"Hak-İş 7. Uluslararası Kadın Emeği Buluşması"

"Hak-İş 7. Uluslararası Kadın Emeği Buluşması"

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)- "Bugün dünyada, kadın hakları diye ortalığı inletenlerin siz hiç Doğu Guta'da son birkaç ayda katledilen binlerce kadın için tek bir söz ettiklerini duydunuz mu? Suriye'de çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan bir milyon insanı

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün dünyada, kadın hakları diye ortalığı inletenlerin siz hiç Doğu Guta'da son birkaç ayda katledilen binlerce kadın için tek bir söz ettiklerini duydunuz mu? Suriye'de çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan bir milyon insanın alçakça katledilmesi karşısında kıllarını kıpırdatmayanların kadın hakları konusunda söyledikleri sözlerin ne anlamı olabilir? Ben bunların hepsiyle konuşuyorum, hepsine bu soruyu soruyorum. Hadi buyurun, bu konuda da konuşun." diye konuştu.

Erdoğan, Ankara Spor Salonu'nda, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen "Hak-İş 7. Uluslararası Kadın Emeği Buluşması" programındaki konuşmasında, önce kadınlar arasındaki ayrımcılığı ortadan kaldırdıklarını hatırlatarak kadını hayatın her alanında hak ettiği konuma çıkartacak tedbirleri aldıklarını söyledi.

Bunun için kendilerine çok saldırıldığını ifade eden Erdoğan, "Akla hayale gelmeyecek ithamlarla provokasyonlarla iftiralarla uğraşmak zorunda kaldık. Hatta sırf bu sebepten, partimizi kapatmaya dahi kalktılar. Hamdolsun Allah'ın yardımı milletimizin desteğiyle tüm bu zorlukların üstesinden gelmeyi başardık." dedi.

- "Kadınlarımız, hayatın her alanında dimdik ayaktalar"

Bugün Türkiye'nin tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar kadın hakları bakımından da ileri düzeyde olduğunu aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Milletimize o zulümleri yaşatanların hiçbirinin artık bu ülkede esamesi dahi okunmuyor ama kadınlarımız, hayatın her alanında dimdik ayaktalar. Erkek ve kadın arasındaki üstünlük tartışması beyhude bir tartışmadır. Daha da ötesi insanları bölmeye yönelik her tartışma, yeni bir zulüm kapısının aralanması anlamına gelir.

Geriye doğru bir baktığımızda Afrikalı kardeşlerimizi yaşadıkları yerlerden kopartıp, uzak diyarlara taşıyarak kendilerine köle yapanların geride sadece zulüm bıraktığını görüyoruz. Sanayi devriminde adeta bir eşya muamelesi gören karın tokluğunun da gerisinde şartlarda çalıştırılan kadınlardan, çocuklardan artık geriye sadece acılar, utançlar kalmıştır. Şu anda dahi Asya'nın izbe köşelerinde daha çok ve daha ucuz üretim için en kötü şartlarda çalıştırılan kadınların varlığını biliyoruz. Kadınları tüm kötülüklerin kaynağı, şeytan, iblis olarak gören, bunun için onları çarmıha geren, işkence eden, yakan güya dini anlayışlar asırlarca bu dünyada hüküm sürmüştür. Dün çarmıha gerdikleri kadınları, bugün farklı yöntemlerle aşağılamaya, metalaştırmaya devam edenlerin cilalarını kazıdığımızda altından yine aynı zihniyet çıkıyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyada kadın hakları diye ortalığı inletenlerin, siz hiç Suriye'deki, Doğu Guta'da son bir kaç ayda katledilen binlerce kadın için tek bir söz ettiğini duydunuz mu? Suriye'de çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan bir milyon insanın katledilmesi karşısında kıllarını kıpırdatmayanların, kadın hakları konusunda söyledikleri sözlerin ne anlamı olabilir?" diye sordu.

- "Ey dünya ne kadar Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyorsunuz?"

Kendisinin bu isimlerle konuştuğunu anlatan Erdoğan, "Hepsine bu soruyu soruyorum. Hadi buyurun bu konuda da konuşun. Siz, Afrin'e Türk ordusunun girmesini konuşamazsınız. Biz, Afrin'e işgal gücü olarak girmedik, Afrin'deki teröristleri temizlemek için girdik. Bizim durumumuz budur. Afrin'i o teröristlerden temizleyip ardından sahiplerine teslim etmek için biz oradayız." diye konuştu.

Erdoğan, "Biz, 3 buçuk milyon Suriyeli kardeşimize ev sahipliği yapıyoruz. Ey dünya, acaba ne kadar Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyorsunuz? Sizin konuşmaya hakkınız yok ama bizim konuşacağımız çok şey var." ifadelerini kullandı.

- "Bunlardan kadın hakları savunucusu olur mu?"

Akdeniz'in karanlık sularında kaybolup giden on binlerce kadın ve çocuğun arkasından timsah gözyaşları döküldüğünü belirten Erdoğan, şunları söyledi:

"Samimi ortamda gözyaşı dökmeyenlerin, gerçek birer kadın hakları savunucusu olduğuna nasıl inanabiliriz? Bunlardan kadın hakları savunucusu olur mu? Bunlar sadece şovmen. Asla kadın hakları savunucu değil. Myanmar'da yaşadıkları yerde akıl almaz zulümlere uğrayan, canlarını kurtarmak için sığındıkları kamplarda insanlık dışı şartlarda hayatlarını sürdüren kadınlara el uzatmayanlar, nasıl kadın haklarından söz edebilir?"

Son çeyrek asırda Balkanlarda, Kafkaslarda, Türkistan'da yaşanan trajedilerin en büyük kurbanı olan kadınları gündeme getirmeyenlerin, kadın hakları çağrısının koskoca bir yalandan ibaret olduğunu söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Srebrenitsa'daki katliam sırasında, 'Çocukları küçük mermilerle öldürürler değil mi anne?' diyen o sabiyi ve annesini duymayanların kalplerinde bırakınız kadınları, insana dair hiçbir sevgi filizleniyor olamaz. Bizim için insanlık alemi Rabbimizin emrettiği üzere erkekle kadından yaratılmıştır. Bunun ötesinde tüm kabuller, tüm uygulamalar, o döneme aittir, o topluma aittir. Birkaç asır öncesi Avrupa'sında kadınların o toplum piramidinin en altında yer almasıyla bugünün kadınları aşağılayan o zihniyeti arasında hiçbir fark yoktur. Her iki tutum da kadının 'Nisa' yani insan sıfatını kavrayamamış veya kabul edememiş anlayışların ürünüdür."

Hal böyleyken, Türkiye'de kadınlara yönelik şiddetle özellikle de kadın cinayetleriyle ilgili haberlerin kendisini fevkalade rahatsız ettiğini vurgulayan Erdoğan, kadına sırf cinsiyetinden dolayı böyle bir muameleyi reva gören kişinin, insanlıktan nasibini almadığına inandığını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hele hele çocuk istismarı, asla düşünmek, konuşmak, tartışmak istemeyeceğimiz bir vahşet halidir. Hem kadınlara hem de çocuklara yönelik saldırıların izini inancımızda ve kültürümüzde arayanlar kesinlikle art niyetlidir. Şayet adını tam olarak koymak gerekirse bu tür eylemlerin her biri birer insanlık suçudur." diye konuştu.

- "Onlar üzüm yemenin değil, bağcıyı dövmenin peşindeler"

Bazılarının çıkıp, tamamen dikkati çekmek, popüler olmak amacıyla kavramları eğip bükerek, özünden saptırarak, asıl mesajını gizleyerek söyledikleri sözlerin hiçbir kıymetiharbiyesi olmadığını anlatan Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bunlar üzerinden dinimizi ve kültürümüzü karalamaya kalkanların derdi de ne kadınlar ne de çocuklardır. Onlar, üzüm yemenin değil, bağcıyı dövmenin peşindeler. Onlar milletin inancıyla ve değerleriyle hesaplaşmanın derdindedir. Cenneti annelerin ayakları altına seren bir inanç, kadına yönelik şiddeti veya kötü muameleyi tavsiye edebilir mi? 'Ana gibi yar olmaz' diyen bir kültürün kadını ötekileştirmesi, ikinci sınıf görmesi mümkün mü? Şems, 'Kadın bilmeyene nefs, bilene nefestir.' diyorsa böyle bir medeniyette kadının yeri tartışılamaz. Öyleyse çözmemiz gereken mesele birtakım psikopatlara, birtakım cani ruhlulara, birtakım sapıklara harekete geçme cesareti veren iklimin ortadan kaldırılmasıdır. Bunu da hep birlikte yapacağız."

Türkiye'de bu konuda 2004'teki anayasa değişikliğinden beri pek çok düzenleme yapıldığını, uygulamada da ciddi mesafeler kat edildiğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Son dönemlerde karşımıza sıkça çıkan haberler, kadına yönelik şiddet ve çocukları hedef alan tacizler konusunda milletimizde ve dolayısıyla medyada oluşan hassasiyetin bir ifadesidir. Eskiden adeta yapanın yanına kar kalan şiddet ve istismar eylemleri, artık ne milletimiz ne de devletimiz tarafından görmezden geliniyor. Kız çocuklarının eğitim düzeyleri, artık erkek çocuklarla aynı seviyede, hatta daha ileri. Dolayısıyla genç kızlarımız ve kadınlarımız, bu tür durumlarda daha bilinçli, daha cesur daha dirayetli hareket edebilmektedir."

- "Kadınlarımızı her alanda daha ileriye taşımakta kararlıyız"

Kadınların, toplum hayatındaki yerinin güçlendiğinin en önemli göstergelerinden birisinin de istihdam olduğuna işaret eden Erdoğan, 2005'te yüzde 23 seviyesinde olan kadınların iş gücüne katılım oranının, geçen yıl yüzde 34'ü geride bıraktığını belirtti.

Kadınların iş gücüne katılımı konusunda 2023 hedefinin yüzde 41'e ulaşmak olduğunu aktaran Erdoğan, "Bu tablo, ülkemizin kalkınma ve büyüme hedeflerinin de bir gereğidir. Kadınların destek vermediği bir ekonomide hedeflediğimiz büyüme oranlarına ulaşmamızın mümkün olmadığını biliyoruz. Bunun için gerek çalışan gerekse girişimci olarak kadınlarımıza her türlü desteği veriyoruz, vermeyi de sürdüreceğiz." dedi.

"Kadın var evdedir, kadın var gönülde. Kadın var görevdedir, kadın var eğitimde. Kadın var ilaç gibi her derde çaredir. Kadın var taç gibi hep baş üstündedir." dizelerini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Başımızın tacı olan kadınlarımızı her alanda daha ileriye taşımakta kararlıyız. Evde, işte, okulda, hayatın her alanında kadınlarımızla birlikte yol yürümeye devam edeceğiz. Siyasete girdiğim günden beri en büyük desteği hep kadınlarımızdan gördüm. Siyasi çalışmalarımda, kadınlarımıza ulaşmaya, onları siyasette aktif hale getirmeye özel önem verdim. İnşallah 2023 hedeflerimize yine kadınlarımızla birlikte ulaşacak, 2053 ve 2071 vizyonlarımızı onlarla birlikte inşa edeceğiz."

- Notlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan'ın beraber geldiği programa, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ve çok sayıda sendika üyesi katıldı.

Konuşmalar sonrasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Hizmet İş Sendikası Konya Şubesinin 2 kadın üyesi tarafından tablo takdim edildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'a da seramik zeytin dalı hediye edildi.

Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, programa katılanlarla aile fotoğrafı çektirdi.

(Bitti)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :