"Günahım Yok Demek de Günah"

"Günahım Yok Demek de Günah"

"Günahım Yok Demek de Günah"

Berat Kandili dolayısıyla, Konya Trabzonlular Kültür, Dayanışma ve Yardımlaşma Derneğinin düzenlediği “Berat Gecesi” konulu söyleşiye konuşmacı olarak katılan Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. İrfan Çakıcı; “Günahlara karşı Allah-u Teala’nın af kapısının sadece Berat Gecesi’nde değil, tüm zamanlarda kulları için sonuna kadar açık olduğunu” ifade ederek, “Bir kişinin benim günahım yok demesinin bile günah olduğunu” söyledi.

Konya Trabzonlular Kültür, Dayanışma ve Yardımlaşma Derneğinin düzenlediği “Berat Gecesi” konulu söyleşi programına konuşmacı olarak katılan, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. İrfan Çakıcı, Berat Gecesinin önemi ve günahlardan nasıl uzak durulabileceği konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Çakıcı konuşmasında; Bir insanın günah işlediği veya hata yaptığı zaman eğer tövbe ederse af kapılarının açılacağını, bunun sadece berat gecesinde değil, tüm zamanlarda Allah-u Teala tarafından biz kullarına sonuna kadar açık olduğunu ve dileyenin her an o rahmet kapısından istifade edebileceğini söyledi.

Günahım Yok Demek de Günah

Allahu Teala’nın bu gecede yok benden af dileyen, yok mu benden bir şey isteyen şeklindeki ifadelerinin esasında tüm geceler için geçerli olduğunu belirten Çakıcı, bu gecenin öneminin üç aylar içerisinde olması, şaban ayı içerisinde olması ve berat gecesinde yer alıyor olması, katmerli bir rahmetin kulları üzerine açık olduğunu ifade ederek, “Biz günahkarız, her mümin bunu doğal olarak itiraf etmelidir. Bir kişinin kendisinin günahının olmadığını söylemesi veya böyle düşünmesi zaten günahtır. Böyle düşünen bir insan günaha girmiş olur. Dolayısıyla günahsız mümin yoktur. Peygamberler dahi Allah’ın lütfüyle onun tasarrufu ile günahkar değillerdir. Onun dışında aklımıza gelebilecek herkesin günahı vardır. Mümin kişi meseleye öyle bakar. İşte insan böyle zamanları değerlendirmek suretiyle işlemiş olduğu günahlardan af edilmesi, bağışlanması noktasında gayret sarf etmesi gerekir.” dedi.

Allah Vaadinden Asla Caymaz

Bir kişi eğer ben günahkarım, bu halimle Allah’ın huzuruna nasıl çıkacağım diye düşünmeye başladığı vakit kişinin bir arayış içerisine girdiğini ifade eden Çakıcı, “Zaten Müslümanız biz cennete gitmeyeceğiz de kim cennete gidecek şeklinde mümine yakışmayacak bir tavır içerisine girdiğimiz zaman, şeytan bizi aldatıyor demektir. Esasında çok günahımız olduğundan, Allahu Teala’nın affına, mağfiretine her zaman ihtiyacımız olduğu ve bizlere vaat edildiği şekliyle, kişi tövbe, istiğfar ettiği zaman Allah onu affedeceğidir. Allah vaadinden asla caymaz.” dedi.

Allah, Şirk Koşanları da Af Eder

Bir kişinin Allahın azabından emin olması ve mutlak suretle böyle bir emniyet psikolojisiyle hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Çakıcı, “Kişi eğer Allahın rahmetinden ümidini keserse kişiliğini de kaybetmiş olur diyerek, günahlara karşı nasıl bir tutum içerisinde bulunmamız gerektiğini örneklerle açıkladı. Çakıcı; “Ayet-i Kerimede Cenab-ı Allah bize şöyle özetliyor. Mümin günah işler, sonra istiğfar eder, çünkü Allah’tan başka günahları affedici hiç kimse yoktur. Allah şirk dışında bütün günahları bağışlayacağını vaat etmektedir. Şirk esasında affedilmez ama kişi şirkten vazgeçtiği zaman şirki de af eder. Örnek vermek gerekirse, sahabelerin aşağı yukarı büyük bir çoğunluğu müşrikti, bir kısmı Peygamber (S.A.V)  Efendimize gelip, Müslüman olacağım ama benim bundan önceki halim ne olacak diye soruyor. Peygamber Efendimiz de diyor ki; mümin olduğun andan itibaren öncesinde ne varsa hepsi yok oldu. Dolayısıyla Allah Teala şirkten vazgeçeni bile affedeceğine göre, bizim gibi şirkten uzak duran ancak günah işleyenleri hayliyle affedebileceğini bize vaat ediyor.” dedi.

Sürekli Günah Fıtratı Bozar

“Onlar günah işlerler, ama günahlarında ısrar etmezler” ayet-i kerimesiyle ile ilgili önemli bir hususa da değinen Çakıcı; “Bu ısrar meselesi o kadar tehlikeli bir kapı açığı ki insanlar herhangi bir günahta ısrar ettiği zaman o günaha karşı bütün hassasiyetini kaybeder. Allah fıtraten insanlara bazı özellikler veriyor, zamanla o fıtrata uygun hareket edildiği zaman fıtrat bozulmuyor. Ancak aykırı hareket edildiği zaman hangi yönde hareket edilmişse o yöndeki fıtri özellik kayboluyor. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; “Mümin bir günah işlediğinde günahını bilir. Çünkü günah kalbe tedirginlik verir. Hayırlı bir şey yaptığında müminin kalbi sükunet bulur”. Allahu Teala’nın bize bahşetmiş olduğu bedenimizdeki fıtri özellikle bir günah ilk kez işlendiğinde insan rahatsız olur, devamlı işlenirse artık bu sıradan hale gelir ve fıtri özellik kaybolur. Örnek vermek gerekirse, göz harama baktığı zaman hemen kalbe yansıtır, kalpte bunu rahatsızlık olarak hisseder. Bir zaman sonra başta duyulan rahatsızlık kaybolur. Şeytan her bir günahı insana mantıkla yaptırır. Allah fıtraten tertemiz göz, tertemiz kalp vs vermiş, fıtrata aykırı hareket edildiği zaman bunlar özelliklerini kaybeder” dedi. Israrın bu denli tehlikesi olduğunun altını çizen Çakıcı; Günahta ısrar edilmemesi gerektiğini, eğer ısrar edilirse, Cenab-ı Allah tarafından bizlere verilen bahşedilen fıtratı özelliklerin kaybolacağını ve bir zaman sonra günah karşısında hiçbir hassasiyeti olmayan ve günahları son derece sıradan gören insanlar haline gelebileceğimizi sözlerine ekledi.