Hasta Hakları Platformu (HAK) tarafından, “Hasta Mahremiyeti” çalıştayı düzenlendi.

MÜSİAD Konya Şubesi Toplantı Salonunda düzenlenen çalıştay, Kur’an-ı Kerim tilaveti, sinevizyon gösterimi ve protokol konuşmaları ile başladı. Çalıştayın ilk oturumunda Hasan Yel, “Hasta mahremiyeti” konusunda yapılan anketle ilgili, Kubilay Özer ise “Çalışanlar açısından hasta mahremiyeti”  konusunda sunum yaptı.

MAHRETMİYETİN SOSYAL VE DİNİ BOYUTU

Prof. Dr. Halit Çalış’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen çalıştayın ikinci oturumunda; Op. Dr. Ahmet Nihat Baysal “Kurum ve hekim açısından hasta mahremiyeti”, Prof. Dr. Ahmet Yaman “İslam hukuku açısından hasta mahremiyeti”, Sosyolog Erhan Tecim de “Hasta mahremiyetinin sosyolojik değerlendirmesi” başlıklarında konuşma yaptı. Konuşmasında hasta mahremiyetiyle üniversite, özel, kamu tüm hastanelerde sıkıntılar yaşandığını vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Yaman, “konuya Hipokrat üzerinden “Söz konusu hastalıksa, sağlıksa gerisi teferruattır” anlayışıyla gidilmesi bizim medeniyet ve kültürümüzle bağdaşmaz” dedi. Tıbbi uygulamaların fetvası konusunda hassas davranılması gerektiğini belirten Yaman, “Spiral için önce diyanet başkanlığı tarafından caiz fetvası verildi. Sonra bu yanlıştan dönüldü. Sağlıkla ilgili bir konu hakkında fetva verilirken sonuçları, arka planı dikkatle ele alındıktan sonra verilmelidir” diye konuştu. Sosyolog Yrd. Doç. Dr. Erhan Tecim ise, mahremiyetin göreceli olduğunu, kendisinin de bu fikrini desteklediğini belirterek, “Mahremiyet nerede başlar, nerede biter? Sorularının cevabının hastanın kendisi olduğunu söyledi. Tecim, hastanın sağlık ve mahremiyet arasında bir tercihte bırakılmaması gerektiğini ifade etti. Mahremiyet konusunda en önemli unsurun eğitim olduğuna vurgu yapan Op. Dr. Ahmet Nihat Baysal, "yoğun bakımlarda kadın hastaya, kadın personel; erkek hastaya, erkek personel baksa daha iyi olmaz mı?” değerlendirmesi üzerine; böyle bir durumun özelde kıymetli olacağını ancak kamu kurum ya da özel sektör ayırt etmeksizin çok zor olduğunu, çünkü nöbet sistemiyle çalışan bir kurumda nöbetçi ekibi kadın hasta ya da erkek hasta sayısına göre ayarlamanın mümkün olmadığını belirtti.

MAHREMİYETİN HUKUKİ VE MEDYA BOYUTU

Sosyolog Yrd. Doç. Dr. Erhan Tecim’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen son oturumda ise Klinik Psikolog Merve Aslan “hasta mahremiyeti ihlali ve insan psikolojisi”, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı, İç Anadolu Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Adem Alemdar “mahremiyet ihlalinin medyadaki yansıması”, Avukat Hasibe Özlem Çepni ise “hukuk ve hasta mahremiyeti” konularında sunum yaptı. Klinik Psikolog Merve Aslan Konuşmasında mahremiyetin kişileri ilgilendiren bir konu olmanın ötesinde toplumsal yaşamı derinden etkileyen sosyal bir olgu olduğuna dikkat çekerek, “hasta mahremiyeti toplusal sorumluluk olmalı” dedi. Dinden uzaklaştıkça ahlaktan, ahlaktan da uzaklaşıyoruz. Ahlaksızlık artınca mahremiyet hassasiyeti azalıyor” diyerek konuşmasına başlayan Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı, İç Anadolu Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Adem Alemdar, “Medya bakımında hasta mahremiyeti kişinin kimliğiyle alakalıdır. Ünlü bir sanatçı veya önemli bir siyasetçi veya magazine teşne bir kişi ise medya bu kişiyle ilgili haberleri okutmak, reyting toplamak için mahremiyeti çok da fazla dinlemiyor. Aslında günümüzde ailesinin resmini sosyal medyadan paylaşıp gizli saklı bir şey bırakmayanlar için mahremiyet çok da önemli değildir. Türkiye basın özgürlüğü açısından zirvededir ancak söz konusu mahremiyet olunca haddini de aşmamalıdır” dedi. Hasta mahremiyetini hukuki açısından ele alan Av. Hasibe Özlem Çepni ise, Türkiye’nin hasta hakları konusunda 10-15 yıl öncesine göre önemli mesafe katettiğine dikkat çekerek hasta mahremiyetinin bu şekilde konuşuluyor ve tartışılıyor olmasının önemine vurgu yaptı. Hasta mahremiyeti çalıştayı bugün; masa müzakereleri ve sonuç raporlarının değerlendirilmesiyle sona erecek. Ferit Hepokur-Memleket