Harp Akademileri'nde mezuniyet töreni

Harp Akademileri'nde mezuniyet töreni

Törene, Cumhurbaşkanı Gül ile TBMM Başkanı Çiçek de katıldı

İSTANBUL (AA) - Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Yalçın Ataman, "Harp Akademileri olarak milletimizin bize duyduğu güvene layık olacak şekilde geleceğin komutanlarını en iyi şekilde yetiştirme yolundaki azim ve kararlılığımız bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da artarak devam edecektir" dedi.

Harp Akademileri'nin 166. mezuniyet töreni, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in de katılımıyla yapıldı. 

İstiklal Marşı'nın söylenmesinin ardından konuşan Orgeneral Ataman, seçkin ve saygın bir topluluğa hitap etmenin onur ve gururunu yaşadığını belirterek, bu anlamlı günde başta Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Harp Akademileri'nde emeği geçen tüm mensupları minnet ve şükranla andığını söyledi.

Ataman, içinde bulunulan dönemde bölgede ve dünyada Türkiye'yi de yakından ilgilendiren gelişmelerin süratli bir biçimde gerçekleştiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Ortaya çıkan bu gelişmeler, günümüzün güvenlik ortamını daha da karmaşık hale getirmekte, bu değişim süreci ülkeler arası çatışmaların doğasını, geleneksel tanımlamalarını, sınırlarını ve nihayet komutan ve karargah subaylarımızın kazanması gereken yeteneklerini önemli ölçüde etkilemektedir. Gelecekte klasik harpten asimetrik harbe kadar geniş bir yelpaze içinde her geçen gün daha da karmaşık hale gelen harekat ortamını önceden görerek, doğru değerlendirme ve planları yapabilecek, böyle bir ortamda bilgilerini kullanabilecek nitelikli karargah subayı ve komutanlara ihtiyaç duyulacağı aşikardır."

Ataman, bu düşünceden hareketle Harp Akademileri'nin 2030'lu yılların komutanlarını, günümüzün ve geleceğin olası ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde yetiştirmeyi en önemli görev olarak kabul ettiğine dikkati çekerek, bu doğrultuda kurmay subayların en yeni bilgilerle donatılmasının hedeflendiğine vurgu yaptı.

Bugün mezun olan kurmay subayların 2 yıllık eğitim süresi içerisinde eğitimlerinin önemli bir parçası olarak, yıl içerisinde kazandıkları bilgileri uygulamak ve yurt içinde belirlenmiş olan bölgelere askeri, coğrafi ve ekonomik analizleri yapmak amacıyla her yıl değişik bölgeleri içerecek şekilde teknik geziler icra ettiklerini anlatan Ataman, şöyle devam etti:

"Bu faaliyetler kapsamında tarihimizde önemli yer tutan savaşların yaşandığı alanları, ülkemizin resmi ve özel sektör sanayi ve altyapı tesislerini ve tüm bunların milli güce olan katkılarını yerinde incelemişlerdir. Öğrenci subay ve müdavimlerimiz, Harp Akademileri'nin yurt dışında görünürlüğünü artırmak ve benzer akademik eğitim öğretim kurumlarının faaliyetlerini yerinde görmek amacıyla yurt dışı teknik geziler icra ederek, 14 değişik ülkeyi ziyaret etmişlerdir. Bu faaliyetler esnasında karşılıklı tanıtım programlarının yanı sıra önceden üzerinde mutabakat sağladığımız konularda dost ve müttefik ülkelerin subaylarıyla karşılıklı brifing ve ortak seminerler icra etmişlerdir."

Ataman, bu öğretim yılında 68 öğrenci subayın dünyanın önde gelen akademi, üniversite ve bilim kuruluşlarına savunma ve güvenlikle ilgili çalışmalarını sunmak üzere davet alarak, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Harp Akademileri'ni yurt dışında başarıyla temsil ettiklerini dile getirdi.

Önümüzdeki 2014-2015 eğitim öğretim yılından itibaren dost ve müttefik ülke subaylarına İngilizce eğitim verilmeye başlanacağını belirten Ataman, 2013-2014 eğitim öğretim yılında akademilerinde 854 subay, 94 sivil öğrencinin eğitim gördüğünü kaydetti.

 

- Öğrenci ve ailelere hitap

 

Orgeneral Ataman, yeni mezun olacak subaylara seslenerek, şunları kaydetti:

"Sizlere burada kazandırmaya çalıştığımız sorgulayıcı, araştırıcı, öğretici özelliklerinizi mesleki yaşantınızın bugünden sonraki döneminde de geliştirerek, liderlik ve komutanlık yeteneğinizle bütünleştirerek, sizlere teslim edilecek olan kıta, karargah ve vatan evlatlarını, yaşadığımız bilgi ve iletişim çağının gereklerine göre eğitiniz ve yüceltiniz. Kurmaylık, şüphesiz ki Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en üst rütbe ve mevkilerinde hizmet etme fırsatı vermektedir. Ancak şunu unutmayınız ki, sizler kurmaylık saygınlığını muhafaza etmek ve güçlendirmek için büyük bir sorumluluğu da üstlenmiş bulunmaktasınız. Bu unvan ve sorumluluk, ancak ve ancak tevazu ile bütünleşirse bir değer kazanacaktır. Hepinize aileleriniz ve sevdiklerinizle beraber sağlık ve mutluluklar diliyorum."

Dost ve müttefik ülkelerin eğitim gören subaylarına da seslenen Ataman, "Bilgi, tecrübe ve katkılarınız, samimi ve yapıcı paylaşımlarınız sınıf arkadaşlarınız, öğretim elemanları ve komuta kademesi tarafından her zaman takdirle anılacaktır. Sizlerin, ülkelerimiz arasındaki diyalog ve dostluğumuzun güçlenmesine önemli katkılarda bulunacağınıza inanıyorum" diye konuştu.

Orgeneral Ataman, mezunların eş ve annelerine ise "Onların bugünlere ulaşmasında çok önemli katkılarda bulundunuz. Bundan sonra da onlara olan hoşgörü, anlayış ve desteğinizi devam ettireceğinize inanıyor, sizleri de kutluyorum" diye seslendi.

İki yıl boyunca dikkat ve itinayla yetiştirdikleri kurmay subayların, silahlı kuvvetlere taze ve dinamik bir güç katacağına inandıklarını belirten Ataman, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Genç kurmay subaylarımızın Türk mühendisi ve işçisinin ürettiği kendi Altay muharebe tankıyla, Atak helikopteriyle, milli savaş gemisi ve Hürkuş'la, kendi uydusu ve kendi savunma sanayinin ürettiği özgün harp, silah ve araçlarıyla aziz vatanımızın bekası ve yüce milletimizin selameti için her zaman canlarını seve seve feda edeceklerine olan inancımız tamdır. Harp Akademileri olarak milletimizin bize duyduğu güvene layık olacak şekilde geleceğin komutanlarını en iyi şekilde yetiştirme yolundaki azim ve kararlılığımız, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da artarak devam edecektir. Kurmay subaylarımızın vatan, millet ve silahlı kuvvetlerimize hayırlı olması temennisiyle hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum."

 

- Mezun öğrenciler adına konuşma

 

Mezun öğrenciler adına konuşan Deniz Harp Akademisi birincisi Uğur Yetkin, Türkiye Cumhuriyeti'nin vizyonuna ulaşma yolunda, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin vizyonunu gerçekleştirmek için olanca güçleriyle çalışacaklarını söyledi. 

Soğuk savaş sonrası dönemde küreselleşmenin de etkisiyle tehdit algılamalarının çeşitlendiğini belirten Yetkin, bu bağlamda güvenlik kavramının içeriğinde de bir paradigma değişikliği yaşandığını ifade etti. 

Yetkin, artık askeri güvenlik analizlerine, enerji, nüfus, ekonomi ve sosyal parametrelerinin de dahil edildiğine işaret ederek, şöyle devam etti:

"Değişen güvenlik algılamaları çerçevesinde artan konvansiyonel tehditlerin yanında, terörizm, yasa dışı göç, uyuşturucu, silah ve insan ticareti, deniz haydutluğu, siber saldırılar, etnik ve dinsel nitelikli çatışmalar da önemli tehditler olarak yer almaktadır. Bu kapsamda artık dünyanın bir ucunda meydana gelen bir kriz, dünyanın diğer ucunda yaşayanları etkileyebilmektedir. Değişen güvenlik algılamaları ışığında artık ordular sert güç aracı olmanın yanında, barışı destekleme, insani yardım, doğal afet yardım harekatı ve uluslararası görevlerde yumuşak güç unsuru olarak kamu diplomasisinin etkinliğinin artırılmasında kullanılmaktadır. Yeni mezun kurmay subaylar olarak, Afganistan'dan Aden Körfezi'ne kadar dünyanın birçok bölgesinde barışın tesis edilmesi ve korunmasında etkinlikle görev alan, Afrika kıtası açıklarında gemileriyle ülkemizin kamu diplomasisine katkıda bulunan bir kuvvetin parçası olduğumuzun bilincindeyiz."

Yetkin, milli savunma sanayindeki gelişmeler sayesinde artık Türkiye'nin milli gemi, tank, yakın gelecekte de savaş uçağını üretebilecek seviyeye ulaştığını vurgulayarak, bu konuda gelecekte ağırlıklı olarak milli savunma sanayine dayalı sistemleri üretecek olmanın heyecanını yaşadıklarını dile getirdi. 

Uğur Yetkin, aldıkları üstün nitelikteki eğitimi tecrübeyle birleştirerek görevlerini en iyi şekilde yerine getireceklerini vurguladı. 

 

- "Uluslararası işbirliği ve koordinasyonun önemini anladık"

 

Törende, mezun olan dost ve müttefik ülkelerden subaylar adına konuşan Gambiya'dan Bubacarr Bah da kendilerini ülkeleri ile Türkiye arasında "gönül köprüsü" olarak tanımladıklarını söyledi.

Kendilerini Türkiye'de hiçbir zaman yabancı hissetmediklerini aktaran Bah, dünyanın önde gelen saygın akademilerinden olan Türk Harp Akademileri'ndeki eğitim süresince kazandıklarını daha da geliştirdiklerini dile getirdi. 

Bah, eğitimlerde çok yönlü bilgi ve tecrübe kazandıklarını belirterek, müşterek harekat konularında bilgilerini geliştirdiklerini kaydetti.

Aldıkları eğitimleri kriz yönetiminden başlayarak, çeşitli harekatları kapsayacak şekilde kara, hava, deniz harekatlarında müşterek olarak planlama becerilerini geliştirdiklerini ifade eden Bah, eğitimdeki kapsamlı yaklaşım çerçevesinde uluslararası işbirliği ve koordinasyonun da önemini anladıklarına dikkati çekti. 

Bah, katıldıkları sosyal ve kültürel etkinlikler sayesinde de hem Türk insanını hem de ülkeyi yakından tanıma imkanı bulduklarını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Türk insanının cana yakınlığı ve misafirperverliği bizi çok mutlu etti. Harp Akademileri'nde samimi dostluk ve kardeşlik bağlarının bizler vasıtasıyla ülkelerimiz arasında kopmaz bağlar oluşturacağına yürekten inanıyoruz. Bu çok değerli dostluk ilişkisini geliştirmek, gelecek kuşaklara aktarmak bizlerin Türkiye'ye gönül borcudur. Büyük asker Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta barış, dünyada barış' özdeyişinde belirttiği gibi dünya barışına büyük katkı sağlayan Türk Harp Akademileri'nin mezunu olmaktan büyük gurur duyuyoruz."

Kaynak:Haber Kaynağı