bugün bir yerlere geldiysem ailem sayesindedir. Biz üç kardeş yarışırken aileme çok büyük baskı vardı. 'Nasıl izin veriyorsunuz' diye. Doğduğundan beri motorla büyümüş Bahattin abim evinin önünde karşıya geçerken bir arabanın çarpması sonucu vefat edene kadar.  İnsanlar o gün anladı ki, eceli getiren motor değil! Ancak 2008'de diğer abim Sinan motor yarışında yaşamını yitirdi. Hayatı boyunca motordan inmeyen babam ise 54 yaşında kanser nedeniyle öldü.

NEDEN MOTO GP DEĞİL DE SUPERSPORT'TA YARIŞIYOR?

Herkesin çok merak ettiği bir konu var, 'Kenan nerede yarışıyor' diye... Dünyada 5 tane şampiyona var. Moto GP en popüler olanı, Formula 1 gibi özel araçların boy gösterdiği bir klasman. Benim yarıştığım ise Supersport. Mesela organizasyon, Türkiye'de bir yarış düzenler, 10-15 milyon Euro para kazanır. Türkiye onlara para getirmez çünkü yarışa katılan çok fazla Türk sporcu yok. Onlar 10-15 yarışçının olduğu İspanya, İtalya gibi ülkeleri tercih ediyor. Oralarda yılda üç yarış yapılır. Hangi Türk firması çıkmış da Türkiye'de motor sporlarına, sporculara destek vermiş! Rakamlar20-30 milyon Euro gibi çok yüksek... Şimdi bunları bilmeden oturdukları yerden 'Kenan Moto GP'de yarışamıyor' diye sallıyor.

BABAM CAMİYE GİDİNCE BİZ MOTORLA KAÇARDIK

Biz çocukken babamın tamirhanesinde o namaza giderken Sinan abimle motorları alıp kaçardık. O camiden gelmeden dönmüş olurduk. Ama kaza yaparsak sıkıntı olurdu. Babamı birçok kez müşterilerin kaza yaptığımız motorlarını satın almak zorunda bıraktık. Allah rahmet eylesin, maddi açıdan hem bize çok destek verdi hem de kahrımızı çok çekti. Şimdi düşünüyorum, çocukken bu yaptıklarımız aslında ne kadar yanlış, ne kadar ayıp şeylermiş. 

İLK SPONSORUM ABİMDİ

2003 yılında İzmit'teki Körfez Pisti'nde düzenlenen Balkan Şampiyonası'nda ilk üçe girip iki abimle birlikte kürsüye çıkmıştık. O günü unutamam. Bir diğer unutmayacağım kürsü ise 2007 yılında Almanya'da babamın önünde ilk kez kürsüye çıktığım yarıştı. Türkiye'deki şampiyonaları saymıyorum çünkü o yarışlar hep Sofuoğlu kardeşler arasında geçerdi. Gerçek bir şampiyona sayılmazlardı. İlk sponsorum Bahattin abimdi. Arabasını satıp beni yarışlara sokmuştu. Bir sezonun maliyeti 15 bin Euro idi, ki bu rakam bu organizasyon için pek bir şey sayılmazdı. 17-18 yaşında Almanya'ya gittim. Beş param yoktu. Dil bilmiyorum, çalışamıyorum. Bahattin abim harçlığımı yollardı.

EŞİM TUTKUMA SAYGI DUYUYOR

2002-2008 arası Avrupa'da yalnız yaşadım, o ara evlenmeyi çok istedim ama maddi zorluklar vardı. Annem sürekli 'yabancıya gitmesin' diye bana birisini arardı. Kadere bakın ki, Hollanda'da yarışlarımı izleyen bir aile vardı, eşimle bu vesileyle tanıştık. Çocuğumuz nedeniyle artık yarışlarımı izleyemiyor. Ama yaptığım sporu nasıl sevdiğimi çok iyi biliyor. Sami Gediz – Memleket