Prof. Dr. Ali Akpınar

Prof. Dr. Ali Akpınar

HAC İBADETİNİN TEMEL HEDEFLERİ/HİKMETLERİ

HAC İBADETİNİN TEMEL HEDEFLERİ/HİKMETLERİ

Elbette taabbüdî ibadetler Yüce Allah’ın emri olduğu için yapılır. Onlar da mutlaka bir hikmet ve bir gerekçe aranmaz. Ancak bir adı da ‘Hakîm’ olan ve her yaptığında, her söylediğinde sayısız hikmetler olan Yüce Yaratıcının emrettiği ve yasakladığı her şeyde de pek çok hikmet vardır. Bunların bilinebilenleri olduğu gibi, net olarak bilinemeyenleri de olabilir. Emir ve yasaklardaki hikmetleri bilmek, her şeyden önce onları emreden hakkında olumlu kanaatlere sahip olmayı sağlar; öte yandan kimi insanın onlara daha çok ve daha bir iştiyakla yönelmesini sağlar; tabi ki bu kimi insan için de aynı derecede etkili olmayabilir.

İbadetlerde asıl hedef Yüce Allah’ın isteğini yerine getirerek O’nun hoşnutluğunu kazanmaya ve O’na yakın olmaya çalışmaktır. Bu asıl gaye hiçbir zaman göz ardı edilmemeli ve diğer hikmet ve sebepler bunun önüne geçirilmemelidir. İşte Hac da pek çok hikmetleri bağrında barındıran önemli bir ibadettir. Nitekim hacla ilgili ayetlerde “Onlar kendileri için olan bir takım menfaatlere tanık olsunlar..”[1] “Onda (hac fiillerinde veya kurbanlıklarda) sizler için belli süreye kadar bir takım menfaatler vardır..”[2] “Rabbinizin fazlından /rızkından istemenizde size herhangi bir günah yoktur..”[3] denilerek hac ibadetindeki bu bireysel ve toplumsal, dünyevî ve uhrevî yararlara işaret edilmiştir. Rivayet edilir ki Ebû Hanife, hac yapmadan önce diğer ibadetleri üstün sayardı; ama o, hac yaptıktan sonra haccı tüm diğer ibadetlerden üstün saymıştır, çünkü onda pek çok özellik ve güzellik bir araya gelmiştir.[4] Hac ibadetinde bulunan ve hac ibadetini yapan birey, o kişinin yakın çevresi ve diğer insanlar açısından hikmetleri şöyle sıralayabiliriz:

1. Hac, Allah içindir, O’nun için, O’nun emri olduğu için, O’nun hoşnutluğunu kazanmak için yapılır. Nitekim ayetlerde “Yoluna gücü yetenin Beyti haccetmesi, insanlar üzerinde Allah’ın bir hakkıdır”[5] “Haccı ve Umreyi Allah için tamamlayın”[6] buyurulmuştur. Bir hadiste de haccın asıl amacından saptırılabileceğine şöyle dikkat çekilmiştir: “Ahir zamanda devlet adamları seyahat, zenginler ticaret, fakirler dilenmek, ham sofular da gösteriş için hac yaparlar.”[7]

2. Allah’ın evi olarak nitelenen ve ilahî birliğin, bir Allah’a boyun eğmenin, O’na bağlılığın bir sembolü olan Ka’be başta olmak üzere, diğer kutsal mekanlarla Yüce Allah’a saygı adeta somutlaştırılır.

3. Hac, insanı maddî ve manevî kirlerden arındıran, ruhî doygunluk ve dinginlik veren bir ibadettir. Hac, içerisinde çok büyük fedakarlık, ihlas, sabır, dua, zikir yoğunluğu olan bir ibadettir.

4. Hac, toplu dua ve ibadet coşkusunun en zirvede tadıldığı bir ibadettir. Mazlumların, zayıfların, güçsüzlerin, seçkinlerin dualarından yararlanılan bir ibadettir hac.

5. Haşr ve neşire benzerliği ile insanlara Ahireti hatırlatan ve ona hazırlayan bir ‘öte dünya’ hazırlığıdır. Hac için yola çıkan kişi, tıpkı Ahiret yolculuğuna çıkıyormuş gibi beraber yaşadığı insanlarla helalleşir, çok sevdiği eşini dostunu, malını mülkünü geride bırakarak yola koyulur.

6. Hacda tarihî tevhid birliği hatırlatılır ve yaşatılır. Zira hac, temeli Peygamberlerin atası sayılan Hz. İbrahim’e dayanan, onun belgezarlarının yaşatıldığı, pek çok hatıranın yad edildiği bir ibadettir. Yine Hz. Peygamber ve ashabının tevhid mücadelesinin geçtiği yerlerde yapılan hac, o seçkin kişilerin yaşadıklarını gözümüzde canlandıran, Müslüman olarak namazda günlük olarak yöneldiğimiz Ka’be’yi canlı olarak yerinde görmemizi sağlayan bir ibadettir.

7. Bir güvenlik ve dokunulmazlık bölgesi, bir sit alanı olan Harem bölgede hacı, barış içerisinde yaşamanın, çevreyi korumanın, insan şöyle dursun, hayvan ve bitkileri bile incitmemenin ne demek olduğunu anlar ve pratik olarak yaşar.

8. Hac, yıllık, dinî, ilmî, politik, diplomatik, ekonomik, sosyal uluslar arası bir kongredir. Onda dünyanın çok değişik yerlerinden gelen seçkin ilim adamları karşılıklı fikir ve görüş alış verisinde bulunur, birbirlerinin çalışmalarından haberdar olurlar. Diplomatik görüşmeler yapılır, yeni stratejiler belirlenir. Hac büyük bir ekonomik Pazar olarak pek çok kişinin para kazandığı, görgüsünü-bilgisini artırdığı büyük bir panayırdır. Müslümanların yetkin ve seçkin kişileri, insanlığın geride bıraktığı bir yılı gözden geçirir ve gelecek bir yıla dair plan ve programlar yapar, birbirlerine yararlı tavsiyelerde bulunurlar.

9. Hac, sosyalleşmenin göstergesidir. Farklı kültür ve seviyede pek çok insanın bir arada yaşama örneğini sunduğu bir fırsattır hac. Karşılıklı yardımlaşma ve dayanışmanın yapıldığı; insanların bir tarağın dişleri gibi eşitlendiği bir gösteri alanıdır.

10. Hac ibadeti, Müslümanlara ve diğer inanç sahiplerine, İslam Dininin birleştiriciliğini ve İslam Toplumunun ihtişamını gösteren, onların birlik ve beraberliğini, kararlığını simgeleyen bir gösteridir.

11. Hac, çok yönlü ve dolu dolu yapılan bir seyahat olarak, yolculuğun maddî ve manevî yararlarını bağrında barındıran bir ibadettir. O, o uğurda karşılaşılan sıkıntılara sabretmeye ve disiplinli bir hayata alıştırır. Seyahatin sıhhat demek olduğu düşünülürse, Hac ibadetinin insan sağlığına da katkısı olan bir ibadet olduğu söylenebilir.

12. Özellikle toplumun önderleri olan ilim adamları ve yöneticiler için, birden fazla hac yapmak, son derece önemli ve anlamlıdır. Seyahatin bir hayli kolaylaştığı ve bir çok kişinin kaçınılmazı olduğu bir dünyada, birden fazla hac/umre yadırganmamalı ve engellenmemelidir. İnsanlar, her yıl denize, kaplıcaya, tatile gitmeyi kendileri için bir gereksinim olarak algılıyorsa; neden beş/on yılda bir hac yahut umreye gitmesinler. Sahâbe ve büyük imamların çok sayıda hac yaptıkları da bu çerçevede değerlendirilmelidir.

Bugünkü hac uygulamasında Müslümanlar, sayılan bu hikmetlerin bir kısmını bir ölçüde gerçekleştiriyor olsalar da, onların diğer ibadetleri gibi, hac ibadetini de tam randımanlı bir şekilde yaptıkları söylenemez. Bu, insanların dinî bilgilerden, bilinç düzeyinde yoksun olmalarıyla ilgili olup iyi ve uzun soluklu eğitim süreçleriyle aşılabilecek problemlerimizdendir. Ama şurası da bir gerçektir ki, bu gayelerin gerçekleşmesi haccın belirlenen mevsimde ve çok katılımlı olarak yapılmasına bağlıdır.

 



[1] 22 Hac 28.

[2] 22 Hac 33.

[3] 2 Bakara 198.

[4] Bkz. Zemahşerî, el-Keşşâf, III, 11.

[5] 3 Alu ımran 97.

[6] 2 Bakara 196.

[7] Gazalî, İhyâ, I, 269.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.